Mücadele bütün Datça kıyıları için

Ülkedeki kıyılar özel işletmeler tarafından işgal edilerek halkın ücretsiz kullanımına kapatılıyor. Şezlongsuz Datça İnisiyatifi, Datça’da kıyıların hukuksuz bir şekilde kiralanmasına karşı geçen yıldan beri mücadele ediyor.

Berkay SAĞOL 

Ege kıyıları başta MUÇEV olmak üzere özel işletmeler tarafından hızla işgal edilerek halka kapatılıyor. 

Anayasa ve kıyı kanununa göre halkın kullanımına açık olması gereken koylar ve plajlar özel işletmeler tarafından kiralanarak veya işgal edilerek halkın ücretsiz kullanımına kapatılıyor.

Muğla Datça’da Şezlongsuz Datça İnisiyatifi kıyılar için mücadelesini sürdürüyor.

İşgale karşı kıyıları savunan bütün sivil toplum kuruluşlarıyla dayanışma içinde olduklarını belirten Şezlongsuz Datça İnisiyatifi’nden Sedat Yağcıoğlu, “Datça kıyılarının işgali özellikle MUÇEV’in kiralamalarıyla başladı, Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı ile kıyılar sermayeye teslim edildi. En son Özbel sahilindeki plajın bakanlık tarafından bir işletmeye kiralanmasıyla dayanılmaz boyuta ulaştı, artık işgale dur demenin ve karşı hat oluşturmanın gerekliliği doğdu. Özbel’deki işgalin ilk gününde plaja yapılan platformu kaldırmak için Datçalılar toplanarak platformun kaldırılmasını sağladı. Orada yapılan ilk toplantıda da Şezlongsuz Datça İnisiyatifi kuruldu. O günden bu güne aralıksız nöbetler, şenlikler, eylemler ile her türlü baskı ve soruşturmaya rağmen kıyı mücadelemiz tüm Datça kıyıları için devam ediyor” dedi.  

Şubat ayında Palamutbükü’nde bulunan denize sıfır özel çevre koruma bölgesi ve doğal sit alanı olan iki parselin günübirlik alan işletmeciliğine 3 yıllığına kiralandığı ortaya çıktı.  

Yeni belediye yönetiminin, kıyı işgalleri konusunda yetkilerini kullanmasını umduklarını belirten Yağcıoğlu, “Kıyılar mal olmadığı için kiralanamaz, bu hukuken de böyle. Kamu yararına kullanılmak zorunda olduğunu belirttik. Kamu bütün Datçalılardır; bütün Datçalıların temsilcisi sayılan belediye de bunu göz önüne almak zorunda. Buna karşı çıkmak, ‘Ben Anayasa tanımam, Türkiye çadır devleti olsun’ demekle aynı şey. Halkın büyük bölümü son yerel seçimlerde Türkiye’nin kuralsız yönetilmesine razı olmadığını, olmayacağını gösterdi” dedi.  

Datça’nın çeşitli yerlerinde 2 Mayıs’a kadar konulan basın açıklaması yasağına da değinen Yağcıoğlu, “Turizm sezonunun başlaması basın açıklaması özgürlüğünün sınırlanması için sebep olamaz. Basın açıklaması özgürlüğü aynı zamanda Anayasa’da yer bulan ifade özgürlüğü ile de bağlantılı. Datça’da siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, genel olarak Datçalılar ifade özgürlüğünün sınırlanmasını kabul etmezler. Şezlongsuz Datça İnisiyatifi’nin geçen hafta yaptığı açıklama, asıl olarak kıyıların rant amacıyla kullanılmasına karşı çıkıyordu ve anayasal başka bir hakkın, kıyıların kamuya ait olduğunu söyleyen Anayasa’daki kamu yararına kullanmayı savunuyordu. Orada toplanan kıyı işletmeleri çalışanlarından oluşan kalabalık da kıyıların basın açıklamasına yasaklanmasının, kararın asıl amacı olduğunu gösteriyordu” ifadelerini kullandı. 

Yağcıoğlu, “Türkiye’de tatil denince akla deniz kıyısında şezlongda yatmak geliyor. Bu anlayış da parası olanların her şeyi yapabileceği kabulüne dayanıyor. Kıyılarda basın açıklamasının yasaklanması da bu tatil anlayışının kabul edildiğini gösteriyor. Tatil şezlongda yatmaktan ibaret değildir. Tatil eşitsizliği değil, eşitliği düşünmeyi, istemeyi gerektirir. İnsanla kıyıda yaşayan canlıların eşit olduğunu düşünmeyi; cansız varlıkların kıyıda varoluşunu sürdürmesinin ne kadar önemli olduğunu hayal etmeyi gerektirir. Deniz kıyısına değil, görmediğin tanımadığın yerleri görmenin hazzını duymayı gerektirir. Böyle bir tatil anlayışının oluşması gerekir” dedi.  

BİR ARAYA GELECEĞİZ 

Şezlongsuz Datça İnisiyatifi’nin, barışçıl, renkli, sanatsal ve yaratıcı etkinliklerle kıyıları savunduğunu vurgulayan Yağcıoğlu, şunları dile getirdi:  

“Bu sezon için de etkinlikleri planlamaya başladık. Yaz eylemliliklerinde, söylenenin aksine tatilcilerin de eylem ve etkinliklerimizi desteklediklerini görüyoruz. Yeni döneme, Türkiye’nin farklı kentlerinden kıyı hareketlerinin bir araya geldiği bir dayanışma ağı kurma hazırlıklarıyla giriyoruz. Tüm kıyı hareketleri bir araya gelerek, mücadelemizi güçlendirmeye planlıyoruz. Çünkü biliyoruz ki dayanışma yaşatır.” 

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Çanakkale kül soluyacak İzmir’de 1 Mayıs’a çağrı: Umutlarımızı ve taleplerimizi dile getireceğiz Özel bölgeye RES yapılacak Foça’da çevre faciası yaratan ‘Harrier’e dava açıldı İzmir’in 1 Mayıs tarihi