Google Play Store
App Store

2024-2025 eğitim öğretim yılı öğrencilerin, eğitim emekçilerinin haklarının tasarruf adıyla adım adım ortadan kaldırıldığı bir yıl olarak tarihe geçecek.

Eğitimde tasarruf, kamusal eğitimin tasfiyesinin adı oldu.

Yeterli öğretmen ataması yapılmayacağı açıklandı, gerekçe tasarruftu. İşgücü Uyum Programı ismiyle temizlik görevlileri asgari ücretin altında çalıştırılmaya mecbur, öğretmenler, öğrenciler, veliler okullarda temizlik sorunu ile baş başa ve yalnız bırakıldı, gerekçe tasarruftu. Deprem bölgesinde okul öncesi ile sınırlı ve uzun yıllardır devam eden taşımalı eğitimde ikili eğitim gören çocukların okul yemeği programı sonlandırıldı, gerekçe tasarruftu. Köy okulları kapatılan çocukların taşımalı eğitimle eğitime hakkı da kilometre sınırlandırılması ile ellerinden alındı, gerekçe tasarruftu.

∗∗

Yaygın eğitime yönelik; halk eğitim merkezlerinde açılacak kurslarla ilgili de tasarruf kararı açıklandı. Bu karar hem asgari ücretin altında çalıştırılan usta öğreticiler için yeni bir hak ihlali hem de yaygın eğitimden yararlanan tüm öğrenciler için kamusal eğitim hakkı ihlali sonucunu doğurdu.

16 Ekim 2024’te hayat boyu öğrenme kurumları yönetmeliğinde yapılan değişiklikle aslında tüm bu tasarruf kararlarının gerekçesini öğrenmiş olduk. Halk eğitim merkezlerinde hangi kursların yapılacağına “işgücü piyasasının” karar vereceği, kursların işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda planlanacağı, şirketlerin, sermaye gruplarının karar verdiği isimlerin yer aldığı danışma kurulu kurulacağı açıklandı. Özetle artık halk eğitim merkezlerinin işleyişine, hangi kursların açılıp açılmayacağına patronlar karar verecek. Eğitim aşama aşama özel sektöre devrediliyor. Eğitim ile ilgili işleyişe, planlamalara kamu adına yürütücüler değil şirketler karar veriyor. Öğrencinin üstün yararı değil patronların yararı esas alınıyor.

Bu adımların sonucunda; ilk yok sayılanlar, gözden çıkarılanlar özel eğitim gereksinimli çocuklar oldu. Çünkü sermayenin özel eğitim gereksinimli çocuklara, yurttaşlara ihtiyacı yoktu. Sınırlı bir şekilde eğitime ulaşan özel eğitim gereksinimli öğrencilerin halk eğitim merkezlerinde açılan kurslara erişim hakları da ellerinden alındı. Taşımalı eğitimde yapılan değişiklikle özel eğitim gereksinimli çocukların taşımalı eğitimle okullara ulaşım hakkı da tasarruf gerekçesi ile sonlandırıldı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2022-2023 eğitim-öğretim yılı istatistiklerinde özel eğitimdeki öğrenci sayısını 507 bin 804 olarak açıklamıştı. Ancak aynı MEB okul çağında olan özel eğitim gereksinimli çocukların sayısını açıklamadı, açıklamıyor. Yine aynı MEB, 2021’den bugüne devamsızlık verilerini de paylaşmıyor. Yaşa göre okullaşma, öğrenci sayısı ve devamsızlık verileri olmadan özel eğitim gereksinimi olan çocukların okullaşma oranı verilerinin hiçbir karşılığı yok. Gerçek veriler yok, çünkü gerçek veri olmadığı sürece algıyı istedikleri gibi yönetebiliyorlar.

∗∗

Özel eğitim alan kız öğrenci sayısında da düşüş görülüyor. Örneğin 2020 verilerinde ortaokul kademesinde eğitime erişen özel eğitim gereksinimli öğrenci sayısının yalnızca yüzde 37,2’sini kız öğrenciler oluşturuyor. En temel hak olan eğitim hakkı; artık yoksulsan, özel eğitim gereksinimli bir çocuksan, ayrıca bir de kız çocuğuysan asla ulaşamayacağın bir hayalin ötesine geçemiyor.

14 Kasım’da eğitim bütçesi Meclis’te görüşülecek. Hakikat ise Meclis artık tüm işlevini yitirmiş, ülkede demokratik bir işleyiş varmış gibi bir algı yaratarak gösteri siyasetine indirgenmiş bir organ. Kamusal eğitim hakkının, kamusal eğitime yeterli bütçe mücadelesinin kazanılacağı mevzi ise Meclis’e sıkışmış gösteri siyasetini aşan birleşik mücadele zeminlerini örgütlemekten geçiyor.