AKP’nin kapatılması için hazırlanan iddianamede Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ağırlıklı olarak yer almış.İddianamede Açık Öğretim Lisesi Yönetmeliği...

AKP’nin kapatılması için hazırlanan iddianamede Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ağırlıklı olarak yer almış.
İddianamede Açık Öğretim Lisesi Yönetmeliği, imam hatiplere uygulanan katsayı “engeli”nin kaldırılmasına ilişkin girişimler; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi programında yapılan değişiklik, bakanın türbanla ilgili açıklamaları ve “Türkiye’de Değişim, Demokrasi ve Aydınlar” adlı kitabından bir paragraf “odak” olarak belirlenmiş.

İddianamede yer alan konuların mevcut durumu şöyle:
• İmam hatip liselerinde okuyan öğrencilerin, son sınıfta Açık Öğretim Lisesine yatay geçiş yaparak katsayı engelini aşmalarını sağlamak için yapılan yönetmelik değişikliği yargıdan döndü.
• İmam hatip mezunlarına uygulanan katsayı tartışması sona yaklaşılmış da olsa henüz devam ediyor.
• Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Programında yapılan değişiklik, AİHM ve Danıştay kararları ile hükümete geri adım attırabilecek yeni bir sürece girdi.
• Türban yasası Anayasa Mahkemesinde; tarafları belli ve uygulama politik düzeyde tartışılıyor.
• Çelik’in “Türkiye’de Değişim, Demokrasi ve Aydınlar” adlı kitabı ise derinliği olmayan, okuyucu üzerinde etki bırakmayan, özsever (narsist) birinin yazıla yazıla tükenmiş görüşlerini yansıtan ve hiçbir şeye odak olamayacak bir kitap.
İddianamenin Millî Eğitim Bakanıyla ilgili bölümünde, eğitimin dinselleştirilmesine yönelik çabaların fikri temelleri ile uygulamaya dönük pratiklerine işaret edilmeye çalışılmış.

Biz, özellikle eğitimin dinselleştirilmeye çalışıldığından kuşku duymuyoruz.
Ders programlarındaki değişikliklerin, kadrolaşmanın, yönetmelik, yönerge ve diğer mevzuat açıklamalarının eğitimin bilimden etkilenmesini engellemek ve bilimi dışlamak amacı taşıdığından eminiz.

Buna rağmen ben bütün bunların bir şeriat düzeni getirmek için değil, halkı salaklaştırmak amacıyla yapıldığını düşünüyorum. Çünkü bu iktidarın yaptığı işlerin, kendilerini ve yakın çevrelerini zengin edecek ekonomik sonuçlarıyla ilgilendiğini düşünüyorum. Bundan dolayı davanın, düşünce ifade eden sözlerden dolayı değil, toplumun ekonomik ve sosyal yaşantısını bozan, ona fiilen zarar veren suç unsurlarına dayandırılmasını isterdim. Böyle bir dava için fazlasıyla somut bilgi ve belge mevcuttur.

Başbakanın her parti toplantısında (en son pazar günü Urfa’da) ballandıra ballandıra anlattığı ders kitaplarının öğrencilere bedelsiz dağıtılması ise onaylanmasından dağıtımına kadar bu bakanlığın en çok kire bulaştığı ve mutlaka soruşturulması gereken alandır.
İşte o zaman AKP mağduru oynayamayacaktır.

* * *
LAFMACUN

Hz. Muhammed, "Allah'ım Halit'in kılıcından
beni sorumlu tutma!" diyordu.
Çünkü onun kılıcı biraz sertti.
Hz. Ebubekir Halit'i görmeden, tanımadan
görevden almak istiyordu. Çünkü Halit, tekti…
Hz. Ömer azledecekti, görmeden…
Diyecekti ki Halid "Niçin aldın görevden?"
Onu reklamlardan sonra söyleyeceğim…
Nihat Hatipoğlu
STAR TV'nin din âlimi

* * *
YORUMSUZ

N. Kemal Zeybek, geçen haftaki yazımıza rağmen din dersi programlarında mezheplere eşit yaklaşıldığı görüşünde ısrarcı. Bu dersin program koordinatörü ve aynı zamanda onay makamındaki en etkin kişisinin ders kitaplarında aradığı ölçütleri anlatan raporundan bir bölümü sayın Zeybek’in dikkatine sunuyorum.
21. sayfada Felsefe ve din bölümünde din konulu genellemeye katılmıyorum.
İslam dininin bu konuda farklılığı vardır. İslama göre “Aklı olmayanın dini de yoktur.” İslam dini bütün kurallarını akla ve bilime dayandırır. Hatta İslam mezheplerinden birine göre; hiç vahiyden, peygamberden haberi olmayan bir insanın Tanrıya inanması zorunlu görülmüştür.

Ahmet Ergün Bedük
Talim ve terbiye kurulu Üyesi