Yine savaş konsepti mi? Biz bu oyunu çok gördük
AKP, 7 Haziran 2015 seçiminde istediği sonucu alamayınca, ‘terörle mücadele’ adı altında geniş çaplı operasyonlara başladı. Bu operasyonları; seçimden yaklaşık bir buçuk ay sonra, 20 Temmuz’da meydana gelen ve 33 yurttaşımızın öldüğü Suruç Katliamı tetikledi.
‘Terörle mücadelenin’ neden Adıyaman’daki İslam Çay Ocağı’nı, IŞİD’in Antep yapılanmasındaki mahallelerini, İstanbul Fatih’teki medreseleri, Elazığ’daki hüre evlerini kapsamadığı soruları cevapsız kaldı. IŞİD patlamasının hemen ardından Kandil’e operasyon ve İstanbul’daki Alevi semtlerine baskınlar yapıldı.
Milliyetçilik damarı okşandı ve güvenlik kaygıları kullanıldı. Gerçekdışı açıklamalarla toplum yönlendirildi. ‘Kokteyl terör’ ifadesiyle ‘toptan saldırı altındayız’ algısı oluşturuldu, çukur ve hendek siyaseti açıklamalarıyla isteğe uygun, kullanışlı bir odak yaratıldı. Toplumun geneli; içi boş ‘kokteyl terör’ kavramına da neden ülkeye ‘toptan saldırı’ yapılmış olabileceği sorusuna da kafa yormadı, kabullendi. Geri kalanlar ‘kabullenmiş’ göründü. Azınlık; sorgulayanlar, hazmedemeyenler ise vatan haini, terör destekçisi, bölücü ilan edildi.
AKP, önce düşmanlar yaratıp bir savaş çatısı kuruyor, ardından tüm toplumu içine çekerek, bir kitleyi ayırıp bütünleştiriyor. Kısaca kutuplaştırma siyaseti. Bu kurguda, ‘yol verme’ taktiğini sıkça kullanıyor. ‘Yol verme taktiği’ Türkiye’nin kaderini değiştiren üç önemli olayla anlaşılır hale getirilebilir. Basit sorulardır:
Seçime iki hafta kala, ‘Kandil’e operasyon’ yapılması iyiden iyiye gündemde. Demokratik adımları, ekonominin istikrarını seçim sonrasına bırakan ve vaat olarak sıralayan AKP iktidarı, konu savaş olduğunda aceleci. Siyasi iktidar, demokrasiyi sadece sandığa indirgenmiş bir yönetim biçimi olarak görmüyor, o sandığa girecek oy için de her şeyi mübah sayıyor.
Kandil’e operasyon bir kere daha kurgulanmış benzer oyundur. Risk altındaki Türkiye, sınır güvenliği, bayrağa sarılmış asker cenazeleri, savaşa karşı çıkanlara terörist muamelesi… ‘Barış’ dedikleri için tutuklananlar, fişlenenler, tarlada bağda bahçede çalışan gariban Kürt yurttaşlara saldırılar…. Kutuplaşan kitleler, HDP’den kopan emanet oylar, CHP ve hatta İYİ Parti’ye yüz çeviren seçmenler…
Savaş çatısı kur, türlü kurgularla ‘yol ver gitsin’ siyaseti.
İyi de biz bu oyunu birden çok kez gördük.
Bu kez bu da tutmayacak. Savaş yerine barış istiyoruz. Huzur…
AKP artık seçmenine de tüm halklara da haksızlık yapıyor. Elinde avucunda kemik bir kitle kaldı. Geri kalan, ‘hangi kesime ait olursa olsun’ ferasetten bu kadar uzaklaşamaz.
Sözün özü; bu kez ne olursa olsun yol veremeyecek, yol alacaksınız!
Günün Manşetleri için tıklayın