Bülent Usta
Körü körüne...
İnsanların bıkkın ve ümitsiz halleri, beni canlı ve ümitli olmaya zorlar genellikle; ama bir süredir yapamıyorum bunu. Philippe Djian’ın romanlarındaki...
Sanatın çılgınlığı
Hayatta küçük, önemsiz gibi görünen tercihlerin orantısız ağır sonuçlarını, herhalde en iyi anlatan Philip Roth olmuştur. Roman karakterleri sürekli bir...
Hafiflemek…
Bazen hafiflemek istiyor insan, şu gökyüzünde uçan martı gibi, rüzgârın yani zamanın akışına kendini bırakıp. Hafiflemek kolay iş değil. Hafiflemeyi Deleuze, “Kritik...
Esaslı kederlerimiz
Katalan yazar Cabré’nin “İtiraf Ediyorum” romanını yeniden okuyorum. Çayın bir lira olduğu Bostancı’da bir kahvede. Bazı romanların okunması aceleye gelmemeli,...
Boş sandalye
Balıkçılar kahvesinde sobanın yanında oturmuş, pencereden gökyüzünü kapatan bulutları, dalgaların usulca dalgakırana çarpışını izliyorum. Engin Geçtan’ın ölüm haberini aldığımdan beri...
Bitimsiz kış
Çiseleyen yağmurun altında yürürken birden durup gökyüzüne bakarak “Ne kadar da karanlık gökyüzü” diyor, “Alıştığım bir karanlık değil bu…” Sonra...
Anlatısal dehşet
Sokakta genç bir müzisyen, Bob Dylan’dan “Melancholy Mood” şarkısını çalıyor. Şarkı öylesine uyuyor ki, ertelenmiş bu kış mevsimindeki şehrin ritmine.Caddedeki...
Cehalet tutkusu
Savaş bir halk sağlığı sorunudur diyen hekimler gözaltına alındı. Hükümet devletleşince, her tür siyasi eleştiri devlete karşı bir suç haline...
Neredeyiz?
Bazen bir sancı gibi saplanıyor zihnime “Bir şey olacağı yok” düşüncesi. Her şey daha da kötüye giderken... On yıl evvel...
Ölmüş bu ülke…
Balıkçılar Kahvesi’nde Saim Abi’yle sessizce oturuyoruz. Radyodan haberleri dinlerken, bozbulanık gökyüzünü ve denizde dalgaların kabarışını izliyoruz. Saim Abi pek konuşmaz,...
“Gil buna karşı çıkıyordu…”
Çalışma odamda bir Gil Scott-Heron posteri asılı, o meşhur gülümsemesi var yüzünde. Sık sık cezaevine girip çıkan, yaptığı albümlerle ve...
Gölgesiz güneş
İran’daki isyanın ardında ABD varmış da, yok sokağa çıkan yüz binlerce kişi lümpenmiş de, şuymuş da buymuş. “Fiyatlara Ölüm!” diye...
Felaketin sınırında
Valeria Luiselli, “Dişlerimin Hikâyesi” romanında, Meksika’nın bir dönemi için “felaketin sınırında yaşarken genel bir kayıtsızlık, burukluk duygusu hâkimdi” diye yazmış....
Ruh kırılması
Zaven Biberyan’ın “Meteliksiz Âşıklar” romanı için neden “umutsuzluğun romanı” gibi ifadeler kullanıldığını anlamadım hiç. Belki de umutsuzluğun ölçütü farklıdır, aşkın...
Zihinsel mesken
Enrique Vila-Matas’ın “Kassel’de Mantık Aramak” romanında rastladım “zihinsel mesken” kavramına. Zihnimdeki o okyanus kenarındaki balıkçı kulübesini hatırlattı bana. Ne zamandır...
Kitaplar ve hayat açık…
Uzunca bir süredir, ne zaman televizyonu açsam, Türkiye’deki TV kanallarında başka bir dilde konuşulduğuna tanık oluyorum. Sürekli değil, siyasi bir...