Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Takımlarımız futbolda kötü sonuçlar alırken, voleybolda kadın sporcularımız üst üste büyük başarılara imza atıyor. A Milli Kadın Voleybol Takımımız, Uluslar Ligi’ndeki birinciliğin ardından Avrupa Şampiyonluğunu da kazanarak ülkemize büyük bir sevinç yaşattı. Başta oyuncularımız ve çalıştırıcıları olmak üzere bu başarılarda payı olan herkesi yürekten kutluyoruz.

Kadın voleybolcularımız medyada genellikle “filenin sultanları” olarak anılıyor. Ben bu nitelemeye daha önce de karşı çıkmıştım.

“Sultan” sözcüğü, Osmanlı’da daha çok padişah eşlerine ve kızlarına verilen bir sandır. Yani soyluluk simgesidir. Saray, saltanat, hanedan, sultan gibi kavramlar, Türkiye’de Cumhuriyetle birlikte tarihe gömülmüştür. O nedenle bizim şampiyon kadın voleybolcularımız Osmanlı sultanı değil, “Cumhuriyet kızları”dır!

Ne demiş Nâzım Hikmet:

“Düşmanıyım asaletin / kelimelerde bile.”

Medyamız, kadın sporcularımıza “sultan” yakıştırması yapmaktan vazgeçmeli artık! En başta da Cumhuriyet değerlerinin savunucusu Cumhuriyet gazetesi ve yazarları…

Kahramanlarımız için ille de övücü bir tanımlama gerekiyorsa, benim önerim, “filenin yıldızları” olabilir…

∗∗∗

“EBRAR”

Kadın Milli Voleybol Takımımızın en başarılı oyuncularından biri hiç kuşku yok ki Ebrar Karakurt. Dünya ölçeğindeki bu yıldız oyuncumuz, ne yazık ki başarılarından daha çok cinsel kimliği nedeniyle gündemde. Saray trolleri ve gerici basın, aşağılayıcı sözlerle sürekli saldırıyor ona. Hatta Milli Takım’dan “atılması” için Voleybol Federasyonu’na baskı yapanlar ve kampanya yürütenler bile var! Ama Ebrar, tüm bu saldırılar karşısında geri adım atmıyor; zincirleme başarılarıyla iktidar yalakalarına en güzel yanıtı verirken, dobra çıkışlarıyla da gericiliğe meydan okuyor!

“Ebrar”, Arapça bir sözcük. Yaygın kullanımı olan, hatta Güncel Türkçe Sözlük’te bulabileceğiniz bir söz değil. Anlamı, “özü sözü doğru olan” demekmiş. Bu yönüyle açıksözlü voleybolcumuza çok yakışan bir ad. Hani “ismiyle müsemma” derler ya tam da öyle.

Gerici kuşatma altındaki ülkemizde, kadınlarımız her alanda göğsümüzü kabartan, umudumuzu çoğaltan başarılarıyla dimdik ayakta! Onlara güveniyor, başarılarıyla övünüyoruz.

∗∗∗

KISA KISA

“Suriye bölgesindeki harekâtlardan her gün gelen şehit haberleri yüreğimizi yakıyor.” (Yazgülü Aldoğan, “Başsağlığı ve Özür”, Cumhuriyet, 28 Temmuz 2022)

(Arapça “harekât” sözcüğü zaten çoğul olduğu için “-lar” ekiyle kullanılması kulağa pek hoş gelmiyor. “Askeri hareketler” demek belki daha uygun olabilir.)

HHH

“Sanatçı, özgürlük koşucusudur. Hiçbir baskı veya yöneltim önünü kesemez. Ne devlete, ne de diğer iktidar odaklarına boyun eğmez.” (Bülent Usta, “Sahici İnsan”, BirGün, 28 Eylül 2022)

(“Ne… ne” bağlacı ile kurulan tümcelerde olumlu yüklem kullanılır. O nedenle bu tümcenin sonu, “boyun eğer” biçiminde olmalıydı.)

∗∗∗

HAFTANIN NOTU

PES ARTIK!

İBB’nin Artİstanbul Feshane’de açtığı “Ortadan Başlamak” adlı sergi, azgın gericiliğin baskıları sonucu yargıya taşınmış. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, suç dosyası kabarık bir “alperen”in başvurusunu ciddiye alıp Belediye yöneticileri ve sanatçılar hakkında, "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla soruşturma açmış!

Geçen ay Feshane’de açılan bu sergi, iktidar destekli gericilerin hedefindeydi. Kendilerini İran’daki molla rejiminin “ahlak zabıtası” sanan dinbaz bir grup, sergide cinsel içerikli tablolar bulunduğunu ve LGBT propagandası yapıldığını öne sürerek Feshane önünde gösteri yapmıştı. Yandaş medyanın da olayı köpürtmesi sonucu, bir sanat etkinliği yargıya taşınmış oldu. Gerçekten utanç verici!

Ekonomik çıkmazda debelenen AKP iktidarı, halkın öfkesini LGBT bireylere yöneltmeye çalışıyor. Erdoğan, muhalefeti bu kesim üzerinden sıkıştırırken Saray’ın sopası RTÜK de TV kanallarını homofobik “belgeseller”le terbiye etmeye hazırlanıyor…

Oysa bu ülkede bir zamanlar AKP’li olduklarını söyleyen kimi eşcinseller, göğüslerini gere gere gezinirlerdi ortalıkta. Şimdilerde LGBT düşmanı kesilen Tayyip Erdoğan da o sıralar ekranlarda, “Eşcinsellerin de insan hakları vardır” türküsü söylüyordu!

Bakınız, 2002 seçimleri öncesinde Kanal D’de katıldığı “Genç Bakış” izlencesinde, "Gey ve eşcinsel vatandaşlarımıza bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi haklar tanımayı düşünüyor musunuz?” sorusuna ne yanıt vermiş Erdoğan:

"Bir defa eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart. Zaman zaman bazı TV ekranlarında onların da muhatap oldukları muameleleri insani bulmuyorum."

Bu anımsatmayı, Erdoğan’ın zamana ve zemine göre nasıl renk ve düşünce değiştirdiğini göstermek için yaptım. Yoksa Feshane’deki serginin LGBT ile, eşcinsellik propagandasıyla falan ilgisi yok.

Bunu AKP kurmayları da biliyor ama bütün dertleri, yaklaşan yerel seçimde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önünü nasıl keseriz hesabı!    

Umarız ana muhalefet partisinin de bu hesabı bozacak bir planı vardır…