Yaratıcılığa yatırım ve lobicilikten arınma
Bu süreçte ‘Antalya Film Forum’un (AFF) yeni direktörü Betül Günay ile tanışma fırsatım oldu. AFF Sümer Tilmaç bölümünde ön jürilik görevimi şeffaf ve hakkaniyetli bir şekilde tamamladıktan sonra, Betül Günay’ı daha yakından tanımanız gerektiğini düşündüm.
Çeyrek asırdır yaptığım gibi, Altın Portakal Film Festivali’ne dair genel değerlendirme yaparak başlayayım. Türkiye’de film sektörünün tam merkezinde yer alan önemli isimlere göre sektörün geleceği parlak. Bence değil. Evet teknolojik gelişmeler, yaratıcı süreçleri ve projeleri destekleyen yeni imkânlar sunuyor ve ben de bu gelişmeleri oldukça umut verici buluyorum ama genç ve yeni yeteneklere daha fazla yatırım yapılması gerektiğini düşünüyorum. Hatta bana kalırsa, birkaç yıl boyunca yeni projeler çekmek yerine sadece projelerin geliştirilmesine yönelik yatırımlar yapılmalı. Proje geliştirme aşamasına daha fazla önem vermek, yaratıcı ve kaliteli işler çıkarmak adına çok önemli bir adım olacak. Senelerdir tanıdık ilişkiler ve lobicilikle ödüllendirilen filmlerin, yaratıcı kalitenin önüne geçtiği bir ‘saadet zinciri’ olduğunu savundum. Bu yıl Altın Portakal’da bu zincirin kırıldığını görmek beni sevindirdi. Ancak, ulusal yarışma filmleri arasında sinema dünyasında temel bilgiye dahi hâkim olmayan birçok yapımın yer aldığını da gözlemledim. Benim için öncelik her zaman sinema ve ardından seyirci oldu. Bu iki unsura da uzak kalan bu tuhaf durumda, Türk Sineması’nın bir adım ileri ye gitmesi oldukça zor. Tıkanmış durumdayız! Sektör gerçekten yaratıcı ve nitelikli projelere destek verilmesi gereken bir noktada. Kalıcı ve anlamlı değişiklikler yapılmadığı sürece mevcut yapının sürdürülebilir olması mümkün değil. Bu nedenle bu yıl hayatımda köklü bir değişiklik yaparak film yapım sürecinin daha erken aşamasına geçtim ve yapım tarafında içerik direktörü olarak sinemaya katkıda bulunma yolunu seçtim.
Bu süreçte ‘Antalya Film Forum’un (AFF) yeni direktörü Betül Günay ile tanışma fırsatım oldu. AFF Sümer Tilmaç bölümünde ön jürilik görevimi şeffaf ve hakkaniyetli şekilde tamamladıktan sonra, Betül Günay’ı daha yakından tanımanız gerektiğini düşündüm. Kendisi, birçok festivalin yönetim ekibinde ve danışma kurullarında yer almış genç bir isim. Aynı zamanda Troya Kültür Sanat ve Araştırma Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı olan Günay, sadece AFF’nin değil, yeni bir platform olan ‘Troya Film Platformu’nun da kurucu direktörü.
Yönetimini devraldığınız Antalya Film Forum’un mevcut durumu ve gelecekteki hedefleri neler?
Film Türkiye’de uluslararası ortak yapım ve proje geliştirme marketi olarak sinema endüstrisinin üretim hafızasını yansıtan ve onu geleceğe taşıyan en güçlü marketlerden biri. 2014’te Zeynep Atakan’ın vizyonu ve liderliğinde başlatılan Film Forum, kısa sürede uluslararası arenada tanınan ve önemli film endüstrisi profesyonellerini ağırlayan bir yapı haline geldi. Film Forum’un ilk yıllarında çalışan biri olarak, yıllar sonra Film Forum’un yöneticiliğini yapacak olmak benim için büyük bir değer ve gurur. Gelecek yıllarda yapılacak Film Forum’da katılımcıların ihtiyaçlarını daha iyi anlamak ve onlara uygun çözümler üretmek için daha fazla araştırma yapmak, imkân yaratmak ve geribildirim toplantıları organize etmek gerektiğini düşünüyorum. Ek olarak Film Forum’un ilk yıllarda katılımcıların her yıl alışkanlıkla bekledikleri kahvaltı buluşmaları, pitching eğitimleri gibi çalışmalar da gelecek yılların planı içinde.
