Cinsel Şiddet Destek Sistemi paneli başladı

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, İsveç Başkonsolosluğu-İstanbul desteğiyle yürütülen Destek Sistemi Nerede Projesi kapsamında bugün Taksim Hill Otel’de “Cinsel Şiddet Destek Sistemi – Panel/Forumu” düzenlendi.

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği'nden Hilal Esmer'in açılış konuşmasının ardından Merve Karabulut moderatörlüğünde "Nereye Gidebilirim? Haklar ve Hizmetler" panelinde, İstanbul’da cinsel şiddet destek sistemi ve hizmet standartları Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr. Ayşen Ufuk Sezgin, Av. Habibe Yılmaz Kayar, Nermin Fügen Özer ve Esem Karaburç tarafından konuşuldu.

Etkinliğin devamında Aile içi ve Kadına Şiddetle Mücadele Büro Amirliği'nden Esem Karaburç, Emniyet birimlerinin cinsel saldırı durumlarında hizmet standartları hakkında bilgilerini paylaştı.

Karaburç, "Hayatta kalanların olay anında üzerindeki eşyalarına el konulur. Sığınma evine gitmek istiyorsa kalacak yer konusunda kendisine yardımcı olunur. Olaydan 1 hafta sonra kurumumuza müracaat edildiğinde, hayatta kalanın olay anındaki kıyafetlerinin yanında olması çok önemlidir." dedi. İhmal ve istismara maruz bırakılan çocukların da olduğunu vurgulayan Karaburç, "Şiddetten hayatta kalan bir çok insan, ŞÖNİM’e (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri) geldiklerinde cinsel şiddette maruz bırakıldığının farkında değil. Kadınlar kurumlara müracaat ederken, çocuklarının da ihmal ve istismara maruz bırakıldığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi'nden (KAHDEM) Avukat Habibe Yılmaz Kayar, şiddetten hayatta kalanlara yönelik hukuk desteği standartları, mevcut sistemde şikayet ve bildirim süreciyle ilgili "Soruşturma aşamasında cinsel şiddetten hayatta kalanların ihtiyaçlarına yönelmiş cinsel şiddet kriz merkezlerinin olması gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi’nin 46. maddesi gereğince şiddet mağdurlarının zorunlu uzlaşma ve arabuluculuk yasaktır" şeklinde konuştu.

Kayar, konuşmasının devamında "Yasa uygulayıcıların hayatta kalana sorduğu 'Neden bu kadar bekledin?' sorusunun arkasında sana inanmıyorum fikri var. Yargının yanlış yoldan gitmemesi için şiddet sonrası başvuru sürecini hızlandıralım" şeklinde ifadelere yer verdi.

Kamuya açılan yargı kararlarıyla ilgili "Türkiye’de mahkeme kararları kamuya açılıyor ve insanların özel yaşamları ihlal ediliyor.Stratejik olarak bu kararlar kamuya kapatılmalıdır. Hayatta kalanlar, birden fazla mağduriyetin olduğu durumlarda cinsel, psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddete maruz bırakılmış olabilir." dedi.

ŞEBNEM KORUR FİNCANCI: "CİNSEL ŞİDDET FAİLLERİNİN YÜZDE DOKSANDAN FAZLASI ERKEK"

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın, cinsel saldırı durumlarında sağlık hizmeti standartları, tecavüz ve cinsel istismarın belgelenmesi ve bildirimini anlattığı bölümde gebeliği sonlandırma süresinin sorunlu olduğunu belirterek ve "Cinsel saldırı sonrasındaki gebeliği sonlandırmak için hukuki süre 20 haftadır. Zaten kadının kendine gelip başvuru yapması en az 10 hafta almaktadır" dedi.

Fincancı, "Meslek odaları da cinsel şiddetin yargılanması mevzusunda bir seçenek. Meslek odalarında da eril bakış açısı var. Yıllardır meslek odalarında nöbet tutanların kadın olması gerektiğini söylüyorum. Cinsel şiddetten hayatta kalanın ilk karşılaştığı insanların erkek olmaması gerekiyor. Cinsel şiddet faillerinin yüzde doksandan fazlası erkek. Hayatta kalanın, şiddet sonrasında saldırganıyla özdeşleştireceği bir insanla karşı karşıya kalma olasılığını en aza indirmek gerek"

PROF. DR. AYŞEN UFUK SEZGİN: "TECAVÜZ KRİZ MERKEZLERİNİN KURULMASI İÇİN BASKININ ARTTIRILMASI GEREKİYOR"

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Ayşen Ufuk Sezgin cinsel saldırı durumlarında ruhsal değerlendirme; tecavüz ve cinsel istismarın belgelenmesi ile ilgili kısımda tecavüz kriz merkezlerinin kurulması konusunda baskıların artırılması gerektiğini vurgulayarak "Kalıcı sistemin olması hem çalışanı korur hem de mağdurun çok yönlü ele alınmasını sağlar. Bu mevzu bireylerle, bu alanda kapasitesi iyi olan üç beş kişiyle çözülmez" dedi.

