Gökhan Zan: İletişim Başkanlığı’ndan aradılar, yalan söylediler, hakkımı helal etmiyorum

Depremin vurduğu Hatay'da verdiği destek ile kamuoyunun takdirini toplayan eski futbolcu Gökhan Zan, Hatay'da depremzedelerin çadır probleminin devam ettiğini söyledi. Kepçe için saatlerce beklediklerini söyleyen Zan, İletişim Başkanlığı'na tepki göstererek, "beni aradılar, ‘Neye ihtiyacınız varsa, buradayız’ dediler. Yarım saate gelecek kepçeyi, o soğukta saatlerce bekledik. Ben hakkımı helal etmiyorum. Bana yalan söyledi" ifadelerini kullandı.

Deprem sonrasında sosyal medya paylaşımları ve katıldığı televizyon programları ile kamuoyunun ilgisini Hatay'a çeken eski A Milli futbolcu Gökhan Zan, eşi Müge Uzun Zan ile birlikte Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Hatay'da temel sıkıntıların devam etmekte olduğunu, insanların çadır problemlerinin devam ettiğini dile getiren eski A Milli futbolcu “Çadırın gelmediği noktada konteyneri nasıl getireceksiniz?” diye sorarak tepkisini dile getirdi.

Gökhan Zan ayrıca kepçe için saatlerce soğukta beklediklerini belirterek "İletişim Başkanlığı’ndan aradılar, yalan söylediler, hakkımı helal etmiyorum" dedi.

“KOORDİNASYON İLK GÜNDEN BU YANA ZAYIF”

Hatay’da depremzedelerin hala büyük ihtiyaçlarının bulunduğunu dile getiren Zan, hala duş alamayan insanların olduğuna dikkat çekti. “Bu bir deprem değil, unutulamaz. Herkes not alsın. Bu bir kıyamet” diyen Zan, bölgede koordinasyon probleminin ilk günden bu yana devam ettiğini söyledi.

Zan, “Bu yüzyılların en ağır, en şiddetli felaketini yaşayan bir coğrafya. Bundan sonra önemli olan çözüm odaklı olmamız. Ben halkım, ben sırtımı kime dayayacağım? Devletime. Ben kime güveneceğim? Devletime. Bugün yanımda olmaları lazım. Evet yapıyorlar, ama eksik. Bunu kendileri de biliyorlar zaten. Eksik olduğu zaman insanlar acı çekiyor. Bu eksiklik nasıl hızlıca giderilebilir? Koordinasyon zayıflığı birinci günden bugüne dek devam ediyor. Bunu inkar edemezsiniz. İnsanlar dışarda, çadır kentleri su basıyor. 2-3 çadır ver ne olacak, imkanın var. Memleketine dönmek isteyen ama dönemeyen, çadır var mı diye soran insanlar var. Dönemiyorlar. Herkes köye geri dönüyor, akrabalarının yanına sığıyor. Köy ahalisi 500'se 5000'e çıkıyor. Merkezden göç eden insanlar var. Ona göre erzak, çadır göndereceksin.” diye konuştu.

SAĞLIK BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI

Hatay’da salgın hastalık riskine dikkat çeken Zan, Sağlık Bakanlığı’na çağrı yaptı. “Bölge sıcak bir bölge. Haşereler, bit, salgın hastalıklar... Bunların önüne geçmemiz lazım” diyen Zan, şunları söyledi:

“Hatay'ın %80'i yıkıldı. Yıkılmayan yerler de yıkılmak zorunda zaten. Başka bir felaketle karşılaşmayalım. Geçmişten çok geleceğe bakmalıyız. Bu şehri nasıl inşa etmeliyiz? Bundan sonra oradaki insanlar yaşayan ölü gibi olacaklar. Bundan dolayı biraz dikkatli olalım. Sevgiyi, şefkati gösterelim. Bu insanları geçici olan çadırla değil, konteyner ile yaşanılacak duruma getirelim.”

“BU DÖNEMDEN UTANIYORUM”

Zan ayrıca “Çadırın gelmediği noktada konteyneri nasıl getireceksiniz?” diye sordu. Deprem eğitiminin okullarda yapılması gerektiğine dikkat çekerek “Bu insanlar onuruyla, gururuyla yaşayan insanlar. Bu insanlar daha düne kadar evleri olan, işleri olan insanlardı. Düşünebiliyor musunuz, 1,5-2 dakika içinde aileniz yok, eviniz yok, eksik kalmışsınız. Dostlarınız yok. Mahalleniz yok, şehriniz, kültürünüz, geleceğiniz yok olmuş. Bu insanlar hala çadır dileniyorlar. Ben insanlığımdan, bu dönemden, bu yüzyıldan utanıyorum. İnsan seçiyoruz. Bize okullarda deprem öğretilmedi. Bu eğitimle, farkındalıkla başlar. Derslerde gösterilmesi lazım.” diye konuştu.

“Bizim hızlıca ders almamız lazım. İstanbul'un bunun altından kalkması mümkün olmaz" ifadesini kullandı. Zan şunları söyledi:

"Deprem bölgesini bilim insanları anlatıyorlar. Biz sadece yaşayanlar olarak anlatabiliriz. Bu işi yıllardır profesörler anlatıyorlar. İstanbul gibi itfaiye aracının zor girdiği ara sokakların olduğu ve mimarisi eski olan yerleri düşünebiliyor musunuz? Hiçbir kurtarma aracı giremez”

"HAKKIMI HELAL ETMİYORUM"

Kepçe için saatlerce beklediklerini söyleyen Zan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan Çağatay ve Ali Bey beni aradılar, ‘Neye ihtiyacınız varsa, buradayız’ dediler. Yarım saate gelecek kepçeyi, o soğukta saatlerce bekledik. Defnedemiyoruz. Enkazda bekledik, tekrar getirdik kendi imkanlarımızla yaptık. Böyle bir insan size yalan konuşuyor. Ben hakkımı helal etmiyorum. Bana yalan söyledi. Ne istediysek gelmedi. Vinç yolda dedi, gelmedi"

“KENDİ İMKANLARI İLE ÇADIR YAPMAYA ÇALIŞAN İNSANLAR VAR”

Gökhan Zan’ın eşi Müge Uzun Zan ise yardımların sürdürülebilir olmasının önemine değindi. Müge Uzun Zan şunları söyledi:

"İnsanlar çok büyük bir dayanışma içerisinde yardımları yığdı. Bu bir yandan da tehlikeli bir durumdu. Bu yardımların doğru bir şekilde, zamana yayılarak koordineli bir şekilde dağıtılması çok önemliydi. Elimizde beş tane çadır var, bebeği olan var, engelli olan var, hasta olan var, en kötü kimse onun ayrımını yapmak zorunda kalıyoruz. Bu çok kötü bir şey. Benim şu anda kendim şahit olduğum en az 10-15 çadırı olmayan, kendi imkanlarıyla naylonlarla çadır yapmaya çalışan insanlar var. 37 gün geçmesine rağmen hala çadırı olmayan aileler var.”

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
4 il için gök gürültülü sağanak uyarısı Taksim 1 Mayıs’la özdeştir! Erden Timur: Tarikatçı dendiği için Alevi olduğumu söylemek zorunda kaldım Korhan Berzeg’e ait olduğu düşünülen kafatası kemikleri bulundu Meteoroloji'den gök gürültülü sağanak ve kuvvetli rüzgar uyarısı