Sağ olsun Raşit Hocam benim berber muhabbetimi (https://www.birgun.net/makale/siyasetin-ar-damari-507939) önemseyip, gerçekten önemli teorik bir yazı kaleme almış (https://www.birgun.net/makale/siyasetin-ar-damari-ideoloji-510297) ve şu seçim öncesindeki manzarayı “siyasetin uğraş olarak metalaşması”, “ideolojiden vazgeçmek” olarak nitelemişti:

Böyle olduğu için de siyasetin kimi aktörleri kostüm değiştirir gibi etkinlik ‘etiketlerini’ (siyasi partilerini) değiştirebilmektedirler. Böyle etiket değişiklikleri ise çok kez savunulan dünya görüşünden/ideolojiden de vazgeçmek demektir.

Siyasetin düzen partileri elinde tam bir “Ali Cengiz Oyunu”na dönüştüğünü, misal Balıkesir’de kazanma şansı yüksek CHP adayı Ahmet Akın’dan birkaç oy tırtıklayabilmek için ortalıkta görünmeyen ama adı Ahmet Akın olan bir garsonun da bağımsız aday yapılarak hinliğin ve cinliğin doruklarına çıkıldığını görüyoruz. 

Ancak, Raşit Hoca’nın “dünya görüşünden/ideolojiden vazgeçmek” dediği şey herhalde sosyalist solun yanına yaklaştırılamaz! Sosyalistler yıllardır ideolojilerin ölmediğini, tarihin sonunun gelmediğini, sağ-sol ayrımının bitmediğini söyleyegeliyorlar.

Sakın başlıktaki “Solcu olmayı sevmiyorum” ifadesinin bana ait olduğunu sanmayın. Bütün zorluklarına rağmen ben halimden memnunum ve bin kez seçmem gerekse her seferinde solculuğu seçerdim.

Başlık, Raşit Hoca’nın yazısını okuduğum sıralarda videosunu izlediğim İskoç komedyen, oyuncu ve yazar Daniel Sloss’a ait. Belli ki, kara mizah anlayışıyla daha 20’sine gelmeden ünlenen Sloss da solcu ve biraz kibarlaştırarak aktarırsam izlediğim gösterisinde şöyle diyordu:

Biliyor musunuz, epeydir solcu olmayı sevmiyorum. … Bizim mahalledekilerden nefret ediyorum. Çoğu zaman keşke sağcı olsaydım diye düşünüyorum. Tabii o kadar kahrolası bir sağcı da değil. Sadece normal bir sağcı. Çünkü sağcılık çok kolay görünüyor. Sağcılar senin ne kadar sağcı olduğunla ilgilenmiyor. Onlara katılman yetiyor:

-Trump’ı seviyor musun? - Evet, seviyorum. / - Kürtaja karşı mısın? - Evet, kürtajdan nefret ediyorum. / - Eşcinsellerden nefret ediyor musun? - Bilmem, pek sayılmaz. / - Olsun, boş ver. Gel, nasılsa öğrenirsin.

Bu kadar. Hâlâ takımın parçasısın. Bizdensin. Eşcinsellerden yeterince nefret etmemen kimin umurunda.

Ama eğer konuştuğun solcu kişi kadar solcu değilsen, düşmansın! Bizde durum şöyle:

-Trump karşıtı mısın? - Evet, Trump karşıtıyım. / - Seçme seçilme hakkını destekliyor musun?

-Evet, destekliyorum. / -LGBTQ destekçisi misin? - Evet, LGBTQ destekçisiyim. / - Irkçılık karşıtı mısın? - Evet, ırkçılık karşıtıyım. / - Vegan mısın? - Hayır. / Ne! Vegan değil misin? O zaman neden gidip kahrolası diğer Nazilere katılmıyorsun!

Bu çok yorucu, tüketici, yıpratıcı.

Sloss’un “Solcu olmayı sevmiyorum” demesi bu yoruculuk yüzünden. Yoksa onun da solculuktan vazgeçtiği yok.

Yukarıda da yazdım, Raşit Hoca’nın “dünya görüşünden/ideolojiden vazgeçmek” dediği şey solculardan uzaktır.  Solcular dünya görüşleri, ideolojik bakış açıları, tarih ve toplum bilgileri ve siyaset bilimi ışığında totaliter rejimlere karşı başarının ancak birlikte mücadeleden geçtiğini bilirler. Sosyalizmi güçlü bir alternatif olarak kitlelerin gündemine sokamadıkları sürece kendi aralarında yarışmaktan öte gidemeyeceklerini de.

Bilirler de…

GazeteDuvar’da sol/sosyalist parti yöneticileriyle seçim sürecine dair bir röportajlar dizisi yayınlanıyor. Hepsine de “Sol güçler neden birlikte hareket edemiyor?” diye sorulmuş. Cevapları dikkatle okudum, ama pek bir şey anlamadım. Bir ikna olan çıkmış mıdır, sanmıyorum.

Ben de bu hali sevmiyorum!