Çiğdem Mater: Gezi Davası'nın film olduğunu görmek isterim

Gezi Davası'nda 18 yıl hapse mahkum edilerek tutuklanan sinemacı Çiğdem Mater, Türkiye sinemasında davalara ilişkin filmlerin neredeyse hiç yapılmadığına da dikkat çekti. Gezi Davası'nı da sinemada görmek istediğini belirten Mater, "Barış Derneği davasından 90’ların faili meçhullerinin davalarına, Uğur Mumcu’dan Konca Kuriş’e, Sivas Katliamı Davası'ndan Hrant Dink cinayeti davasına, Barış Akademisyenleri’ne, filmi yapılacak dava ne yazık ki çok" dedi.

Karar duruşması için Almanya'dan gelmesine rağmen 'kaçma şüphesiyle' tutuklanan ve 18 yıl hapse mahkum edilen Çiğdem Mater, yaşadığı süreci, "Memleketçe yaşadıklarımız koca bir şaka ama buna ne kadar gülebiliriz ki?" diyerek özetledi.

Hayata geçirmediği bir belgesel fikrinden dolayı 'hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardımla' suçlanan sinemacı Mater, Gezi Davası'nı bir film olarak görmek istediğini belirtti.

Gerçek Gündem'in sorularını yanıtlayan Mater, açıklamaları şöyle:

"İddianamede, hem benimle hem de birlikte yargılandığım isimlerle ilgili bütün suçlamalar o kadar mesnetsiz, saçma, komik ve gerçek dışı ki, aralarında ayrım yapmak, 'bu daha şaşırtıcıydı' diyerek diğerini kırmak istemem. Ama kısaca özetlemek gerekirse, bu iddianame ve iddianameyi temel alarak hazırlanan gerekçeli karar yapılmayan işlere dayanıyor. Yapılmamış işler, planlar, projeler... Çekilmemiş film, açılmamış banka hesabı, yapılmamış toplantı, kurulmamış TV kanalı, açılmamış internet sayfası darken, 'yapmadıklarımızdan' Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı, bizler 18 yıl. O meşhur 'çekilmeyen film'i yapsaydım ne ceza alırdım, merak ediyorum tabii.

"BELGESELİ TASARLAMAMIŞTIM BİLE"

Aslına bakarsanız belgeseli 'tasarlamamıştım' bile. 2013 Haziran’ı boyunca, daha önce hiç görmediğimiz kadar görüntü çekildi. Gezi Parkı'nda, İstanbul’da ve aslında Türkiye’nin dört bir yanında. Bunca görüntüyle nasıl bir belgesel ya da belgeseller kurgulanabilir diye Türkiye’de sinemayla ilgilenen hemen herkes kafa yormuştur o dönem. Ama malum sinema çok pahalı bir iş hem maddi olarak hem de zamansal olarak o dönem girişemedik belgesele.

'Girişemediğimiz' belgeselle ilgili üç telefon konuşması (dinlemelerin hukuksuz olduğunu yineleyeyim) sonucunda 18 yıl ceza aldım. Savcılık makamı 'filmi çektiğim' iddiasından mütalaa aşamasında sonunda vazgeçti, yani aslında 18 yıl ceza almamın nedeni bir film yapmayı düşünmüş ve bununla ilgili üç telefon konuşması yapmış olmam. Bu arada hala üzülürüm, 2013 Haziranı ile ilgili ne kadar az film var. Ama geç değil, elbet birileri yapacaktır.

"FİLM OLDUĞUNU GÖRMEK İSTERİM, AMA BELKİ ESKİLERDEN BAŞLAMALI"

Türkiye sineması ne yazık ki mahkeme filmlerinin hemen hemen hiç olmadığı bir sinema. Elbette Gezi Davası'nın film olduğunu görmek isterim. Ama belki eskilerden başlamalı. Malum davalarımız çok. Barış Derneği davasından 90’ların faili meçhullerinin davalarına, Uğur Mumcu’dan Konca Kuriş’e, Sivas Katliamı davasından Hrant Dink cinayeti davasına, Ahmet Şık’ın iki kere tutuklanmasından Cumhuriyet davasına, Barış Akademisyenleri’ne, filmi yapılacak dava ne yazık ki çok. Ali İsmail Korkmaz ve Berkin Elvan’ın katillerinin 'yargılandığı' davaların filmleri de ibretlik olur. Bu davaların hepsinden Chicago 8 gibi filmler çıkar."

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Yasak meşru değil, halk Taksim’de olacak Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sınavı: Türkiye birincisi mülakatta elendi Mülakatı savunan bakanın eşine ‘yürü ya kulum’ denmiş! Devlet bulamadı, PTT hemen buldu Selahattin Demirtaş'tan aylar sonra ilk paylaşım