Attila Aşut
yazievi@yahoo.com“Yeni paradigma”
Akademik ve entelektüel çevrelerin kullanmayı pek sevdiği “havalı” bir sözcüktür “paradigma”! Sınırları belli bir ekonomik, siyasal, toplumsal modelden söz ederken bu kavramı kullanırsanız sözünüzün ağırlığı artar, “derin düşünür” sayılırsınız!
Daha önce Fikret Başkaya’nın Cumhuriyetle hesaplaştığı Paradigmanın İflası adlı kitabıyla gündeme gelmişti “paradigma” sözcüğü. Atatürk karşıtlığında “Fesli Kadir”le yarışılan yıllardı. Kimi “Yanlış Cumhuriyet”ten dem vuruyor, kimi “Ne heyir gördük bu Cumhuriyetten?” diye şaklabanlık ediyordu! O günlerde Fikret Bey de “resmi ideolojinin eleştirisi” diyerek alternatif bir tarih yazımına girişmişti. Ne var ki birtakım önkabuller ve peşin yargılarla yola çıktığından nesnellikten uzaklaşmış; hatta Türkiye’nin Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın antiemperyalist bir nitelik taşımadığını öne sürecek kadar ölçüyü kaçırmıştı
Büyülü “paradigma” lafı yine gündemde. Şimdilerde “yeni paradigma”dan söz ediliyor. İçeriğini kimse bilmiyor ama herkesin ağzında bu sözcük…
Öcalan demiş ki, “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.”
Önce bir dil yanlışını düzeltelim. “Ehil ve kararlılığa sahibim” denmez. “Ehil” sözcüğü dilbilgisi açısından önaddır. Birinin ustalığını, yetkinliğini belirtmek için “ehil insan” deriz. Yani insan bir “işin ehli”, ustası olabilir ama “ehil sahibi” olamaz! O tümcenin şöyle olması gerekirdi:
“… gerekli katkıyı sunacak ehliyet ve kararlılığa sahibim.”
Daha işin başında böyle özensiz tümceler kurarsak sorunu anlatmamız büsbütün güçleşir…
∗∗∗
“Paradigma”, Latinceden Batı dillerine geçmiş bir sözcük. Biz de onlardan ödünç almışız. Kavramın Dil Derneği sözlüğündeki açıklaması şöyle: “Bir şeyin nasıl üretileceği konusunda ya da bir şey için açık ve tipik örnek, model.” Başlangıçta dilbilgisi terimi olarak kullanılıyormuş. Vikipedi’ye göre, 1960’lardan beri bilimsel disiplinlerde düşünsel çerçeve olarak uygulanıyor. Bütünlüklü bir dünya bakışı anlamına da geliyor…
Peki, “Devlet Bahçeli ve Tayyip Erdoğan’ın güç verdiği, Abdullah Öcalan’ın katkı sunacağı yeni paradigma” ne mene bir şeydir?
∗∗∗
Dünyada ve Türkiye’de kavramların hızlı değişimine tanık oluyoruz! Örneğin Suriye’de iktidarı ele geçiren cihatçı HTŞ’nin önderi Golani, uluslararası kuruluşların “aranan teröristler listesi”nde yer alırken (üstelik başına 10 milyon dolarlık ödül de konmuş!) Avrupa devletleri tarafından bir anda “demokrasi kahramanı” ilan edildi! Adamla görüşmek ve pastadan pay almak için sıraya girmiş Batılı ülkelerin fırsatçı bakanları…
Türkiye’de de durum farklı değil. Sözgelimi dün “terörist”, “terör sevici” diye suçlananlar, bugün “barış elçisi” konumundalar!
Öcalan’ın adını “terörist başı”, “bebek katili” gibi sıfatları kullanmadan anmayanlar, şimdi aynı kişiyi “terörü bitirecek başaktör” olarak görüyorlar!
Demek ki egemenlerin dönemsel gereksinimleri doğrultusunda dillerine doladıkları siyasal nitelikli suçlamaların gerçekte hiçbir önemi yoktur. Onlar zaten bazı şeyleri “siyaseten” söylediklerini gizlemiyorlar! “Siyaset”ten anladıkları bu! O yüzden siyaset kurumuna hiç güven kalmamış!
Düzen siyasetçilerinin gömlek değiştirir gibi görüş değiştirme, başkalaşma ve yeni durumlara uyum sağlama yetenekleri üst düzeyde. Koşullar değişince ışık hızıyla her kalıba girebiliyorlar!
∗∗∗
Şimdi de “yeni paradigma” senaryosuyla oyalıyorlar toplumu.
Adı henüz konmamış ve de belirsizliklerle dolu bu süreçte, birincisinden dili yanmış olan Erdoğan biraz geride dururken “Cumhur İttifakı”nın küçük ama etkili ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, art arda herkesi şaşırtan ataklar yapıyor. Ne var ki onun açıklamaları da çelişkili. Bir yandan “Ortada yeni bir çözüm veya açılım diye bir süreç yok” derken öbür yandan “İmralı Heyeti”nin turlarını “hayırlı” bulduğunu söylüyor…
Şu sıralar DEM Parti ile iktidar arasında yalancı bir “bahar havası” yaşanıyor. Ama kayyım atamaları da hız kesmeden sürüyor! Bu satırları yazdığım sırada İstanbul / Esenyurt’tan sonra Mersin / Akdeniz Belediyesi’ne de İçişleri Bakanlığı’nca kayyım atandığı ve DEM Partili eşbaşkanların gözaltına alındığı haberi geldi. Demek ki iki yönlü bir süreç işletilmeye çalışılıyor.
Bakalım iktidarın Kürt sorununun çözümüne ilişkin “havuç ve sopa”dan oluşan bu “yeni paradigma”sı nasıl sonuçlanacak…
∗∗∗
GENE “KAMELYA KAMERİYE” KARMAŞASI
“Kamelya” ve “kameriye” sözcüklerinin ülkemizde sıklıkla karıştırıldığını; çiçek adı olan “kamelya”nın çardak anlamındaki “kameriye” yerine kullanıldığını birkaç kez yazmamıza karşın gazetemiz editörleri hâlâ bu yanlıştan kurtulamadılar. İşte 28 Aralık 2024 tarihli birgun.net’ten bir haber başlığı. Üstüne doğru sözcüğü de yazdık!