Sağlık çalışanları: Aylardır durmadan çalışıyoruz, tükendik

Nuri Seha YÜKSEL*

Pandeminin başından itibaren sağlık çalışanları yoğun bir emek harcarken bu sürecin etkilerinden en az etkilenmeleri için hastalarını, ailelerini ve çevrelerini uyarmak için büyük bir çaba içinde oldular. Bu tür salgınlarda en önemli mücadelenin iyi bir organizasyon ve şeffaflık içinde toplumun tüm kesimleriyle top yekûn yapılabileceği bilinmektedir. Epidemiyoloji biliminin öngördüğü gibi veriler şeffaflıkla ortaya konmalıdır. Çözümler bilimsel gerçeklik üzerinden değerlendirilerek geleceğe yönelik önlemler toplumun sosyo-ekonomik koşullarına göre kimseyi dışarda bırakmayacak şekilde planlanmalıdır. Hastane acillerinde, pandemi polikliniklerinde, aile sağlığı merkezlerinde, işyeri hekimliklerinde pandeminin topluma olan etkilerini en çıplak şekliyle gözlemleyen sağlık çalışanları ve onların örgütlü yapılarına kulak vermeden ve işbirliği içinde olmadan iyi bir sonuca ulaşmak mümkün olamamaktadır.

Türkiye genelinde, Sağlık Bakanlığının COVID-19 rehberi doğrultusunda 18 Mart 2020 tarihinden beri evde takip edilen PCR pozitif, BT pozitif şüpheli COVID-19 hastalar ile vaka temaslılar bağlı oldukları aile hekimleri tarafından telefonla aranarak izlenmekte. Bu durum aslında tartışmaların hiç eksilmediği gerçek durumu gösteren verilerin açıklanmadığı bir ortamda gerçek verilere en yakın sonucun aile hekimlerinin günlük kendi sistemlerinde listelenen pozitif vaka ve temaslıların ortaya çıkaracak olduğu TTB aile Hekimliği Kolunun değerlendirmesiyle belirlendi.

TTB Aile hekimliği kolu, izledikleri COVID-19 vakaları ve temaslılarıyla ilgili güncel verileri, Aile hekimlerinin pandemi sürecini nasıl değerlendirdiklerini, sağlık çalışanlarının sağlığı ve yaşadıklarıyla ilgili durumu öğrenmek amacıyla ülke çapında elektronik ortamda aile hekimlerine yönelik eylül ve ekim aylarında yapılan anket çalışmasının üçüncüsünü 9-15 Kasım 2020 tarihlerinde gerçekleştirdi.

Türkiye’de aktif aile hekimi sayısı Sağlık Bakanlığının açıklamalarına göre 24 bin 082, Kasım ayında yapılan anket çalışmasına ülkenin 73 ayrı ilinden 1270 Aile hekimi katıldı. Yapılan değerlendirme ve hesaplamaya göre her gün sisteme 47 bin 629 PCR (+) pozitif Covid-19 hastası eklendiği tespit edildi. Ankete katılan aile hekimlerinin izledikleri PCR pozitif hasta ortalaması Ekim ayına göre 6,53’den 19,79’a yükseldiği görülüyor. Covid-19 tanısı alanların 10 gün ve temaslıların 14 gün evlerinde izole olup takip edildiğini düşündüğümüzde çalışmaya göre günlük verilerin yanı sıra yaklaşık bir buçuk milyonluk bir nüfus karşımıza çıkıyor. Bu çarpıcı rakamın kuşkusuz ki arkasında çok ciddi ve özverili bir çalışma var. Bu kişilerin tespiti, temaslılarının belirlenmesi ve evde tedavilerinin başlanması için filyasyon ekiplerini oluşturan sağlık çalışanları gecenin geç saatlerine kadar bazen yemeden, içmeden çalışıyor. Hatta korunmak için kullandıkları tıbbi tulum nedeni ile insanı ihtiyaçlarını gidermekte bile zorlanıyor TTB Aile Hekimliği kolu olarak daha önce de yaptığı açıklamalarda salgının sonbaharla birlikte yayılma hızını artacağı ve önlemlerin alınmaması durumunda bu gün yaşananları öngördüğünü belirtmişti. Yapılan anket çalışmasında Aile sağlı merkezinde görev yapan sağlık çalışanlarının durumdan etkilenme şekilleri ve bu süreçte hastaların yaşadıkları sorunlar ve çözüm şekilleri de değerlendirildi.

Kasım ayında 3’üncüsü yapılan bu çalışmaya katılan aile hekimlerinin yüzde 49,5’i kurumlarında en az 1 sağlık çalışanının COVID-19 geçirdiğini belirtiyor. Eylül ve Ekim ayı çalışmalarında i yüzde 40 olan bu oran salgının tepe yaptığı bu dönemde yüzde 25 artmış. Sağlık çalışanları yönünden resmi verileri açıklanmasa da sadece bu 1 aylık dönemde binlerce aile sağlığı merkezi çalışanının COVID-19’a yakalandığı çalışmada görülüyor. Uzun süren bu zorlu süreç, dışarda hayatın tüm doğallığıyla devam ettiğini gören, hastalık riski nedeni ile yakınlarına mesafeli, özlem ve kaygı dolu bir dönem yaşayan tüm sağlık çalışanları gibi Aile sağlığı merkezlerinde çalışan aile hekimleri de tükenme noktasına geldiler. Bu anket çalışmasında da her 3 hekimden 2 si kendilerini tükenmiş hissettiklerini belirtiyor. “Tamamen tükenmiş hissediyorum ve bununla nasıl çalışmaya devam edebilirim bilemiyorum.” diyen aile hekimi oranı ise yüzde 18,5.

Filyasyonda olan vatandaşların durumlarının da değerlendirildiği ankette Acil müdahale gerektiren hastalar ne yapıyor diye sorulduğunda, hastaların yüzde 60’ının kendi araçları ile hastaneye gittiği belirtildi. İş görmezlik raporlarını alabilmek ve farklı sebeplerle dışarı çıkanlarını çokluğu salgın yönetiminde evde kalan hastaların acil ya da hastalığın seyrinde olan sorunlarla başa çıkmada önemli sıkıntılar yaşadığını göstermekte ve salgının bu kısmı için doğru bir planlama yapılamadığı anlaşılmakta. Aslında baktığımızda resmi olarak gerçek verilerin kolayca açıklanabileceği seçeneği ortada ve mücadele için bunun kaçınılmaz olduğu bilinmesine rağmen binlerce hekimin bunun ortaya çıkması için emek harcamasının üzüntü verici olduğunu düşünüyorum. Dünyayı saran bu pandemide sağlık çalışanlarının emeği kadar görüşlerinin de önemli olduğu çözüme ulaşmak için başka çarenin olmadığı ortadadır. Gerçek tablonun tüm şeffaflığı ile ortaya konması alınacak tedbirlerin zamanında ve yeterli şekilde olmasını sağlayacak, can kayıplarının önüne geçilecektir.

*TTB Aile Hekimliği Kolu Sekreteri ve İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
İzmir’in 1 Mayıs tarihi Çanakkale kül soluyacak Özel bölgeye RES yapılacak Kaderine terk edilen köy okulları yeniden açılmalı İzmir’de 1 Mayıs’a çağrı: Umutlarımızı ve taleplerimizi dile getireceğiz