TINA değil OwaR!

Temmuz sıcağının ortasındayız. Pergolenin altında Bodrum’un o her daim rüzgârı, asmanın yaprakları arasından geçip yüzüme serin serin vuruyor. Maviden laciverte Bağla’dan Kos’a kadar...

Temmuz sıcağının ortasındayız. Pergolenin altında Bodrum’un o her daim rüzgârı, asmanın yaprakları arasından geçip yüzüme serin serin vuruyor. Maviden laciverte Bağla’dan Kos’a kadar uzanan denizin üzerinde bembeyaz yelkenliler kuğu gibi süzülüyor. Limonlu çayımdan son yudumu alıp kalkıyorum. Cumhuriyet Enerji Eki’ne göndereceğim yazıyı tamamladım. Şimdi sıra BirGün’deki köşe yazısına geldi.

Cumartesi günü Bodrum’da BirGün okurlarıyla toplandık. Bu toplantıdan söz etmemek olmaz. Toplantıda Bodrumlularla birlikte tatil için gelenler de vardı. Bodrum Yarımadası dağınık ve geniş bir yerleşim. Oldukça uzak ve ücra köşelerden toplantıya hazırlanmış olarak notlarıyla gelenler de vardı. Hem eleştiri hem de önerileriyle öyle böyle değil gerçekten birer okur. Yüz binlerce okur kitlesi olan gazetelere kolay kolay nasip olmayacak bir okur kitlesine sahip BirGün. İşte bu yüzden gazetenin mutfağında yer alanların işi bir hayli zor. Böylesi gazetesine sahip çıkan, gazetesiyle iç içe olan, sorgulayan, beklentileri olan bir okur kitlesi gazetenin geleceği açısından umut verici. Toplantıya katılanların birbirleriyle tanışması, dayanışmayı genişletme isteği, gençlerin dinamizmi en kısa sürede yeniden bir araya gelineceğinin işareti.

İstanbul magazin ve sosyete dünyasının aktörleri, orta sınıf yazlıkçıları, dünyanın çeşitli ülkelerinden hemen her sınıftan turistler Bodrum’da. Ülkelerinde iki paket sigara fiyatına Bodrum’daki otellerde her şey dahil bir gün geçiren Avrupalı emekçiler. Ve Avrupalı emekçilere günde 12 saat çalışarak hizmet sunmaya çalışanTürkiyeli emekçiler. Özellikle turizm sektöründe düşük ücretle ağır iş koşullarında çalışan emekçiler Bodrum’un görünmeyen, medyaya yansımayan yüzü. Aylar öncesi seyahat şirketleriyle bağlantı kuran turizm işletmeleri son zamlardan oldukça etkilendiler. Özellikle enerji alanındaki zamlar (elektrik, petrol, petrol ürünleri) girdilerini artırdı. Ve tabii ki sermayenin ilk aklına gelen tasarruf önlemi işçi ücretlerini kısmak ve çalışma sürelerini uzatmak oluyor. Çalışan her iki personelden birini işten çıkartıp aynı işi bir personele yaptırmak ilk önlem oluyor. Dönüp dolaşıp her daim yoksul halkı ve emekçileri vuran neoliberal politikalar ise AKP iktidarınca tam bir görev bilinciyle sürdürülüyor. Elektrik zamları da diğerleri gibi bu politik uygulamanın sonucu. Elektrik arzındaki sıkıntıyı fırsat olarak değerlendiren sermaye tekelleşiyor. Yenilenebilir enerji yasasıyla üretilen elektiriğe devletçe verilen on yıl boyunca 5,5 eurocent" ten alım garantisini yeterli görmeyen kapitalistler dengeleme ve uzlaştırma yönetmeliğiyle oluşturulan enerji borsasında bu 5,5 eurocent"in yüzde 50 fazlasına yine devlete elektrik satıyor. Akaryakıtta bunca dağıtım şirketine rağmen rekabetin oluşmadığına dikkat çeken ve sözüm ona bunu sorgulayan Rekabet Kurumu ve EPDK enerji borsasındaki tekelleşmeyi görmezden geliyor.

Sadece enerjide değil sağlık sektöründe de elinde yeterli personel ve tesis kalmayan devlet, kapitalist tekellerin belirlediği fahiş fiyatlara halkı mahkûm ediyor. Yüzde 30 farkı az bulan pekçok özel sağlık kuruluşu tekelleşme ile sağlıkta enerjiden daha vahim bir süreci örgütlüyor.

Finans-kapital zorbanın TINA (There Is No Alternative-Başka Seçenek Yok) söylemine OWaR (One Way Revolution-Tek Yol Devrim) söylemiyle karşı çıkıp, başka bir dünya mümkün derken AKP’ye yakın duran, örtülü örtüsüz ittifak içinde olanlara bir fıkra;

Akıl hastanesine yeni bir başhekim atanır. Birkaç gün sonra hastalardan biri yeni hekime:

“Doktor Bey! Biz sizi önceki baş hekimden çok daha fazla seviyoruz.”

Doktor memnun, nedenini sorunca,

“Sanki bizden biriymişsiniz gibi etki yapıyorsunuz da...”

Günün Manşetleri için tıklayın

Çok Okunanlar
Eğitim Bakanlığı Müsteşarı'nın kızına YGS'de VIP torpili! Hoş geldin kadınım Abdülhamitçiler, Osmanlıcılar, İslamcılar; nerdesiniz? ‘Öldü’ denilen itirafçı, 8 ay önce Jandarma’da memurmuş Diyanet’ten hadisli 1 Mayıs mesajı