Google Play Store
App Store

Rendeye ne zaman girdim hatırlamıyorum. Artık hiçbir şeyi net hatırlayamıyorum zaten.

Rendede gerçeklik bambaşka bir boyutta zaten. Az önce alkışladığımız birisini, şu anda yerin dibine sokmak zorundayız mesela. Kimse kimseye güvenmiyor. Gerçek diye bir şey yok zaten rendenin içinde. Camlardan gelen güneş ışığı bile suni olmayabilir. Ne zaman, nerede, nasıl oldu bilmiyorum; buraya nasıl geldim hatırlayamıyorum…

Sanki buradaki hayatımızla dışarıdaki hayatımız bambaşka hayatlar gibi. Az önce öğle yemeği için indiğim kat şu anda TikTok stüdyosu olmuş. Göz açıp kapayıncaya kadar her şey değişiyor. Keşke size gördüklerimi gösterebilseydim, duyduklarımı duyurabilseydim… Ama o da mümkün değil. Yediğimize ya da içtiğimize bir şey atıyorlar kesin. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Bugün günlerden kimdi? Başlamalıyım bir yerden, resimler, yüzler, bilmem neler. Kimin bugün doğum günüydü? Takside unuttuğum gitar benim miydi? Bu hangi evin anahtarı? Durmadan rüyama girenler, ormanda ekmek kırıntısı. Gündüz gürültüsü, gece gurultusu, bunlar kimin? Benim mi bütün kurduğum hayaller ya da kimlerleyim günlerle miyim?

Dediğim gibi, rendenin içinde olmaktan başka bir gerçekliğim yok artık benim. Belki de ben bir rendeyim, neredeyim ne bileyim? Şimdi elime yazılı bilgi geldi: Karıncalar hakkında ileri geri konuşmamız gerekiyor. Sosyal medyada, orada burada karıncalar hakkında olumsuz şeyler yazmamız istendi. Yazalım bari, işimiz ne? Karıncalar zaten malum örgütle işbirliği yapmış…

Başımızdakine de hiç güvenmiyorum. Yani güvenmek istiyorum ama kendisi de fazla bir güven vermiyor. Sürekli bir şeyden ya da birçok şeyden tedirgin bakışları, gün boyunca üzerimizde ama onu gözleyen de bir çift göz var belli ki. Sürekli dikkatli, güvercin uykusunda, gergin ve belli ki tedirgin. Belki de yaptığının yanlış olduğunu o da biliyor. Belki o yüzden tedirgin. Son günlerde hiç uyumuyor, ya da uyuyor, hiç anlaşılmıyor…

Yuvarlak gözleri bir robotun gözlerine benziyor. Hiç kapanmıyor, belki de bir robottur, neden olmasın? İnsana benzer bir huyunu göremedik ya da görsek bile hatırlamıyoruz. Belki de hepimizden daha fazla insandır. Belki üst insandır kendisi. İnandığı şeyi yapıyordur. Dünyayı, bu ülkeden başlayarak daha iyi bir yere dönüştürmek istiyordur belki. Acaba rendenin dışına çıktığında onu nasıl bir hayat bekliyor hiç düşünüyor mudur? Eşi, dostu, çevresindekiler nasıl insanlardır? “Yapma oğlum bu işleri” diyeni var mıdır? Yoksa “Çok iyi yaptın, helal olsun” mu diyorlar? Kendisi kendisine inanıyor mu acaba rendenin içinde? Rendeye inancı tam mıdır? Yoksa proje bir emir kulu olarak mı görüyor kendisini? Emirleri ve gerçekleri sorguluyor mudur? Benim gördüğüm rengi benim gibi görebiliyor mudur? Gökyüzüne baktığında ne görüyor acaba? Çok fazla ses yaptığı için susturulması gereken kuşları mı, yoksa şekli istenmeyen yasaklı amblem ve sembollere benzeyen bulutları görüp rahatsız mı oluyor?

Gerçekliğin neresindedir ahlakının evi? 5 yıl sonra kendisini nerede görüyordur o her şeyi gören ve hiç kapanmayan gözleriyle acaba?

Karıncaları ezen bilinçsiz, akılsız, annemizin babamızın sevmediği, sadece şımarttığı çocuklar gibiyiz, neyle uğraştığımız belli bile değil. Bak bir karınca yuvası gördüm burada, oradaki karıncaları ezsem bile, ne olacak? Kime faydası çıkacak? Karıncalar her yerde. Geçen gün mutfak olarak kullanılan ama sonra birden yapay zeka odasına dönüşen 14. kattaki odada da vardı bu karıncalar. Ekmek kırıntılarına gelmişler. Demin merak ettim baktım, 2022 yılında yapılan kapsamlı bir araştırmaya göre, dünya üzerinde yaklaşık 20 katrilyon (20.000.000.000.000.000) karınca olduğu tahmin ediliyormuş! Bu sayı, insan başına yaklaşık 2.5 milyon karınca demek! Ez ez bitmez. Tüm bu karıncaların toplam biyokütlesi, insanlığın toplam biyokütlesinden bile daha fazla olabilir. Küçükler ama birlikte dev gibiler…

Müdür yine geldi, gözleri iyice açılmış, hızlı hızlı kendi kendine bir şeyler mırıldanıyor. Elleriyle sırtını, kollarını, bacaklarını kaşıyıp duruyor. Gözlük camlarından içine baktığımda o hissiz gözleriyle karşılaştım bu sefer. Gözünün de içine gözbebeğinin içinde bir karınca gördüm sanki. Ya da görmedim, bunlar da bir rende esintisi.