Zevk alamıyorum
Artık hiçbir şey eskisi gibi keyif vermiyor. Bir ara admin ne güzel “Dünya 5’ten büyüktür” filan gibi laflar ediyor, insanı ve dünyayı hayretler içinde bırakıyordu. Şimdilerde eski Rabia’nın da tadı kalmadı. En fazla Sisi’yi uçağa yollarken 4 parmak el sallanır… Bir ara adeta “Türk, öğün, çalış, güven”le yarışması için hazırlanmış “Oku, düşün, uygula, neticelendir” sözü vardı mesela. Onun da baş harfleri yan yana gelince talihsiz bir şekilde “ODUN” kelimesi ortaya çıkıyordu… Şu sıralar adminin dedikleri de çok şaşırtmıyor. Mesela en son yine ısrarla ve bir kez daha İsrail tehlikesinin Türkiye’ye yaklaştığını belirtip "Ülkemize yaklaşan tehlikeyi göremeyen idrak yoksunu kimi şahsiyetler varsa da biz riski görüyoruz." dedi… İsrail, neden en büyük tedarikçisine dalaşsın ki? Yani akıl var mantık var, biliyorsunuz İsrail’le ticaretimiz de kesilemedi bir türlü. Adamlara çimentodan, betona, yakıttan, mermere kadar her şeyi sağlıyoruz. Gazze geçerken yüreğimizden sakince, İsrail’e gemiler kalkar gizlice…
∗∗∗
Tüm bunlar yaşanırken sevgili püskevit dede de iyice yaş aldı. Hem de çok güzel yaş aldı. Eskiden bir “Püskevit” dese tüm ülke gülmekten kırılırdı, şimdilerde “Hans, Sam, Toni, Coni, Herkel, Frank, alayı birden Türkiye’de…” aman, sonrasını yazamayacağım, olaylar olaylar. Yani bu seviyeden sonra artık “Türk, Kürt kardeştir, aksini iddia eden kamburdur, kalleştir” dese de çok kesmiyor. Malum parti ve ekstra yol yardımı partinin tabii oya ihtiyaçları var. Oya’yla Kaya’nın oylarına… Daha geçen hafta tüm Kürtleri PKK’lı yapmıştı halbuki. Dedeleri sahneden almak lazım ama işte dediğim gibi siyasetimize de bir yeni yıldız giremedi uzunca bir süredir. Mahalle yanarken, halısını ören Özgür Bey’de de o kadar özel bir durum yok, gördük saçları çok güzel olmuş. Son açıklamalarıyla kendisi de kendisini ve kendisine oy veren seçmenlerin sinirlerini yeterince zorlayabiliyor. “Ahmak” davasıyla zorlanan İmamoğlu konusunu ise pek bilmiyorum. Bir kez kendisiyle bir etkinlikte birlikte olmuştum. Çok dokunuyor. Çevresindekilere “Ekrem Bey, çok dokunuyor, bu da bana dokunuyor” dediğimde de “Kendisi biraz dokunmatiktir” demişlerdi. Siyasetçi sonuçta halka bir şekilde dokunması gerekiyor.
∗∗∗
Evet siyaset sahnesinin parlak simalarından Numan Kurutulmuş ise bir zamanlar laflar hazırladığı Erdoğan’ı enişten duygularla seven bir bireye dönüşmüş gibi. Şu günlerde adeta mahallede mevzu çıkmadan önce dövülecek ekibin yanına ufak çocuk yollanıp, ufak çocukla dayak atılacak ekibi rahatsız etme davranışındaki gibi bir davranışla “Anayasa’nın bazı maddelerinde yazım hatası var, anlamlar kayıyor, aydı maydı ayağım kaydı” diyerek, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelere yanladı… Adeta öncü birlikler gibi kendisini cehennem ateşlerinin içine attı. Sonrasında ise adeta evin muzır çocuğu misali hafta sonu saraydan gelen güdümlü anne terliğini ensesine yedi. Lafın gelişi tabii, bütün bu olanlar ve gelen terlik de planlı. Sekiz bin yıllık devlet aklı her şeyi yapar, yanlış yapmaz.
∗∗∗
Gündemimizin arada sırada kendini gösteren ilginç aktörlerinden biri de RTÜK başkanımız. Ben kısaca kendisine Ebubu diyeceğim, çok daha sempatik geliyor böyle bence. Ebubu Bey de arada sırada çıkıp Didem Soydan’ın ayakkabısından viski içen gençleri izleyip isyan ediyor. “Olur mu böyle şey” diyor. “Gençlik bitmiş” diyor, “Kaş bitmiş” diye de ekliyor… Yok canım eklemiyor, Kaş biteli yıllar oldu. Oldu olmasına da ben Ebubu Bey olmasa Didem’in (kendisiyle hasbihalim var, o kadar da olsun sonuçta ünlü bir köşe yazarıyım BirGün’de… BirGün’de bir İsmail Arı var, bir de ben varım. İsmail Saymaz’ı filan alırım bence kesin baca gibi sigara içiyordur. Ama o iki Barış sakat. Onlarla uğraşılmaz, saçlarından korkuyorum. Kafadan ayrı takılıyorlar gibi.
∗∗∗
Sonuncusu ama önem sırasında sonuncu olmayan bir isimle devam etmek istiyorum. Son günlerin alnı kadar parlak ismi Mehmet Şişmek… Sayın Şişmek de artık şaşırtmamaya başladı. Sonuçta bu gözler Nebati’yi, gözleri şıp şıp açılıp kapanan, terler içinde kalan damat bakanları da gördü. Mehmet Bey, akılcı açıklamalarıyla kalitesini ilk geldiğinde hissettirmişti lakin son günlerde artık kendi dediklerine bile inanmayarak karşımıza çıkıp, gaipten vergiler uydurmaya, savunma sanayimizi vatandaşın harcanmamış parasından alacağı 750 liralarla kapatacağını iddia etmeye başladı. E her şeyin de bir şeyi varmış demek ki. Mehmet Bey’in de kalite buraya kadarmış. Sonuçta o da emir kulu… Ya bir de şeyi merak ediyorum, onca zaman nas, mas, ekonomi, çekomastik filan diye fantastik bir ekonomi politikası izledik. Ekonomi çok afedersiniz içine çökünce neden vazgeçtik bu saçma politikadan. Adam gibi adam olmak belki de o kadar kolay değil. Ben olsam sonuna kadar nas derdim. Ne yazık ki her şeyin hakkında her şeye karar verip de hiçbir şeyden sorumlu olmayan ben değilim.
∗∗∗
Önümüzdeki haftaya kadar kendinize iyi bakın, çünkü daha kötü bir hafta hepimizi bekliyor. (Afacan Beşler çetesi hariç)