Çarşamba akşamı katıldığı bir televizyon programında Erdoğan en düşük emekli aylığının 7 bin 500 liraya çıkarılacağını söyledi. Yanlış anlamayın, emekli aylıklarına oransal ya da seyyanen bir zam yapılmasından bahsetmiyor. Emekli aylıklarında bir değişiklik olmayacak. Sadece emeklilerin ellerine bu tutardan daha az bir para geçmeyeceğini ifade ediyor.

Son birkaç yıldır buna benzer uygulama yasal düzenleme yapılarak hayata geçiriliyor. Emeklilerin kök aylıkları, SGK’da kayıtlı olan tutar da diyebiliriz, olduğu gibi duruyor ancak Hazine’den yapılan ek ödeme ile en düşük miktara tamamlanıyor.

Siz bakmayın Bakan Nebati’nin Twitter hesabından yaptığı “…en düşük emekli aylığı 7 bin 500 liraya yükseltilmiştir” açıklamasına; bu ifade doğru değildir. Çünkü hem aylık yükseltilmiyor hem de Hazine tarafından yapılacak ödemeye ilişkin düzenleme ortalıkta yok. Henüz Meclis’ten geçerek yasalaşmadığı için “yükseltilmiştir” denilemez, düzenleme yapılması lazım ve bunun ne zaman hayata geçeceğini bilmiyoruz. Büyük olasılıkla mayıs ayından itibaren geçerli olacak şekilde bir düzenleme yapılacak.

Mevcut durumda emeklilerin hesabına yatan en düşük tutarın 5 bin 500 lira olduğunu dikkate alırsak, yüzde 36’lık bir artıştan söz ediliyor. Ancak bu oranda bir artış hali hazırda eline sadece 5 bin 500 lira geçenlere uygulanacak. Diyelim ki şu an bir emeklinin eline 7 bin lira geçiyor, bunun 7 bin 500 liraya tamamlanması sadece yüzde 7’lik bir artış anlamına gelecek. Durum bu olunca emekli aylıkları arasındaki fark da kapanmaya devam edecek. Sizin çalışırken hangi orandan ya da kaç yıl prim ödediğinizin bir anlamı olmayacak. Çünkü eğer uygulama bu şekilde devam ederse emeklilerin büyük çoğunluğu “en düşük emekli aylığında” eşitlenecekler. Şöyle de diyebiliriz: bir gün tüm emekliler aynı “en düşük” maaşı alacaklar. Belki o zaman “en düşük emekli aylığı” ifadesini de kullanmayız, sadece “emekli aylığı” şu kadar olmuştur deriz.

Bu durumun “müjde” olarak duyurulmasına da itibar etmeyin. Açlık sınırın şubat ayı itibariyle 9 bin 425 lira olarak duyurulduğu bir dönemde, bunun yaklaşık iki bin lira altında bir gelirin müjde olarak duyurulacak bir tarafı yoktur. Üstelik “en düşük” tutarın emeklilerin eline geçeceği tarihe kadar “açlık sınırı” verisinin de on bin liraya yaklaşacağını biliyoruz.

Benzer bir durumu çalışanların ücretlerinde de görüyoruz. Asgari ücret artış oranının, asgari ücretten yüksek maaş alanlara genellikle uygulanmadığını, diğer ücret artışlarının bunun çok altında kaldığını biliyoruz. Bu durum, çalışanların büyük çoğunluğunun da zaman içerisinde “asgari ücret” seviyesinde eşitlenmesini sağlayacak gibi görünüyor.

Demem o ki eğer siz bu gidişata dur demezseniz, yoksullukta eşitliğe doğru hızla gideriz.

MİLLETVEKİLLERİNE ÖNERİ

En düşük emekli aylığına ilişkin düzenleme teklifi Meclis’e muhtemelen şu şekilde gelecektir: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ek 19'uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “5.500” ibaresi “7.500” şeklinde değiştirilmiştir.

Benim milletvekillerine tavsiyem, burada yer alacak “7.500” ibaresinin “asgari ücret” olarak değiştirilmesini önermeleri ve bu şekilde kabul edilmesini sağlamalarıdır. Hatta bununla da sınırlı kalmasınlar; “bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle emekli aylıklarına seyyanen yüzde 36,4 oranında artış yapılır” diye geçici bir madde daha önersinler. Buna muhalefet milletvekillerinin destek vereceğini düşünüyorum. AKP ve MHP milletvekillerinin büyük çoğunluğu da bu yönde oy kullanır. Çünkü “Cumhur ittifakında” yer alan milletvekillerinin önemli bir kısmı önümüzdeki seçimde listeye bile giremeyecekler. Milletvekillikleri sona ermeden en azından emekliler için bir şey yapmış olmanın huzuru içinde görev sürelerini tamamlamış olurlar.