‘‘Rus kalesi’’ yıkıldı

Rusya makroekonomik görünümünü ekonomistler tarafından “Rus kalesi” olarak tarif ediliyordu. Rusya kalesinin ana savunma kulesi harabeye döndü

Sergei GURIEV

Savaş başlayalı yedi hafta oluyor, Rusya ekonomisi ne halde? Kısa yanıt şöyle; beklendiğinden kötü ve daha da kötü olacak.

Rusya ekonomisi savaştan önce durağan bir görüntü sergiliyordu fakat makroekonomik krizlere karşı güvendeydi. Ekonomistlerin sık kullandığı bir benzetmeye başvuralım: Çamura saplandığı için uçurumdan yuvarlanma ihtimali düşüktü.

Diğer yandan, Rusya’nın 2013 yılından bu yana ortalama büyümesi senelik yüzde 1 düzeyinde oldu. Yolsuzluk, maliyetli devlet kurumları, siyaseten esir alınmış iş insanları ve küresel yalnızlaşma gibi olgular ülke ekonomisini ve büyüme potansiyelini olumsuz etkiledi. Düşük borç, güçlü varlık fonu ve geniş döviz rezervi ise istikrara katkıda bulunan etmenlerdi. Muhafazakâr mali politika ve enflasyon odaklı para politikası da ülkenin mütevazı fakat istikrarlı seyreden büyümesine katkıda bulundu.

Dolayısıyla Rusya makroekonomik görünümü, ekonomistler tarafından savaş öncesi yaptırımlara dayanıklı olmasıyla, “Rus kalesi” benzetmeleriyle tarif ediliyordu. Ülkenin politika yapıcıları ise Batı’nın kullanabileceği en güçlü silahın Rusya’yı küresel finans sisteminden dışlamak amacıyla uluslararası transfer sistemi SWIFT’ten çıkarmak olacağını düşünüyorlardı. ABD aynı tehdidi 2014 yılında savurduğunda Rusya alternatif bir sistem üzerinde çalışmaya başlamıştı. Geliştirdiği sisteme SPFS deniyor. Kusurlu ve yalnızca Rusya’da kullanılan bir sistem olsa da 2017 yılından bu yana faaliyette.

BATI, RUS KALESİNE KARŞI

Fakat savaş başladıktan sonra yürürlüğe konan yaptırımlar çok daha sert oldu. Rusya kalesinin ana savunma kulesi bir yanda harabeye döndü. Yaptırımlar Rusya Merkez Bankasını da hedefe koydu ve ülkenin milli varlık fonunu da içeren döviz rezervleri bir anda donduruldu.

Panikleyen merkez bankası sermaye kontrolleri yürürlüğe koydu ve faizleri yüzde dokuz buçuktan yüzde 20’ye yükseltti. Finans piyasaları haftalarca kapalı kaldı. Hükümetin yürürlüğe koyduğu diğer bir önlem de enerji ihracatçılarının gelirlerinin %80’ini ruble cinsinden muhafaza etmeleri kuralı oldu. Tüm bunlara rağmen enflasyon haftalık %2 düzeyine çıktı, üç hafta sonra bir nebze gevşedi ve haftalık %1 sevisinde seyrediyor (bu da senelik %68’e eşit).

İhracatçılara yönelik kontroller ve Rus firmaları tarafından yürürlüğe konan boykot uygulamaları Rusya’yı küresel ekonomiden daha da kopardı. ABD ve Kanada, Rusya’dan petrol alımını yasakladı, sonrasında Avrupa ülkeleri de kervana katıldı. Daha da önemlisi, ABD ve Avrupa Rusya’ya ileri teknoloji ürünleri ihracını yasakladı ve ambargoya özel sektör de katıldı. Ikea’dan McDonalds’a, Airbus’tan Boeing’e birçok firma ülkedeki operasyonlarını durdurdu.

Anlaşılan şu ki, Rus ekonomisinin büyük bölümü Batı teknolojilerine ve girdilerine bağımlı. Örneğin, gördük ki Rusya otomotiv sektörü bir anda donup kaldı çünkü ithal parçalar olmadan işlemesi imkânsızdı. Mart 2022’deki satışlar bir yıl öncekine göre üç kat azalıverdi. Bu tablo çarpıcı çünkü haneler genellikle yüksek enflasyon ortamında dayanıklı mallara hücum ederler.

