Gelecek için grev

Grev yasaklanan Bekaert fabrikasında direniş günlerdir ailelerle birlikte sürüyor. Grevdeki işçiler ve aileleri, çocuklarına meyve bile alamadıklarını söylerken “Hak ettiğimiz ücretten başka bir şey istemiyoruz” diyor.

Asena Tunca

Kocaeli’nde Belçika sermayeli Bekaert fabrikasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yasak kararına rağmen direnen işçiler, grevin 5’inci gününü de geride bıraktı. Cumhurbaşkanlığı kararıyla ‘milli güvenliği tehdit’ bahanesiyle yasaklanan grev gün geçtikçe büyürken işçiler aileleriyle birlikte direnmeyi sürdürüyor. Bekaert’in önünde aileleriyle birlikte grev alanını terk etmeyen işçiler BirGün’e konuştu.


İşçilerden Nazmi Arslaner, 5 kişilik bir aile olduklarını söyledi ve “Onun dışında alım gücümüz o kadar düştü ki… Çocuğum bana ‘Baba bana muz alır mısın’ dediğinde verecek cevabım kalmıyor. Kim çocuğunun ihtiyaçlarını karşılamak istemez ki?” diye sorarak sözlerine başladı.

FERAGAT EDİYORUM

Civardaki fabrikaların da şartlarda iyileştirme yapmadığını belirten Arslaner, şunları dile getirdi: “Sözleşmeniz var, sözleşmede ‘ne alırsanız o’ denildi. Biz şu an diğer fabrikaların çok çok altındayız. Asgari ücretle yarışıyoruz. Vergiden de muaf değiliz. Arkadaşlarım yüzde 27’lik vergi dilimine girmiş durumda. Bu saatten sonra işçinin dediği olmalı. Gece vardiyası çalışıyorsun, çoluğundan çocuğundan feragat ediyorsun, orada geçireceğin zamanı burada geçiriyorsun. Bir kalite beklentisi var, kaliteyi karşılıyorsun. İçeride dönen aksamda iş güvenliği için de bir mücadele var. Hem çalışıp hem kaliteli üretim yaparken kendini korumak zorundasın."

İŞ KAZASI GEÇİRDİM

Daha önce 4 kez iş kazası geçirdiğini ifade eden Arslaner, “Ayak parmakları kopan arkadaşlarımız var. Gözlük takmasına rağmen gözü kör olan arkadaşlarımız var. Defalarca kez uyumadan işe geldiğim oldu. Garibanın ihtiyaçları görünmüyor ki. Biz ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak durumdayız. Patrona söylemesi kolay. Bir değer üretiyorum. Patron kazanıyor. Devletin desteği patrondan yana. Biz markete boynumuz bükük giriyoruz. Bizim alım gücümüz düşerken hak ettiğimiz ücretten başka bir şey istemiyoruz” diye konuştu.

ÇOCUKLARIMIZ İÇİN

Arslaner’in eşi Esma Arslaner de direnişe destek veriyor. “Eşimin yanındayım” diyerek sözlerine başlayan Arslaner, “Benim beş yaşındaki çocuğum ‘Babamın mücadelesi benim mücadelem’ dediği için burada. Biz hak ettiğimizden başka bir şey istemiyoruz. Çocuklarımız için mücadele ediyoruz.”

“İnsanca yaşamak istiyoruz” diyen Ali Rıza Yanıktaş ise şunları ifade etti: “Hak ettiğimiz zamlar biriktiği için bugün yüzde 130’luk bir zam isteğimiz çok görünüyor ancak bize gereken ücret iyileştirmeleri yapılmadığı için biriken alacaklarımız aslında bunlar. Açlık sınırında yaşıyoruz, geçinemiyoruz. Eşim ev hanımı. Maddi anlamda fabrikadan özellikle pandemi döneminde hiçbir destek görmedik. Biz Bekaert’i sırtımızda taşıyarak büyüttük, hak ettiğimiz hiçbir şeyi görmedik. Tek derdimiz geçinmek.”

Ağır şartlar altında çalıştıklarını aktaran Yanıktaş, “İnsanca yaşayacak ücret bile alamıyoruz. Sözde iyi bir fabrikada çalışıyoruz ayaklarımı sürüye sürüye eve gittiğimi biliyorum. Bu grevin yasaklanması greve güç verdi. Bir kararname ile bizi yıldırmaya çalıştılar ama kendileri bizi cesaretlendirdi” dedi.