Geçen yılki festivalin iptali, Film Forum’u nasıl etkiledi?
Geçen seneki festivalin iptali, Film Forum için önemli bir dönüm noktası oldu. Hem festival adına hem de forumda yarışan projelerin görünürlüğü, akıbet yolculuklarında yaptıkları planlamaları sekteye uğramış oldu. Film Forum’da pitching (film yapımcısına bir film veya dizi fikrini kısa ve öz bir şekilde sunmak) yapmaya hak kazanan proje sahipleri her yıl Antalya’da fiziki olarak uluslararası katılımcılar ve potansiyel yapımcılar ile bir araya gelme şansına sahip oluyordu, seçilen projeler bu fiziki buluşmayı yapamadan bir sonraki yılı beklemek durumunda kaldılar. Geçmişte yaşanan zorluklar, Film Forum’un gelişimi için yeni stratejiler ve yaklaşımlar geliştirmesine olanak tanıyabilir.
Bu sene Antalya Film Forum nasıl geçti?
Bu yıl da Antalya Film Forum yoğun ve dolu bir programla gerçekleşti. 5 farklı pitching kategorisinde 119 başvuru alındı ve 19 proje ana jüriye sunumlarını gerçekleştirdi. Katılımcılar ulusal ve uluslararası yapımcılarla birebir görüşmeler yaptı. Forumda yer alan firma sahipleri, projelerle ilgilenmeye devam edeceklerini belirtti. Bu süreçte emeği geçen tüm jüri üyelerimize ve Film Forum ekibine teşekkür ediyorum.
Troya Film Platformu’nun da kurucu direktörüsün. Nasıl bir hikâye yatıyor bu platformun arkasında?
Troya Film Platformu’nun (TFP) hikâyesi aslında Troya’da başladı. Çanakkale’de yer alan İnkaya Mağarası’nın belgesel çekimleri sırasında Troya ile tanıştım. Troya, tarihi ve kültürel olarak sinema sektörü ve yaratıcı projeler için eşsiz bir alan ve hikâye kaynağı. Uzun zamandır sinema sektörüne yeni projeler için bir destek alanı oluşturmanın gerekliliği üzerine düşünüyordum ve Troya bu düşüncemi hayata geçirmek için vesile oldu. İlyada’nın yazılmasının üzerinden yaklaşık 2750 yıl, Troya kazılarının başlamasının ardından ise neredeyse 150 yıl geçti. Bu kadar zaman sonra Troya konusunda yeni bir girişim olabilir mi diye düşündük ve bu kültürel mirası sinemanın yaratıcı gücüyle birleştirerek yola çıktık. Troya, tıpkı bir senaristin kendi dertlerini ve hislerini hikâyeye dökmesi gibi, eski bir hikâyeyi yeni bir dille sunmayı vadediyor. Yönetmenler, müzisyenler, yapımcılar, her biri bu hikâyenin farklı katmanlarını keşfederek dünyaya farklı açılardan yansıtmaya devam edecek. TFP, Troya’nın ve bu kültürün Anadolu için ne ifade ettiğini ve kimliğimizdeki yerini dünyaya duyurmaya devam edecek. Amacımız, yaratıcı projelerin daha görünür olmasını sağlamak, ulusal ve uluslararası işbirliklerini artırmak ve sinema profesyonelleri ile genç yetenekler arasında güçlü köprüler kurmak. Bu doğrultuda, Türkiye ve dünyadaki uluslararası marketler ve festivaller ile işbirlikleri yapmaya başladık.