Haliyle ülkeye dair 2022 milli gelir tahminleri de düşürüldü. Savaş öncesi tahminlere göre Rusya milli geliri 2022 yılında pandemi döneminin daralma sürecinden çıkacak ve %3 büyüme kaydedecekti. Merkez bankasının şimdiki tahmini ise %8’lik daralma olacağı yönünde. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ise %10’luk daralma tahmininde bulundu. Washington Merkezli Uluslararası Finans Enstitüsü %15’lük düşüş bekliyor. Eğer daralma %10 düzeyine ulaşırsa, 1990’ların başından bu yana yaşanan en büyük daralma olacak.

Fakat en kötüsü daha gelmedi. Rus ekonomisi bu yeni düzene 1-2 yıl içinde adapte olabilir fakat savaş öncesi düzeye gelmesi pek mümkün olamayacak. Gelişmiş ekonomilerin gerisine düşmeye devam edecek çünkü bir defa küresel sermaye piyasalarına ve ileri teknoloji ürünlerine erişemeyecek. İkincisi, ülkenin baskıcı rejimi ülke içindeki girişimcilerin olanaklarını baltalayacak. Üçüncüsü, Rusya savaşın daha ilk haftalarında yüzbinlerce becerikli vatandaşını kaybetti. Bu insanlar Rusya’da kalmanın güvenli olmadığını ve kariyerleri için de pek de iyi olmayacağını düşündüler. Bilişim uzmanları, araştırmacılar, mühendisler, doktorlar… Rusya önemli insan sermayesini kaybetti ve ülkede büyüme tahminleri kötüleşirken bu sürecin devam edeceği bekleniyor.

YENİ YAPTIRIMLAR KAPIDA

Batı’nın yeni yaptırımlar yürürlüğe koyması da ihtimaller dâhilinde. Rusya’nın savaş suçları işlediğine yönelik iddialar peşi sıra birikiyor ve Avrupalı siyasetçiler Rusya ekonomisini “kalbinden vurmaları” üzerine baskı hissediyorlar. Rusya federal devleti, toplam gelirinin %35-40’ı yalnızca petrol ve doğalgazdan elde ediyor. Bu iki enerji ürünü, ülke ihracatının %60’ını oluşturuyor. Rusya’dan enerji alımlarına ambargo konmasını talep eden bir “tavsiye kararı,” Avrupa Parlamentosu’ndan geçti bile. Josp Boreell “Er ya da geç, şahsen umarım ki geç olmadan, bunu yürürlüğe koyacağız” dedi. Avrupa petrol ve doğalgaz alımlarına ambargo uyguladığında Rusya büyük mali sıkıntılarla karşılaşacak ve büyüme potansiyeli daha da zarar görecek. Avrupa, ABD ve Kanada birlikte hareket ederek Çin’e baskı yapacaklar ve Rusya’nın ümitlerini boşa çıkararak teknolojik ihtiyaçlarını Çin aracılığıyla gidermesini engelleyecekler.

Rusya Merkez Bankası’nın sermaye kontrolleri rublenin değerini korumaya yardımcı oluyor ve enflasyon da bir süre sonra kontrol altına alınacaktır. Fakat yukarıda sözünü ettiğimiz temel unsurlar Rusya’nın savaş öncesi düzeyine dönmesini gerçekten düşük bir ihtimal haline getiriyor.

Bu tür ekonomik tahminler ülkenin siyasi geleceğini nasıl şekillendirecek, öngörmesi güç. Fakat bir gün gelecek ve giderek mutsuzlaşan Rusları denetim altında tutan askerlere, propagandacılara, paralı askerlere ve polislere verecek para kalmamış olacak.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: The Conversation

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Lübnan karışırsa Ortadoğu yanar KFC İsrail boykotuna katıldı: 108 şube kapatıldı İran’da gergin bekleyiş Üst düzey AB yetkilisi tarih verdi: Pek çok üye ülkenin Filistin devletini tanıması bekleniyor İsrail ile ticaret, tepkiler için değil ‘engelleme’ yüzünden kısıtlanmış