Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Medya Ombudsmanımız Faruk Bildirici, her gün basın yayın organlarını tararken olmadık dil yanlışlarıyla da karşılaşıyor. Bunlardan birkaçını geçen hafta şu notuyla gönderdi bana:

“Kendi adıma benim için ciddi bir rahatsızlık konusu bu dil savrukluğu. Haberlerde, söyleşilerde o kadar çok yanlış kullanıma rastlıyorum ki üzülüyorum gerçekten. Bu hafta gördüğüm birkaç yanlışı göndereyim sana. İnanılmaz artık…”

Malzeme önümüze düşmüş, biz de irdeleyip değerlendirelim dedik…

∗∗∗

“PRIVATE LABEL SÜT”!

“Zincir marketlerde private label markalı 1 litrelik sütün fiyatı 21.5 liradan 24 liraya çıktı.” (artigercek.com / 9 Kasım 2023)

Bu “private label süt” ne mene bir şeymiş diye merak edip Vikipedi’ye baktım. “Özel marka” demekmiş. Açıklaması ise şöyle:

“Bir perakendecinin, ürünün geliştirilmesinden depolanmasına ve pazarlanmasına kadar tüm sorumluluğu üstlendiği özel markadır. Perakendeciler tarafından üretilen ya da ürettirilen, perakendecinin satış noktalarında kendi adı ya da kendi markasıyla satılan tüketim malları olarak tanımlanmaktadır.”

Demek ki ürünleri için “özel marka” demeyi yeterli bulmayan firmalar, “private label” etiketinin daha havalı olacağını düşünerek bu yola başvuruyorlar. Batı öykünmeciliğinin dilimizi de kirleten yeni bir belirtisi…

∗∗∗

“AKSAMA YAPILACAK”!

Biz, “yapmak” eyleminin ad soylu sözcüklerle gülünç biçimde kullanılmasına taktık ya!

Adamlar sanki bize inat olsun diye her gün daha gülünçlerini üretmeye başladı!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı “Metro İstanbul”, Yenikapı-Atatürk Havalimanı Metrosundaki bakım çalışması nedeniyle bazı istasyonların kapatılacağını açıklayınca, bu haber, www.tv100.com adlı haber portalında (12 Kasım 2023) şöyle duyurulmuş:

“İstanbullular dikkat! Açıklama geldi: O metroda sefer aksamaları yapılacak”

∗∗∗

KİM NEREYE SEÇİLMİŞ?

Cumhuriyet gazetesinin web sayfasında dil ve yazım yanlışlarından geçilmiyor. Artık kanıksadığımız için üzerinde pek durmasak da en eski gazetemizde bunları gördükçe üzülüyoruz. Fazla örneğe gerek yok. Kötü yazılmış bir haberden şu alıntıyla yetinelim:

“CHP'de yeni Merkez Yönetim Kurulu belli oldu. Koza Yardımcı ise CHP Kültür ve Turizm Bakanlığından ve Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı görevine getirildi.” (cumhuriyet.com.tr / 12 Kasım 2023)

∗∗∗

OKURDAN

“Keyfiyet”in keyfi kullanımı!

Merhaba Attila Bey,

Son yazınızda “keyfiyet” sözcüğünün yanlış kullanımına değinmiştiniz bir kez daha. Haklısınız, hukukçular da bu yanlışı yapıyor.

İşte Prof. Dr. Murat Batı’nın bugün (20 Kasım 2023) T24’de yayımlanan yazısından bir alıntı:

“Yani matrah güncellemesi yeniden değerleme oranına bağlı değil tamamen Cumhurbaşkanının keyfiyetine bırakılmıştır.”

Saygı ve sevgilerimle,

 Nuray TÜLEK / Avukat

∗∗∗

AY-Sİ HOLDİNG!

Attila Abi merhaba,

Halk TV çıtayı gittikçe yükseltiyor. Bugünkü (20 Eylül) öğlen haberlerinde kulaklarıma inanamadım. “Ay-Si Holding” diyor arkadaşlar. İnanılır gibi değil. Sözü edilen holding, İbrahim Çeçen Holding. Kısaltması da IC Holding. Şirket kendi web sitesinde İngilizce IC Holding olarak kullanıyor ama Halk TV’nin bir Türk şirketine “Ay-Si Holding” demesi ne kadar doğru?

 Yine aynı haber bülteninde Mehmet Cengiz’in şirketinden söz ederken “5’li çete olarak bilinen Mehmet Cengiz…” ifadesini kullandılar. Mehmet Cengiz tek başına “5’li çete” değil, 5’li çete olarak bilinen şirketlerden yalnızca biri.

Sevgiler, selamlar.

Saim TOKAÇOĞLU / Gazeteci

∗∗∗

HAFTANIN NOTU

“Halkçı Belediyecilik” bu mu?

Ankara’daki Çayyolu Metrosu’nun yürüyen merdivenleri bir süredir akşamları çalışmıyordu. İlk günler, “Arızalar hep bana denk geliyor herhalde” deyip durmamıştım üzerinde. Ancak durum süreklilik kazanınca, otomatik merdivenlerin belli bir saatten sonra bilinçli olarak çalıştırılmadığını düşünmeye başladım. Çünkü özellikle metronun “C” çıkışında her defasında aynı durumla karşılaşıyordum. Tasarruf amaçlı bir uygulama mıydı bu yoksa başka bir nedeni mi vardı? Merdivenlerin çalışmaması, yaşlı ve engelli insanları sıkıntıya sokuyor; uzun yoldan gelenler ise valizlerini, çantalarını kendileri taşmak zorunda kalıyordu. Bu sorunu iletmek için Ankara Anakent Belediyesi’nde bir yetkiliyle görüşmek istedim.

Belediyelerde maşallah hizmet birimlerinden geçilmiyor! Ama bu “birim” bolluğunda aradığınız ilgiliye bir türlü ulaşamıyorsunuz! Raylı Sistemler, Metro, Mavi Masa falan derken başınız dönüyor! Çünkü her biri başka bir birime havale ediyor sizi! Tam bir bıktırma, usandırma, caydırma yöntemi!

Sonunda sabrınız tükeniyor ve karşınıza çıkan kişiye patlıyorsunuz! Muhalefetin elindeki yerel yönetimlerde işler böyle mi yürüyor?

Hani nerde kaldı “toplumcu”, “halkçı” belediyecilik?

Basit bir konuyu iletmek için bile neden bu denli sıkıntı çekiyoruz?

“Aslan sosyal demokratlar”, bürokratik yönetim anlayışınızı ne zaman değiştireceksiniz?