Her sipariş can alabilir

Her gün yollarda yaşamını yitiren motokuryelerle ilgili konuşan TÜMTİS Başkanı Kenan Öztürk “Motokuryelerin çaresi örgütlenmek” diyor.

Rıfat Kırcı

İnternetin hayatımızda daha fazla yer etmeye başlamasıyla birlikte tüketim alışkanlıklarımız da değişti. Artık alışverişleri telefonlarımızdan, bilgisayarlarımızdan rahatlıkla yapabilirken, almak istediğimiz ürünler de evimize ayağımıza kadar getiriliyor. Her yerde, her saatte istediğimiz ürüne ulaşabilir hale gelirken internet alışverişi sektörü de durmadan büyümeye devam ediyor. Özellikle salgın sürecinde bu sektör ciddi bir ivme kazandı. Ancak yeni sorunlar da beraberinde geldi. Telefon ya da bilgisayarımızdan yaptığımız her alışveriş bir kuryenin aracına binip o siparişi bize getirmesi anlamına geliyor. Bu yeni bir istihdam alanı yaratsa da ne yazık ki birçok sorun da beraberinde geliyor. Şu an hızla büyümekte olan taşımacılık iş kolunda Tüm Anadolu Motosikletli Kuryeler Federasyonu’na göre 100 binin üzerinde motokurye bulunuyor. Ancak kayıt dışı çalıştırılan kuryelerle birlikte bu sayının 1 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Devasa bir işkolu olmasına rağmen motokuryelerin sendikalı olmasının önünde de ciddi engeller duruyor. Öte yandan karda, yağmurda, rüzgarda motor üzerinde siparişlerimizi yetiştirmeye çalışan kuryeler mobbing, hız baskısı, müşteri şiddeti gibi ciddi sorunlarla da karşı karşıya. Motokuryeler iş cinayetlerinde her gün yaşamını yitiriyor.

Biz de motokuryelerin sorularına dair Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Genel Başkanı Kenan Öztürk’le konuştuk.

Motokuryeler hangi şartlarda çalışıyor?
Tüketim alışkanlıklarının değiştiği bir dönemin ardı sıra başlayan pandemi ile birlikte gıda, paket taşımacılığı önem kazandı. Motokurye emeği yaygın bir şekilde tüm sektörlerde devreye girdi. Motokuryeler hem çalışma biçimi hem de işçi-işveren ilişkisi bağlamında farklı kategorilerde istihdam ediliyor. Önemli bir bölümü kuralsız ve tamamen güvencesiz şartlarda çalıştırılıyor. Günde 8, haftada 45 saat olan iş kanunundaki mevcut çalışma kuralları uygulanmıyor. Çalışma süreleri düzensiz, çoğu kez günde 12 saat gibi uzun sürelerle ve ‘daha çok servis yap, daha çok müşteriye git’ gibi iş baskısı altında çalıştırılıyorlar. Hem bu iş baskısı hem de zamana karşı yarış, trafikteki motokuryelerin can güvenliğini ortadan kaldırıyor. Her gün iki tekerlek üzerinde trafiğe çıkan binlerce motokurye kaza riski altında ekmeğini kazanmaya çalışıyor.

Motokuryelerin önemli bir bölümü kendi hesabına çalışıyor. Ancak kuralları ana işveren belirliyor ve pazarlık yapma olanakları da bulunmuyor. Ana işveren ben sana sipariş başına ödeme yaparım diyor. Sadece işverene gidip kimlik fotokopisi vererek taahhütname imzalıyor. Sigortası yok, sosyal güvencesi yok. Evine ekmek götürmek zorunda olan motokuryeler aldığı yüzdelik primlerle yaşamını sürdürmeye, günde 12 saat, sürekli bir yarış halinde çalışıyorlar.

İş cinayetlerinde motokuryelerin ölüm sayısına dair veriler mevcut mu, istatistikler nasıl?
İş cinayetlerinde en kötü tablo sıralamasında Avrupa birincisiyiz. Günde ortalama 6 işçi yaşamını kaybediyor. Ne yazık ki bu tablo motokuryeler için de değişmiyor. Resmi olmayan ve basına yansıyan verilere göre ülkemizde pandeminin başladığı 2020 Mart ve 2021 Mart ayı arasındaki bir yıllık sürede motokuryelerin içinde bulunduğu 63 bin trafik kazası tespit edilmiştir. Ve bu trafik kazalarında 190 motokurye yaşamını yitirdi.

Ne yazık ki prim, puanlama sistemi gibi baskılarla ve 20 kuruş, 50 kuruş fazla kazanmak için motokuryeler bütün riskleri göze almak zorunda kalmakta.

Motokuryelerin sendikalaşmasının önündeki engeller nelerdir?
Sendikalaşma önünde önemli engeller var. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan işkolu ve işyeri/işletme barajı sistemi ülkemizde uygulanıyor. Örneğin işletme şeklinde faaliyet gösteren bir firmada örgütlenip toplu sözleşme yapabilmeniz için işçilerin yüzde 40+1’ini, işyeri şeklindeki bir firmada ise işçilerin yüzde 50+1’ini üye yapmanız gerekiyor. Yine, işkolu barajını aşmanız için de iş kolunda yüzde 1’lik bir örgütlenme sağlamış olmanız gerekiyor. Birde yasalarımızda işverene tanınan yetki itirazları var ki yıllarca sürebiliyor.