Meral Yanıktaş ile Ali Rıza Yanıktaş



Yanıktaş’ın eşi Meral Kaya Yanıktaş ise işçilerle gurur duyduğunu söyledi ve “Direnç gösterdikleri için gururluyum. Birbirlerini yarı yolda bırakmadılar. Burası çocuklarımızın geleceği. Taneyle meyve sebze alıp, doğalgazı nasıl açsak diye düşünüyoruz. Zorlu bir dönemden geçiyoruz. Eşimin ve arkadaşlarının mücadelesi ile gurur duyuyoruz. Haklıyız kazanacağız” şeklinde konuştu.

TALEPLERİMİZ ÇOK MAKUL

Taleplerinin çok makul olduğunu belirten Emrah Varol ise şöyle konuştu: “Saat ücretimiz 39 lira. Asgari ücretle kafa kafaya. Burası ağır sanayi. Emsallere baktığımızda çok gerilerinde kaldık. Pandemiden sonra hiç iyileştirme yapılmadı. İşçi fabrikayı sırtında taşıdı ama fabrika artık bize ağır gelmeye başladı. İşçi üretti, biriken hak kaybını alamadı. Hakkımızdan başka büyük şeyler istemiyoruz.”

3 kişilik bir aile olduklarını söyleyen Varol, “Eşim çalışmıyor ve bir çocuk daha bekliyoruz. Ben şu an saatlik çalışma ücretimi söylemeye utanıyorum. Alım gücü bu kadar düşmüşken hiçbir iyileştirme yapılmaması bizi buna itti. Hakikaten geçinemiyoruz. Ben çocuğuma bir gelecek sağlayamıyorum. Her şey on katı fiyatına. Yasaklama maalesef alım gücünün bizi sıkıştırmasının verdiği kararlılığa engel olamadı. Sonuna kadar buradayız” diye konuştu.

GREV ALANINDA EVLENDİK

Eşi Kübra Varol ise direniş alanında tanışarak evlendiklerini ve düğünlerinin de grev sırasında yapıldığını aktardı. Varol, “Aynı sıkıntıyı beraber yaşıyoruz. Biz direniş alanında evlendik. Düğünümüz grev esnasında yapıldı. Şimdi yine eşimin yanındayım. Biz çocuklarımızın geleceği için mücadele ediyoruz. Sıkıntımız da mücadelemiz de ortak. Eşimin yanındayım” ifadelerini kullandı.

***

İşten çıkarma tehdidi

Bekaert’in önündeki grev devam ederken işçilere işten atma tehdidi içeren mesaj gönderildiği belirtildi. Önceki gece gönderilen mesajda işçilerin grev ertelendiği halde ‘mazeretsiz’ olarak vardiyaya gelip işbaşı yapmadığının tespit edildiği belirtilerek “6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 70.maddesine göre kanun dışı greve katılmaya devam etmeniz halinde iş akdiniz haklı nedenle tazminatsız olarak feshedilecektir. Yine aynı kanunun 70.maddesinin 2. fıkrasına göre bu kanun dışı grev uygulamasından doğan işverenin uğradığı zararların tazmin edilmesi yönünde gerekli yasal yollara başvurulacağını bildiririz. Şirketimizin geleceği için sizlere güvenimiz tamdır. Şu anda yapılan kanun dışı grev uygulamasını bir an önce sonlandırmanızı ve vardiyanıza gelip işbaşı yapmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Bunu takiben hemen müzakerelere devam edilecektir” ifadeleri yer aldı.

***

Saygısızlığı bırakın

Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Özkan Atar, dün işçileri ziyaret etti. Burada konuşan Atar, şunları ifade etti: “Hiçbir şekilde tereddüt içine girmeyeceğiz. Bu dava ekmek davası. Biz kimsenin hakkına el uzatmadık. Hakkımız olmayanı talep etmiyoruz. Uyguladığımız grev de Anayasa ve uluslararası sözleşmelerden gelen temel hakkımızdır. Eğer işveren bu saygısız davranışları devam ettirirse biz bu direnişi yurdun her tarafını Bekaert grevine çeviririz.”

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Taksim 1 Mayıs’la özdeştir! İktidar, hukuksuz ve keyfi 1 Mayıs yasağını sürdürüyor! Özel'den Yerlikaya'ya '1 Mayıs' telefonu: Kararınızı gözden geçirin İftarlarını tabip odasında açacaklarmış Bir elde karanfil, bir elde mahkeme kararı: 1 Mayıs’ta Taksim'e!