Google Play Store
App Store

AKP tarafından sunulan ve sokak hayvanlarının itlafını öngören Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, geçen hafta TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda görüşülmeye başlanmış ve ilk 3 maddesi de kabul edilmişti. Kısaca hatırlatalım, yasa teklifi belediyelere, “kuduz, bulaşıcı hastalık veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan” hayvanların “insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla” öldürülmesi yetkisini veriyor. Ayrıca, bütçeyi kullanmayan ve bu konuda yeterli çalışma yapmayan belediye başkanları ve yetkililerine hapis cezası öngörüyor. Başka bir deyişle teklif belediyelere sahipsiz sokak hayvanlarını öldürme şartı koşuyor.

Bilindiği gibi yasa teklifi uzun süredir toplumun gündeminde ve büyük tepkilerle karşılaştı. Tepkili olanlar sadece hayvan hakları savunucuları değil; toplumun her kesiminden insanlar bu zalim uygulamaya karşı seslerini yükseltiyor. Toplumun geniş kesimleri, hayvanların yaşam hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini savunurken, AKP bu hakkı hiçe sayarak hayvanların öldürülmesini meşrulaştırıyor. Üstelik bunu kamu sağlığı ve güvenliği için gerekli olduğunu söyleyerek ve çocukları da araçsallaştırarak yapıyorlar.

∗∗∗

Gerçekçi olmak gerekirse kamu sağlığı ve güvenliğini düşündüklerine inanmak güç. Neticede yaşam düşmanı vahşi bir grup hariç herkes yasa teklifine karşı. CHP ve DEM de kendi belediyelerinin hayvanların öldürülmesi ile ilgili karara uymayacaklarını açıkladılar.

AKP’nin katlim yasasına karşı oluşan bu birlikte kuşkusuz hayvan hakları savunucularının verdikleri mücadele etkili. Teklifin geniş halk kesimleri tarafından da bir mücadele konusu haline gelmesini sağladılar. Aylardır sokaklarda, meydanlarda itirazlar kesilmiyor.

Meclis görüşmeleri başladığından beri başta Ankara sokakları olmak üzere ülkenin tüm kentlerinde meydanlar mesken edinildi. Komisyon Başkanı AKP’li Vahit Kirişci, gazetecileri salondan çıkarmak istedi. Hayvan hakları savunucuları görüşmelerin yapıldığı salona alınmadı. Ama bu onları durdurmadı. Koridorlarda, Meclis önünde, parklarda, bulabildikleri her yerde toplanmaktan, polis müdahalesine rağmen vazgeçmediler.

∗∗∗

Hayvanların itlafı teklifi yeni bir muhalefet dalgası doğururken tartışmalar yasa teklifinin çizdiği çerçeveyle sınırlı kalmıyor, hayvan haklarını toplum tarafından yakından takip edilen ve tartışılan konular arasına yerleştiriyor. Bunu yasa teklifinin yapmadığını yaparak; adil ve yaşatma odaklı bir çözümün yolunu kolektif olarak arayarak yapıyor.

Bu süreç, hayvan hakları konusunu toplumsal adalet mücadelesinin merkezine yerleştirirken doğrudan demokrasi öneminin de altını çiziyor. Zannediyorum ki siz bu yazıyı okurken Komisyon ikinci görüşmesini de tamamlamış olacak. Yani katliam maddesi görüşülmüş olacak ve büyük ihtimalle AKP çoğunluğu ile kabul de edilecek.

Ancak Meclis’in tatile gireceği 31 Temmuz’a kadar yasalaştırılması planlanlanan bu teklifin geri çektirilmesi elzem. Bunun yolu da sokaktaki eylemlere destek vermekten, itirazı çoğaltıp yükseltmekten geçiyor. Zira Meclis duvarları halkın sesini geçirmiyor, itirazları duymuyor ve taleplerini görmezden geliyor. Temsili demokrasi bir kez daha işlevsizleşirken sokaklar, doğrudan temsilin, demokratik taleplerin yolunu döşüyor.  Başka bir deyişle, İzmir Yaşam Hakları Savunucuları’nın dediği gibi “Kanun teklifinin bütün maddeleri komisyondan geçip mecliste onaylansa dahi bu yasanın sokaklarda uygulanmasına asla izin vermeyeceğiz.”