Çevre örgütleri 'Dünya Su Günü' kapsamında İzmir'de buluştu: Su bir yaşam hakkıdır

Dünya Su Günü kapsamında bir araya gelen çevre örgütleri ve kurumlar, “Su bir insan hakkıdır ve her bireyin ona eşit ulaşabilmesi gerekir. Su özelleştirilemez” dedi

BİRGÜN EGE

22 Mart Dünya Su Günü kapsamında çevre örgütleri İzmir’de İZSU’nun ve Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde açıklama yaptı. Yapılan açıklamaya HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da destek verdi. Çevre örgütleri adına Konak Kent Meclisi Başkanı Hamit Mumcu, Dünya Su Günü’nün bu yılki temasının “suyun değeri” olduğunu hatırlattı. İzmir’deki su havzalarının tehlikede olduğunu ifade eden Mumcu, “Bölgemizde; Efemçukuru Altın Madeni’nin İzmir’in Su kaynağı olan Çamlı Baraj Havzası’nda, Çukuralan Altın Madeni’nin Balıkesir’in Su kaynağı olan Madra Barajı Havzası’nda, Gördes Nikel Madeni’nin İzmir ve Manisa’nın Su Kaynağı olan Gördes Havzası’nda, Çaldağ’da İşletilmesi Planlanan Nikel Madeni’nin Gediz Havzası’nda yarattığı çevresel riskler ve bu projelere verilen ÇED olumlu kararları ile ilgili hukuki ve toplumsal mücadelemiz devam ederken, bu işletmelerin yarattığı olumsuz etkiler devam etmektedir” dedi.

SU YOKSA YAŞAM DA YOKTUR

İZSU’nun önünde İzmir Yaşam Alanları tarafından yapılan açıklamada ise, resmi tahminlere göre, 2030 yılında Türkiye’nin "su fakiri" olacağı belirtildi. Suyun canlılar için temel bir hak olduğunu söyleyen Saadet Erkuş, “İzmir’in yeterli kaynağı olmadığı için su ihtiyacı, kilometrelerce öteden yüksek maliyet ve işgücü harcanarak Gördes barajından su sağlanmaktadır. İzmir’in gelecekteki su kaynaklarından olan Çamlı Barajı’nın Havzası altın Madenciliğinin tehdidi altındadır. İZSU’nun ve bizlerin Efemçukuru altın madeni için sürdürdüğü talepler merkezi Yönetim tarafından engellenmektedir” dedi.

Felaketin hemen kapımızdan olduğunu vurgulayan Erkuş, şunları kaydetti: “Tüm bunlar görülmüyormuş gibi İnciraltı’nıntarımsal nitelikleri göz ardı edilerek imara açılması, tarım alanlarında, koruma alanlarında Jeotermal izinlerinin verilmesi, Çeşme Yarımadasını bölgedeki canlı yaşamını tehdit edecek şekilde Turizm Bölgesi ilan ederek, alanda 20 golf tesisi kurulmasının projelendirilmesi gibi aklın dışında, bilimin dışında önermelerle karşı karşıyayız. Tüm canlıların, bu yaşam kaynağına yeterli miktar ve kalitede ulaşmasının temel yaşam hakkı olduğunu, korunması ve kollanması gerektiğini savunmaya devam edeceğiz. Suyun metalaştırılmasının bir suç olduğunu, sağlıklı ve temiz suya erişimin ekonomik kaygılardan bağımsız, bedelsiz olarak sağlanması gereken bir hak olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Su yoksa yaşam da yoktur.”

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
İzmir’in 1 Mayıs tarihi Çanakkale kül soluyacak Özel bölgeye RES yapılacak Kaderine terk edilen köy okulları yeniden açılmalı İzmir’de 1 Mayıs’a çağrı: Umutlarımızı ve taleplerimizi dile getireceğiz