Yakamadıkları cadıların torunlarıyız, peki ya yaktıkları?

Sarya Toprak- Gazeteci
Dünya’da ve Türkiye’de feministler arasında yankılanan bir söz var: “Yakamadığınız cadıların torunlarıyız.” Bir de yakılan cadılar var. Onlar kimlerdi, neden yakıldılar gibi sorular tüm feminist kadınların aklına ara ara düşer. Ben de Edinburgh Üniversitesi’nin yaptığı bir interaktif cadı haritasına denk geldim (https://witches.is.ed.ac.uk/). Bu haritadan yakılan cadıların isimlerine, nerede yaşadıklarına ve bazılarının suçlarına dair bilgilere ulaşabiliyoruz.
Ortaçağ kadınlar açısından karanlık bir dönemdi. Binlerce kadın cadılıkla suçlanarak işkence gördü, idam edildi veya sürgüne gönderildi. Bu dönemde yaşananlara “cadı avları” denildi. Her dönemde olduğu gibi kadınlar sadece kadın oldukları için egemenlerin hedefindeydi, ama sadece bununla sınırlı değildi. Kadınların aynı zamanda bilgi, güç ve bağımsızlık arayışlarıyla da savaşılan bir dönemdi. Cadı avları doğrudan bir sınıfa ve cinsiyete yönelikti. Bunun en büyük göstergelerinden biri ise cadı olmakla suçlananların hep yoksul ve köylü kadınlar olmasıydı.
TDK’ya göre cadı kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın anlamına geliyor. Dil Derneği ise huysuz, çirkin, ihtiyar kadın olarak tanımlıyor. Peki bu kadınlara neden cadı dendi?
14. yüzyılda Avrupa’nın üçte birini yok eden veba salgınının ardından yoksulluğa karşı örgütlenen kadınlar ve erkeklerin dayanışmasına ket vurmak isteyen egemenler cinsel baskı politikalarını seçenek haline getirdi. Ortaçağda birçok Avrupa şehrinde “fahişelik” önemli bir ekonomik faaliyet haline getirildi. Fransa'nın birçok kentinde, Venedik'te, belediye yetkilileri altsınıf kadınlara cinsel saldırıda bulunulmasını suç olmaktan çıkardı. Özellikle 14. yüzyılda, bekâr ve işçi sınıfından kadınlara yönelik suçların cezası yoktu. Bu cinsel saldırı suçlarını farklı sosyal sınıflardan erkekler genellikle toplu şekilde işlerdi. Cinsel istismara maruz bırakılan kadınlar genellikle hizmetçiler veya çamaşırhanelerde çalışan yoksul kadınlardı. Yoksul kadınlara devletin desteğiyle cinsel saldırıda bulunulması, feodalizme karşı mücadelelerde sınıf dayanışmasını zayıflattı. Bu durum tüm işçi sınıfı için olumsuz sonuçlar doğurdu. Cinsel saldırının yasallaştırılması her sınıftan kadını etkileyen kadın düşmanlığını da körükledi. Kadına yönelik şiddet tüm toplum tarafından kabul gören, olağan bir şey haline getirildi. Kilisenin baskılarına, cinsel tahakküme boyun eğmeyen kadınlar tarihteki ilk doğum kontrol yöntemlerini buldular. Bu doğum kontrol yöntemleri kilise tarafından kara büyü ile ilişkilendirildi.
Cadı avları, 15. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Avrupa'nın birçok yerinde sürdü. Cadı avları sürerken öne çıkan suçlamalar, sihir yapmak, iblislerle işbirliği yapmak, şifacılık yapmak, toplumun huzurunu bozmaktı. Ancak asıl neden kadınların toplumsal normlara uymaması, bağımsız olması veya özellikle de toplumun erkek egemen yapısına meydan okumasıydı.
Cadı avları sırasında kadınlar, işkence altında sahte ifadeler vermeye zorlandılar veya komşuları tarafından “cadı olmak” iftirasıyla suçlandılar. Yargılamaların ardından, birçok kadın ya ateşte yakılarak ya da asılarak idam edildi. Bazıları da sürgüne gönderilerek toplumdan dışlandı.
Cadı avları sırasında kadınlara yaşatılanlar, toplumun kadınları kontrol altına alma ve direncini kırma çabalarının yansımasıydı. Kadınlar, genellikle toplumun dışına itilerek susturuldu ve bastırıldı.
Cadı avcıları, kadınlara yönelik toplumda nefret uyandırmak için uğraştı. Cadı avlarıyla kadın bedeni, emeği, cinselliği devlet kontrolü altına alınarak ekonomik kaynaklara dönüştürülmek istendi. Kadınlara hâlâ baskı kurmaya devam eden patriarkal kapitalist düzenin kuruluşuna aracılık edilmiş oldu.
Günümüzde, cadı avları tarihin utanç verici bir dönemi olarak hatırlansa da o dönemdeki politikaların değişip dönüşerek varlığını sürdürdüğünü söylemek yanlış olmaz. Tabii ki sistem kadınlar üzerindeki baskılarını artırdıkça kadın dayanışması ve mücadelesi de yükseldi. Kadınlık tarihi topyekûn bir direniş tarihine dönüştü.
Kaynak: https://archive.org/details/silvia-federici-caliban-ve-cadi/page/243/mode/2up
https://feministbellek.org/cadi/
https://elyazmalari.com/2019/12/20/ilksel-birikim-surecinde-kadinlar-cadi-avi/
https://witches.is.ed.ac.uk/