Yumurtam sıcak
Bu Anayasa değişikliği şenliklerinin en eğlenceli kısmı hükümet yetkililerinin sivil toplum örgütlerini ziyaret etmesi. Çoğulculuk,
Bu Anayasa değişikliği şenliklerinin en eğlenceli kısmı hükümet yetkililerinin sivil toplum örgütlerini ziyaret etmesi. Çoğulculuk, katılımcılık, uzlaşma gibi bir Anayasa değişikliği yapılırken uyulmasında fayda olan ilkelere hükümetin büyük bir özenle uyduğunu gözlemlemek insanın gözlerini gelecek mutlu günlerin hayaliyle dolduruyor.
“Abilerim, ablalarım şahane Anayasa değişikliği yaptık” diyen milli iradenin sarsılmaz temsilcileri, çeşitli kuruluşlara giderek değişiklik paketine destek istedi. Değişikliği hazırlamadan önce sivil toplumla işbirliği yapmak ve onun görüşlerini değerlendirmek milli iradeye halel getireceği için, olmuş bitmiş değişiklik paketi tanıtılmakla yetinildi. “Hükümet olarak çok acayip demokratikleşmemiz geldi” diye düşünen AKP temsilcilerinin halkla buluşması demokrasimizin geldiği yeni aşamaya ve nurlu ufuklara işaret ediyor.
Özellikle dikkat edilmesi gereken konu Başbakan Erdoğan’ın ne kadar demokratikleşme yanlısı bir lider olduğunun tekrar tekrar ispatlanmasıdır. Antidemokratik bir ülkede yaşamaktan hicap duyan yedi yıllık başbakanın Anayasa değişikliği tasarısını hızla hazırlatması çok sevindirici. Asıl sevindirici olan ise parlamentodaki muhalefet partilerinin ipe un sermesini engellemesi. Başbakan Erdoğan’ın bunca sene Anayasa değişikliği beklemiş bir memlekette, muhalefet partilerine önerilerini getirmeleri için 7 iş günü süre vermesi, bu acil demokratikleşme hamlesini bir hafta ertelemesi onun demokratik vicdanının en güzel bir biçimde somutlaşmasının göstergesi.
HAYATİM
Milli irade ve demokrasi karşıtı, matbaaya direnir gibi Anayasa değişikliğine direnen zümreye ise en güzel yanıtı devlet bakanı Hayati Yazıcı verdi. Daha önce de yazmıştım, ben şahsen hükümette her bakanın Tayyip Erdoğan olmasını istikrar bakımından şart görüyorum ancak sayın Yazıcı da en az sayın Erdoğan kadar demokrasi ve çoğulculuğa bağlı olduğunu ispat edercesine konuşan bir devlet adamı. Anayasa değişikliği’ne karşı çıkan yargı mensuplarına milli iradeye tribün şov yaptıracak güzellikte bir yanıt verdi Hayati Yazıcı: “Herkes kendi alanında yumurtlamalı”.
Batı ülkelerinde önemli siyasi nutuklar kitaplaştırılır ve genç siyasetçi adayları bu nutukları kelime kelime analiz ederek çalışır. Yazıcı’nın demeci de böylesine önemli. Siyaset tarihine geçecek değerde bir berraklık ve selis bir ifade bütünlüğü taşıyor. Kendisi bir Recep Tayyip Erdoğan olmasa bile ona yaraştığını, onun bir bakanı olduğunu kati surette ispatlamış durumda. Kendi alanında yumurtlayacaklarını yakından takip etme arzusuyla vecd içinde titriyorum.
YÜCE GÖNÜL
Cumhurbaşkanı’na Anayasa Mahkemesi’ni, hükümete ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun idaresini veren bu değişiklikler AKP’nin yüce gönüllülüğünü de yansıtıyor. Demokrasinin bir halka hizmet yarışı olduğunun bilincinde olan AKP kurmayları hazırladıkları bu değişiklik önerisiyle iktidarı devretmeye hazır olduklarının altını çizmiş oldu. Yarın öbürgün başka bir siyasi partiden gelen cumhurbaşkanı ya da hükümetin de Anayasa Mahkemesi oluşturup, hakim savcı atamasının da yolunu açıyorlar.
Avrupa Birliği, küresel bir yıldız olarak parlayan Türkiye’yi kıskandığı için Anayasa değişikliklerinin tüm toplum kesimlerinin uzlaşısıyla yapılması gerektiği konusunda uyarıda bulunmuş. Sayın Yazıcı’nın ifadesiyle onlara kendi alanlarında yumurtlamalarını tavsiye ediyoruz.
Öyle herkesin dediği dinlenirse ani demokratikleşme ihtiyacımız sekteye uğrar. Kamu çalışanlarına grev hakkı tanınır, zorunlu din dersi Anayasa’dan çıkarılır, seçim barajı düşürülür derken anarşi ve kaos ortamına düşer Türkiye. Avrupa Birliği’nin amacı ülkeyi kamuya grev hakkı, dinsiz ilköğretim, barajsız koalisyonlar dönemi gibi sonuçlarla zayıflatmak.
Yok artık, dilerseniz bir de TEKEL işçilerinin Ankara’da sendika binasına gitmesine izin verelim.
Yok öyle yumurta.