Kenan Öztürk

İşçi borçlandırılarak çalıştırılıyor

Sendikamızın faaliyet alanı olan taşımacılık iş kolunda, özellikle taşımacılığın alt dalı olan kargo ve paket dağıtımı alanındaki taşeronlaşma, acenteleşme, kendi hesabına çalışma gibi işlerin bölünmesi, esnek çalışma modelleri ve yoğun kayıt dışı çalışma nedeniyle işler daha da karmaşık hale gelerek zorlaşıyor. Örneğin aynı şahıs beş on şirket kurup her bir şirkete işçileri bölerek çalıştırıyor. İşçiler borçlandırılarak araç sahibi yapılıyor yahut şahıs şirketleri kurdurularak kiralık araçlarla dağıtım yapılıyor.

Bir diğer konu Nace kodlarındaki karmaşıklık. Bilindiği gibi her bir sektör için uluslararası standartlara uygun Nace adı verilen bir kod sistemi getirildi. Ancak işverenler farklı Nace kodları alarak işkolunu değiştirebiliyorlar. Örneğin taşımacılık işkolunda faaliyet gösteren bir şirket kaydını metal, tekstil veya büro işkolunda gösteriyor. Dolayısıyla esas işkolundaki sendikanın üye yapmasının olanağı ortadan kalkıyor.

Motokuryelerle ilgili sendika olarak örgütlenme yönteminiz nelerdir, örgütlülüğünüz nasıl?
9 bölgede şubesi bulunan sendikamız, bu bölgelerde motokuryelerin de örgütlenmesiyle ilgili çalışmalar yapıyor. Az önce sözünü ettiğimiz, taşeron, kayıt dışı çalışma ve sendikalaşma önündeki engellerden dolayı motokuryelerin sendika üyelikleri konusunda henüz istediğimiz düzeyde değiliz. Ancak önümüzdeki dönem bu alandaki çalışmalarımıza daha da ağırlık vereceğiz. Gazeteniz aracılığıyla tüm motokurye işçilerini sendikamızda gücünü birleştirmeye davet ediyoruz.

Motokuryenin çaresi örgütlenmek

Sendikamız kargo ve taşıma işçilerinin umudu olmaya devam ediyor. Sendikamızda örgütlü kargo işçileri, kayıt dışı, esnek ve ucuz çalışmanın önüne geçmiş, ücret ve çalışma koşulları açısından önemli kazanımlar elde etmişlerdir. Sendikamızın örgütlü olduğu ambarlar, Aras Kargo, UPS Kargo ve DHL Lojistik işçileri günde 8 saat esasına dayalı bir çalışma düzenine, toplu sözleşmeli ve iş güvenceli koşullara sahip. Motokuryelerin bugün içinde bulundukları kölelik koşullarını aratmayan kuralsız ve esnek çalışmadan kaynaklı sorunlarını çözmesi için örgütlenmekten başka yolu yok.

Motokuryelerin sorunlarının giderilmesi için devlet ne gibi düzenlemeler yapabilir?
Bu konuda daha önce defalarca çağrı yaptık özellikle kayıt dışı çalışmanın kayıt altına alınması ve denetlenmesi noktasında Çalışma Bakanlığı nezdinde başvurularımız oldu.

İşkolumuzda özellikle işsizlik ve dış göçle birlikte kayıt dışı çalışma artmış sorunlar çığ gibi büyümüştür. İş yasalarında bir tanımı dahi bulunmayan kuralsız ve güvencesiz çalışma modelleri uygulanmaktadır. Kıdem tazminatı gibi kazanımları, işçilikten doğan hakları dahi gasp edilmekte, ‘puanlama sistemi’, ‘paket başına prim’ adı altında emek değersizleştirilmektedir. Bu alanla ilgili mutlaka denetim ve tedbirlerin alınması gerekiyor.

Nace kodlarındaki karmaşaya son verilmesi, sendikalaşma önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Anayasal bir hak olan sendika hakkına yönelik işverenlerden kaynaklı engellerin de ortadan kaldırılması gerekiyor.

Özellikle pandemiyle birlikte artan işsizlik sebebiyle ehliyeti olmayan kişilerin de motokurye olarak çalıştıkları bilinmektedir. Hem bu durum hem de kuralsız çalışma iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor. İnsan yaşamının söz konusu olduğu sektörümüzle ilgili denetimlerin arttırılması gerekiyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda denetimler yapılması, buna uymayan işverenler için yaptırım uygulanması gerekmektedir. Ayrıca motokurye işinin tehlikeli işler sınıfında yer alması gerekmektedir.

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Taksim 1 Mayıs’la özdeştir! İktidar, hukuksuz ve keyfi 1 Mayıs yasağını sürdürüyor! Özel'den Yerlikaya'ya '1 Mayıs' telefonu: Kararınızı gözden geçirin İftarlarını tabip odasında açacaklarmış Bir elde karanfil, bir elde mahkeme kararı: 1 Mayıs’ta Taksim'e!