Savaşın eşiğinde

İran’ın hava saldırısına karşılık vermeyi kararlaştıran İsrail, saldırının “yeri, zamanı ve kapsamını” tartışıyor. İran’ın yeni güvenlik stratejisini devreye soktuğunu belirten Keskin, “Ortadoğu’da yeni bir çatışma dönemine” dikkat çekti.

Umut Can FIRTINA

İran’ın Şam’daki konsolosluk binasına düzenlenen saldırıya misilleme olarak İsrail’e İHA ve füze göndermesi sonrası bölgede tansiyon yüksek. İsrail’deki Savaş Kabinesi, İran’a karşılık verme kararı alırken Beyaz Saray karşı saldırıda İsrail’e destek vermeyeceğinin altını çizdi.

Tel Aviv yönetimi, İran’ın hava saldırısına karşı verilecek yanıt konusunda karar verdiğini açıkladı. İsrail’deki Kanal 12 televizyonunun haberinde Savaş Kabinesi'nin İran’ın saldırısına karşı “açık ve etkili” bir şekilde karşılık verme kararı aldığı belirtildi.

ÜÇ SEÇENEK

Savaş Kabinesi, misillemede hemfikir olmasına rağmen bunun “zamanı, yeri ve kapsamını” değerlendirmek üzere dün 4’üncü kez toplandı. Habere göre İsrail ordusu, pazartesi gecesi Savaş Kabinesi'ne birden fazla seçenek sundu.

Bunlar arasında “ölçülü saldırı” olarak isimlendirilen “İran'a fiziki bir füze ya da hava saldırısındansa siber saldırı düzenlenmesi” seçeneği öne çıktı. “Orta şiddette saldırı” olarak, siber saldırının yanı sıra bir askeri üs ya da tesise saldırılması opsiyonu değerlendirildi. “Kapsamlı saldırı” olarak ise siber saldırının yanı sıra İran genelinde askeri üs ve tesislerin de yer aldığı birden fazla stratejik noktaya saldırılar düzenlenmesi seçeneği masaya yatırıldı.

ABD'nin de İsrail'den olası misillemeyi daha sınırlı tutmasını ve atacağı adımlara ilişkin Washington'u bilgilendirmesini istediği aktarıldı.

‘YENİ İŞBİRLİKLERİ’

İsrail devlet televizyonu KAN'a göre ise İsrail, İran'a yönelik muhtemel misilleme konusunda Ürdün, Mısır ve Körfez ülkelerini bilgilendirerek zarar görmeyecekleri konusunda teminat verdi. KAN, ayrıca Başbakan Binyamin Netanyahu’nun, karşı saldırısına yönelik baskı yapacağı için bazı dünya liderlerinin telefonunu açmadığını kaydetti.

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, İran'ın İsrail'e yönelik düzenlediği saldırıların Ortadoğu'da yeni işbirliği fırsatlarına olanak sağladığını belirtti. Halevi, İran’ın saldırılarını durdurmak için İsrail ordusunun ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), İngiltere, Fransa ve ismini açıklamadığı "diğer ortaklarla" birlikte çalıştığını aktardı.

BATI’YA UYARI

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ise İsrail’den gelecek bir saldırıya karşı tekrar uyarıda bulundu. 13 Nisan’da düzenlenen saldırıyı "yalnızca Siyonist rejimin kötülüklerine karşı cezalandırıcı bir önlem" olarak nitelendiren Reisi, “İsrail ve destekçilerinin İran'a yönelik herhangi bir eylemine öncekinden büyük ve kapsamlı şekilde yanıt vereceklerini” söyledi.

İran Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Ebulfazl Şikarçi de, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya'ya İsrail'e desteği kesme çağrısında bulunarak, bu ülkelerin veya İsrail'in her türlü saldırısına güçlü karşılık vereceklerini ifade etti.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Kirby ise, İran'ın saldırıyı ABD’ye önceden haber verdiği iddialarını tekrar reddetti. İran'ın saldırısına ilişkin önceden ellerinde zaten birçok bulgu olduğunu söyleyen Kirby, İsrail ile başta ABD ve İngiltere olmak üzere bazı ülkelerin de desteğiyle püskürttükleri saldırıyı “tam bir başarısızlık” olarak niteledi.

ABD'nin NBC News televizyonundaki habere göre ise ABD’li yetkililer, İsrail’in İran’a doğrudan vereceği yanıtın sınırlı olacağına ve Tel Aviv’in Tahran yönetiminin vekil güçlerine odaklanacağını belirtti. İsrail’in yaklaşımının değişmiş olabileceğine dikkati çeken yetkililer, İran’ın saldırısında ciddi hasar oluşmaması nedeniyle Tel Aviv’in Tahran’a daha az agresif karşılık verebileceğine işaret etti.

∗∗∗

GERGİNLİKTE YENİ DÖNEM

İran’ın iddia ettiği caydırıcılığı yaratamayacağı başından beri belliydi. Çünkü İran’ın stratejisi, “yanıt verelim, ama bu bizi İsrail veya ABD ile bir savaşa götürmesin” şeklindeydi. Ama sonuç itibarıyla İran, 1979’dan bu yana ilk kez doğrudan bir ülke topraklarına saldırdı. Bu “danışıklı dövüşle” açıklanamayacak yeni bir döneme işaret ediyor.

