Cumhuriyet çalışanlarının tutukluğuna devam kararı verildi
Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek" iddiasıyla dördü tutuklu yargılanan Cumhuriyet yönetici, yazar, muhabir ve avukatları bugün (31 Ekim 2017) dördüncü kez hâkim karşısına çıktı.
"Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek" iddiasıyla dördü tutuklu yargılanan Cumhuriyet yönetici, yazar, muhabir ve avukatları bugün (31 Ekim 2017) dördüncü kez hâkim karşısına çıktı. Tarihi, gazete çalışanlarına yönelik olarak düzenlenen operasyonun yıl dönümüne denk gelen duruşmada mahkeme heyeti, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Cumhuriyet İcra Kurulu Vakfı Başkanı Akın Atalay, muhabir Ahmet Şık ve muhasebe çalışanı Emre İper'in tutukluluğunun devamına hükmetti. Karar mahkeme salonunda alkışlar ve “hak, hukuk, adalet” sloganlarıyla protesto edildi.
Bir mahkeme üyesinin Sabuncu, Atalay ve Şık'ın tahliyesini talep etmesi, dikkati çekti. Bir sonraki duruşma, 25 - 26 Aralık'ta görülecek.
İddia makamının tanıklarından, Aydınlık yazarı Mehmet Faraç, bu duruşmaya da katılmadı. Gazetenin eski yazarlarından Doğan Satmış'ın, dönemin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve MİT TIR'ları haberine ilişkin verdiği söyleşi, ek delil olarak dava dosyasına girdi.
CANLI
19:27 - Mahkeme Başkanı: Can Dündar ve İlhan Tanır'ın yakalaması bekleniyor. Mehmet Faraç, Leyla Tavşanoğlu ve Doğan Satmış tanık olarak dinlenecek. Emre İper'e ait bilirkişi raporu beklenecek.
19:10 - "Sanık"lar ve izleyiciler ara kararın açıklanması için salona alındı. Mahkeme heyeti bekleniyor.
18:06 - Ara karar için duruşmaya, saat 19:00'a kadar ara verildi.
18:03 - Avukat Fikret İlkiz'in konuşmasından sonra Ahmet Kemal Aydoğdu'nun avukatı Adnan Yıldız söz alarak tahliye talep etti.
"DÜNYAYA YÜZ DEFA GELECEK OLSAYDIM HER DEFASINDA BU DAVADA SAVUNMA MAKAMINDA OLMAYI TERCİH EDERDİM"
"Bu yargılamadaki iddialara ve savunmalara bakınca kimin kimi yargıladığını tespit etmek için görüntüyle, şekli görünümle yetinmemek gerekir. Dünyaya yüz defa gelecek olsaydım, her defasında bu davada savunma makamında bulunmayı tercih ederdim. Çünkü adalet, özgürlük ve demokrasi değerlerinin yanında saf tutmak onurdur. Çünkü vicdanım rahat ve huzurluyum. Elbette bu davada ilk kararı heyetiniz verecek. Ama bunun nihai karar olmayacağı ve bu kararla bu davanın bitmeyeceği şimdiden hepimizin öngörebildiği bir durum. Bu nedenle heyetinizin hakkımda vereceği kararlar beni ne endişelendiriyor, ne de korkutuyor. Bu yargılamanın, bizlerin aklanması, suçlama yöneltenlerin ve mağduriyet yaşatanların ise haksız olduklarının tespiti ve mahcubiyetiyle biteceğinden hiç şüphe duymuyorum. Adalet, hakkaniyet, insaf, ve vicdan duygusunu koruyan herkese şunu söylemek isterim. Hiç merak etmeyin; hiç şüpheniz olmasın, bugün güçlü gibi görünenler değil haklı olanlar kazanacaktır. Tutukluluğumuzla ilgili olarak son sözlerim şudur;
Bizler burada Türkiye’nin en eski, köklü ve itibarlı gazetelerinden birini temsilen bulunuyoruz. O gazeteyi temsil edenler de, gazetenin kendisi de bunun gibi badirelerden, zorlu dönemlerden çokça geçti, sınandı.
Bu sınavlardan, her defasında alnının akıyla, onuruyla geçti. İktidar sahiplerine kapıkulu olmayı, gerçeği gizlemeyi ya da iğdiş etmeyi, gazeteciliği kirletmeyi her zaman reddetti. Kimseden aman dilenmedi, merhamet istemedi. İçinde bulunduğumuz dönemin gazetecilik ve yargı realitesi karşısında, gazetemizin ileride utanacağı, başını öne eğeceği bir talepte ve arayışta bulunmamızı hiç kimse bizden beklemesin. Bizimki gibi yargılamalar bakımından adalet talebi ve arayışının, adliyede değil külliyede olduğunun işaret edildiği bir durumda, bizlerin külliyelerde arayacağı, oralardan talepte bulunacağı herhangi bir husus yoktur. Bunu hem kendimiz, hem gazetemiz açısından zul sayarız; aynı zamanda da hukuka ve yargıya karşı yapılmış ağır bir saygısızlık olarak görürüz. Bu nedenle, tutukluluğun sona erdirilmesi bakımından bu koşullar altında daha fazla söze gerek görmüyorum"
Sadece Fuat Avni hesabını takip ettiğini gördüm, gerçi onu ben de takip ediyorum. ByLock kullanılmamış bir telefon nasıl ByLock sunucusuna bağlanmış diye baktım. Bunu ancak başka bir uygulama yapmış olabilirdi. 3 Haziran 2014'te yüklenen bir müzik programında bir kod yer alıyor. Freezy ya da Kıble ap sinyükleyen bilmeden Bylock IPsine bağlanıyor. O kod sayfaya giren her ziyaretçiyi ByLock sunucusuna yönlendiriyor. Siz müzik dinlemek isterken bir anda ByLock sunucusuna bağlanıyorsunuz.
