İlaca ulaşamamak nefesi kesiyor

Ülkemizde yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan biri astım hastası. Hekimler, "Astım kaynaklı önlenebilir hastalık yükünün ve ölümlerin önlenmesi için inhaler ilaçlara erişim artmalı" diyor.

Sibel BAHÇETEPE

Akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının daralması sonucu ortaya çıkan müzmin (kronik) bir akciğer hastalığı olan astım, nefes darlığı, hırıltı, öksürük ve göğüste baskı hissi gibi yakınmalara yol açıyor. Hastalığın tedavisinde yaşanan sorunlara dikkat çeken hekimler "Ölümlerin önlenmesi için ilaçlara ve tedavilere erişim olmalı" dedi.

7 Mayıs Dünya Astım Günü nedeniyle açıklama yapan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Kurtuluş Aksu, astımın önlenebilir bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Astımın 450 binden fazla ölümden sorumlu olan, en yaygın kronik ve bulaşıcı olmayan hastalıklardan olduğunu kaydeden Aksu düşük-orta gelirli ülkelerde özellikle inhaler (nefes açıcı/ solunumla alınan) tedavilerin bulunmaması nedeniyle astım ölümlerinin yüzde 90’ından fazlası bu ülkelerde gerçekleşiyor” dedi.

Caption

SORUNLAR VAR

Prof. Dr. Aksu, astım hastalığıyla mücadelede yetersizlikler olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Astımın yetersiz veya yanlış teşhis edilmesi, temel tedavisi olan antiinflamatuar inhale kortikosteroidlerin yetersiz kullanımı mücadele temel yanlışlıklardan bazıları. Uzman değerlendirmesi gereken astım hastaların yeterince tanınmaması ve dolayısıyla ileri ve etkin tedavilerin başlanmasının gecikmesi de çok önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor. Astımdan kaynaklanan önlenebilir hastalık yükünün ve ölümlerin farkına varılarak, bu hastalıkla mücadele konusundaki kanıtlı bilimsel bilgileri hastalarına aktarmaları, hastalara en uygun tedaviyi sağlayacak şekilde bilgi birikimlerini geliştirmeleri büyük önem taşıyor. İlaçların tüm ülkelerde ulaşılabilir olması sağlanmalı.”

Toraks Derneği, Türkiye Alerji Derneği ve Klinik İmmünoloji Derneği ile Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü yaptığı ortak açıklamada 2017 yılında yapılan ‘Türkiye Hane Halkı Sağlık Araştırması: Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Risk Faktörleri Prevalansı’’ çalışmasına dikkat çekti.

KADINLARDA YAYGIN

Çalışmaya göre 15 yaş ve üstü yetişkinlerin yüzde 6,9’unun şimdiye kadar bir doktor tarafından astım tanısı almış olduğu anımsatılarak, özetle şu ifadelere yer verildi: ‘‘Bu sıklığın kadınlarda yüze 8,7 erkeklerde ise yüzde 5,0 olduğu belirlenmiştir. Astım tanı ve tedavi rehberlerinde, son yıllardaki en önemli yenilik ‘nefes açıcı (kurtarıcı) ilaçların astım tedavisinde tek başına kullanılmaması, asıl tedavi edici ilaç olan inhaler kortizon ile birlikte alınması’ önerisidir. Düzenli uygulanan tedaviyle astımlıların önemli bir kısmı iş ve okul dahil günlük yaşamlarına, herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu (inhalasyon) ile kullanılan ilaçlardır ve bu yolla, daha az yan etki ile hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar. Bu ilaçları içeren cihazların (inhaler) önerilen şekilde, doğru kullanılması tedavinin etkin yapılabilmesi için çok önemlidir."

İLAÇ KATILIM PAYI ALINMASIN

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, özellikle emeklilerden ilaç katılım payı alınması gibi uygulamaların, yaşlıların sağlık hizmetlerine erişimini kısıtladığını, yüksek sağlık harcamalarının, yaşlıların gelirlerini büyük ölçüde azalttığını, bunun da ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmalarına neden olduğunu söyledi. Yaşlı nüfusun sorunlarının incelenmesi, çözüm üretilmesi adına Meclis Araştırması önerisini CHP Grup Başkanlığı’na sunan Gürer, özetle şunları kaydetti: “TÜİK verilerine göre, 65 yaş ve üzeri nüfusun sayısı 2014 yılında 6 milyon 192 bin iken, son on yılda yüzde 40,9 artarak 2023 yılında 8 milyon 722 bin kişiye yükselmiştir. Yoksulluk oranları incelendiğinde, yaşlı nüfusun ekonomik açıdan zorluklarla karşılaştığı görülmektedir. Sağlık sorunlarının artmasıyla birlikte, yaşlılar sağlık hizmetlerine daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Ancak, bu hizmetlere erişim genellikle yüksek maliyetlerle sağlanmaktadır. Emeklilerden ilaç katılım payı alınması gibi uygulamalar, yaşlıların sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlayabilmektedir. Yüksek sağlık harcamaları, yaşlıların gelirlerini büyük ölçüde azaltmakta, bu da ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır."

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
İngiliz muhabir, Türk doktorla görüşmesini kaydetti: “Hiçbir uyarıda bulunmadan dokundu” Onaylı Randevu sistemi kitler İBB'nin ücretsiz HPV aşısı uygulaması başlıyor: Başvuru nasıl yapılıyor, kimleri kapsıyor? Geçim sıkıntısı depresyonu artırdı 3 faktör etkiliyor: Migren ataklarınız artabilir