"Kimlerle Dayanışabilirim? Destek ve Dayanışma Sivil Toplum Çalışmaları; Cinsel şiddetten hayatta kalanlarla dayanışma ve çalışma örnekleri" konulu forum Leyla Soydinç moderatörlüğünde gerçekleştirildi.

Kadınlarla Dayanışma Vakfı'ndan (KADAV) Esin Epli, "Göçmen kadınların, dil sorunundan veya uygulanan ayrımcılıktan ötürü ŞÖNİM’lere başvuramadıklarını söyleyerek "Biz de dayanışma ağını, kamuyu zorlayarak zaman zaman da Mor Çatı’yla kuruyoruz." dedi.

"KADINLAR DELİLLER KONUSUNDA ÇOK SORUN YAŞIYORLAR"

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'ndan Zuhal Güreli, mağdur ve hayatta kalan kadınlara yönelik danışma merkezi ve sığınak çalışmalarıyla ilgili ise "Kadınlar deliller konusunda çok sorun yaşıyorlar. Yaşadıkları travmanın da etkisiyle “Defalarca yıkandım” diyorlar ve delillerin önemli bir kısmını yok etmiş oluyorlar. Kadınlara bu süreçte dişlerini bile fırçalamamalarını söylüyoruz" şeklinde ifadeler kullandı.

"DANIŞANLARA GÜVENLİ BİR ALAN YARATMAYA ÇALIŞITORUZ"

SPoD'dan (Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği) Mustafa Sarıyıldız ve Görkem Aypar Danışma Hattı projesi ve LGBTİ+ mağdur ve hayatta kalanlara destek çalışmalarıyla ilgili konuştu.

Sarıyıldız, danışma hattını arayan insanların haklı olarak kimliklerini ve yerlerini deşifre etmek istemediklerine vurgu yaparak bu durum üzerine neden bir mobil uygulama olmasın dediklerini söyleyerek destek hattı mobil uygulamasının 2019 Mart ayında hayata geçirmeyi planladıklarını açıkladı.

Uzman Psikolog Görkem Aypar, cinsel şiddet odaklı çalışma yapmadıklarını belirterek, "Her zaman,Cinsel şiddetin varlığı ya da yokluğuyla ilgili bir önkabulle yola çıkmıyoruz. Danışanlara güvenli bir alan yaratmaya çalışıyoruz" şeklinde ifadeler kullandı.

"ANONİM OLARAK YAŞADIKLARINIZI ANLATABİLİYORSUNUZ"

Sen de Anlat Dayanışma Platformu'ndan Gizem Dikmen "Sen de Anlat, Dijital dayanışma platformu. Mısır’da ‘harras map’ adlı platformun Türkiye versiyonu.Bu siteye girdiğinizde anonim olarak yaşadıklarınızı anlatabiliyorsunuz. Biz de olaya müdahale edilip edilmediğini öğrenebiliyoruz. Bu site, maruz bırakılanları cesaretlendirmenin yanı sıra tanık olanları da müdahale etmeye davet ediyor."

"ŞİDDETİ BESLEYEN TAHAKKÜM İLİŞKİLERİNİ DE GÖRMEMİZ GEREKİYOR"

Boğaziçi Üniversitesi Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu'ndan (CİTÖK) Cemre Baytok, Üniversiteler ve CİTÖK özelinde üniversite mensubu mağdur ve hayatta kalanlara destek ve hizmet konusu hakındaki konuşmasında CİTÖK'ün rektörlüğe bağlı bir birim olduğunu ama bağımsız olarak faaliyet yürüttüğünü belirterek "Başvuruların içeriği gizli tutuluyor. Üniversitelerde genellikle akademisyenler genellikle koordinasyonu alıyor ama CİTÖK’de başvuruları koordinatör alıyor. Bu uygulama oldukça önemli" dedi. Konuşmasının devamında "Fail ceza alsın ve vaka toplum nezdinde hemen çözülsün gibi bir yaklaşımımız yok. Şiddeti besleyen tahakküm ilişkilerini de görmemiz gerekiyor" ifadelerine yer verdi.

Açık Mikrofon bölümünde diğer STK'ların çalışmalarından bahsedildi.

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sınavı: Türkiye birincisi mülakatta elendi Yasak meşru değil, halk Taksim’de olacak Mülakatı savunan bakanın eşine ‘yürü ya kulum’ denmiş! Selahattin Demirtaş'tan aylar sonra ilk paylaşım SGK vurgunundan eski bakanın hastanesi çıktı