Sanık Emre İper 22 Haziran'da bu programı telefona yüklemiş, 3 gün sonra ByLock bu programda reklamını yapıyor, bir gün sonra ise ByLock'a bağlanıyor. Sonra da programı kaldırıyor. Bazı kıble programları da bu sunucuya yönlendirilmiş. ByLock örgüt tarafından geliştirilmiş ve kullanılmıştır. Sanık hiçbir zaman ByLock kullanmadı. Sanığın telefonuna. Freezy programı yüklenmiştir. Bu program örgüt üyelerince geliştirildi. Sanığın konumunda birçok insan olabilir. Namaz kılmak isteyen insanlar bu sunucuya yönlendirilmiş olabilir. Bunu anlamak da çok kolay, sadece bir satır kodla anlaşılır. Gerçek ByLock kullanıcılarıyla sunucuya yönlendirilenler kolayca ayrıştırılabilir.
Beşikçi: Teknik olarak çok mümkün. Sistemde bunu yaptım. Bir kodu koyarak bu sunucuya yönlendirdim. Böylelikle benim siteme giren herkes de ByLock'a yönlendirilmiş oldu.
Mahkeme Başkanı: Bir insanın telefonda ByLock izine rastlanmamış olması onun ByLockçu olmadığına delil teşkil eder mi? Çünkü başka telefondan bağlanmış olabilir. Başka örneklerde yönlendirilerek kullanıldığın�� gördük.
Beşikçi: Apple ve Blackberry'lerde bunu tespiti zor ama ben bunu inceledim. 26 Ağustos -13 Eylül arası kayıtlarını tüm operatörlerden isterseniz, gerçekten ByLockçu mu yoksa yönlendirilmiş mi görebilirsiniz.
Fotoğraf: Fatih Polat
DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA
"Susma haykır gazetecilik haktır", "Hemen şimdi özgürlük" sloganları atıldıktan sonra "Dışarıdaki Gazeteciler" adına Canan Yıldız basın açıklaması yaptı. Yıldız, bugün Çağlayan adliyesinde gazetecilerin yargılandığı Cumhuriyet Gazetesi ile Özgür Gündem Gazetesi davalarının görüleceğini hatırlatarak, "Biz her iki davadaki tutsak arkadaşlarımız Ahmet Şık'ın, Murat Sabuncu'nun, Akın Atalay'ın, Emre İper'in, İnan Kızılkaya'nın ve Kemal Sancılı'nın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Çünkü defalarca söylediğimiz gibi Cumhuriyet ve Özgür Gündem gazetelerine açılan davalardan tutuklanan arkadaşlarımız sadece ve sadece gazetecilik yaptıkları için yargılanmaktadırlar" dedi.
"AKP İKTİDARINDA KADERİMİZ BİR TÜRLÜ DEĞİŞMİYOR"
Yarkadaş adliye önünde yaptığı açıklamada, "Her salı adında adalet olan ama içinde adalet bulunmayan bu binanın önünde gazetecilerimiz meslektaşlarımız aydınlarımız yazarlarımız için buluşuyoruz. Ve ne yazık ki AKP iktidarında kaderimiz bir türlü değişmiyor. Şuan cezaevlerinde tam 182 gazeteci demir parmaklıklar arkasında yazdıklarının çizdiklerinin söylediklerinin atttıkları tweetlerin yaptıkları yorumların bedelini ağır şekilde ödüyor. Bugün hem cumhuriyet gazetesinin hem de özgür gündem gazetesinin çalışanlarının davası var. Özgür Gündem çalışanları 400 günü aşkın bir süredir tutuklular. Cumhuriyet gazetesi çalışanları ise tam 365 gündür özgürlüklerinden yoksunlar. Ekim ayıda gazeteciler açısından tam bir eziyet ve işkenceyle geçti. Ekim ayında 12 gazeteci gözaltına alındı. Bunların 4'ü tutuklamndı bununla yetinmediler 11 gazeteciyede soruşturma açtılar. Bir çok gazeteci arkadaşımızın evi basıldı kitaplarına el konuldu" dedi.
YABANCI BASIN ÖRGÜTÜ TEMSİLCİLERİ DE AÇIKLAMALARDA BULUNDU
Uluslararası Basın Enstitüsü Başkanı John Yearwood, bu davayı başından beri takip ettiğini belirterek, "Umarım bu izleyeceğim son duruşma olur" ifadesinde bulundu. Alman gazeteci ve yazar Günter Wallraff da, tutuklu bulunan gazetecilerle dayanışma için defalarca buraya geldiğini belirterek, "Dostum Aziz Nesin bir keresinde demişti ki, 'bir gazetecinin böyle zamanlarda, bulunabileceği en doğru yer hapishanedir...' diye konuştu. Uluslararası PEN'den Sarah Clarke de, Uluslararası Pen'in bu davayı başından beri takip ettiğini belirterek, "Pen, Cumhuriyet davasını Türkiye'de ifade özgürlüğü üzerindeki en büyük kırılma olarak görüyor" dedi.
Çizimler: Tarık Tolunay
Günün Manşetleri için tıklayın