İran, İsrail-Filistin meselesinin gerçek sahibi olduğunu iddia ediyor. Bunu en gerçekçi şekilde kendisinin savunduğunu söylüyor. Bu eylemiyle bunu da göstermek istedi. Ayrıca Yemen’den Irak’a kadar uzanan bölgede desteklediği grupları da motive etmek amacı taşıyordu. Bu da İran için bir kazanımdı. Gazze savaşıyla mobilize ettiği bu grupların ideolojik, politik ve askeri seferberliğini canlı tuttu. İran toplumunda İsrail konusunda çok pasif kalındığını düşünenlerin de konsolide edilmesi sağlandı. Öte yandan sorun yaşadığı komşularına da bir “gözdağı” vermiş oldu. Ayrıca tüm Batı ambargoları altında askeri ve teknolojik olarak hangi noktaya geldiğini de göstermiş oldu.

Arif Keskin
İran Uzmanı

BULUNMAZ FIRSAT

İsrail açısından bakıldığında da İran’ın saldırısı, Gazze savaşının mahiyetini değiştirmek isteyen Netanyahu için “gökte arayıp yerde bulduğu” bir fırsat oldu. Netanyahu bunu çeşitli alanlarda sonuna kadar kullanacak. Bundan diplomatik, ekonomik konularda, dış ve iç politikada yararlanacak.  İsrail, Gazze nedeniyle Batı dahil tüm dünyada eleştiriliyordu. Şimdi ise İsrail, neredeyse “mağdur” bir ülke pozisyonuna geldi. Gazze’deki çatışma belli bir derecede gündemden düştü. ABD, İngiltere, BAE, Ürdün gibi ülkelerin fiili savunma hattı kurması da İsrail’in arkasındaki güvenceyi gösterdi. Bu da fiili bir savunma hattının oluşturulduğu anlamına geliyor.

ÇATIŞMA SÜRECEK

İran-İsrail ilişkileri çok riskli bir sürece girdi. Bunun iki ülke ve bölge açısından da çok farklı sonuçları olacak. İsrail’in İran’ın misillemesine vereceği karşılık, bir İsrail-İran çatışması doğuracaktır. Karşılıklı saldırılar sürecek, ancak bu çatışmaların boyutu İsrail’in vereceği karşılığa göre belli olacak. ABD, İngiltere ve İsrail’in diğer müttefikleri, İran’ın saldırısına çok etkin bir yanıt verdi. Bu, bölgede ciddi bir istihbarat ve savunma sistemi olduğunu gösteriyor. Gerginlik sürdükçe bu sistemleri ciddi şekilde geliştirecekler. Hatta, ABD’nin Ortadoğu’dan çekileceği beklentilerinin tam aksine burada daha fazla yerleşecekler. ABD güçleri daha fazla donatılacak. Bu da bir Körfez-ABD-İsrail işbirliğini doğuracak. Bölgede silahlanma yarışı artacak, hatta sadece savunma değil saldırı yeteneklerini de geliştirecekler. Bu da İran ile Körfez ülkeleri arasındaki gerginliği tırmandıracak.

YENİ STRATEJİ DEVREDE

Burada çok önemli bir başka unsur ise, İran’ın yeni güvenlik stratejisi. Hatırlarsanız geçen aylarda İran Erbil’i, İdlib’i, Pakistan’ı vurdu. İsrail’e yapılan misilleme ile birlikte bunları da bir çerçevede değerlendirebiliriz. Bunlar İran’ın güvenlik ve savunma stratejisinde değişikliğe gittiğini gösteriyor. Önceden doğrudan çatışma yerine kendine yakın örgütlerden yararlanırken şimdi bunun yanı sıra kendisi de doğrudan ama kontrollü şekilde alana giriyor. Küçük çaplı, savaşı tetiklemeyecek şekilde doğrudan saldırı konseptini benimsedi. İsrail’e misilleme saldırısı, anlık bir karar değil, yeni stratejinin üzerine inşa edilmiş bir karar. İsrail’den sonra Ürdün ve Azerbaycan gibi ülkeler İran’ın hedefinde olabilir.

∗∗∗

KARŞILIKLI İHA SALDIRILARI

İran’ın saldırılarının etkileri sürerken İsrail ve Lübnan Hizbullah’ı karşılıklı İHA saldırıları düzenledi. İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sur kentine bağlı Ayn Baal yolunda bir araca düzenlediği saldırıda bir kişi hayatını kaybetti, iki yaralı da hastaneye kaldırıldı. Lübnan Hizbullah’ı da İsrail’e karşı İHA’lı saldırı düzenledi. Saldırı sonucu 3 İsrailli sivilin yaralandığı öğrenildi.

‘EŞİ GÖRÜLMEMİŞ SAVUNMA’

Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani ile Beyaz Saray'da bir araya gelen ABD Başkanı Joe Biden, İran'ın İsrail'e düzenlediği saldırıya değinerek, "İsrail'i savunmak için eşi benzeri görülmemiş bir askeri çaba gösterdik" dedi. Biden, görüşme öncesi yaptığı açıklamada Irak ile ABD arasındaki ortaklığın son derece önemli olduğunun altını çizerek, ABD’nin Irak dahil bölgedeki ortaklarının çıkarlarını korumaya kararlı olduğunu söyledi. Sudani ise, Irak’ın ABD ile askeri ilişkiden tam ortaklık ilişkisine geçmek için çalıştığını belirtti. Bölgede savaş çemberinin genişletilmemesi için çaba harcanması gerektiğini kaydeden Sudani, Irak hükümetinin yabancı misyonları korumakla mükellef olduğunu yineledi.

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Lübnan karışırsa Ortadoğu yanar KFC İsrail boykotuna katıldı: 108 şube kapatıldı İskoçya Başbakanı Hamza Yusuf istifa etti Üst düzey AB yetkilisi tarih verdi: Pek çok üye ülkenin Filistin devletini tanıması bekleniyor İran’da gergin bekleyiş