Müzisyen Evrencan Gündüz: Grammy’e adayım

Yeni single çalışması “Sen de İnanma” ile dinleyiciyle buluşan Evrencan Gündüz, “Dünyaya açılmama 1 sene kaldığını düşünüyorum. Ama şimdi hızlanırsam sanırım bir Grammy kazanabilirim ilerde” diyor.

Işıl Çalışkan

Müziğe olan aşkı sahne enerjisinden okunan bir müzisyen Evrencan Gündüz. Onu çoğumuz ilk olarak müzisyen Asım Can Gündüz’ün oğlu olarak tanısak da kısa sürede müzisyen kimliğiyle göz doldurmayı başardı Gündüz. Uzun yıllar sokak müzisyenliği yapan müzisyen, sadece canlı performanslarıyla değil 2017’den bu yana yayınladığı şarkılarla da kendisine hatırı sayılır bir hayran kitlesi edindi. Şimdilerde ise yeni single çalışması Sen de İnanma ile gündemde. Yeni şarkısını fırsat bilerek Gündüz’ün müzik serüvenine kısa bir yolculuk gerçekleştirdik.

Hazırsanız başlayalım…

Müziğe sokak müzisyenliği ile başladınız. Sokakların ruhu müziğe nasıl bir anlam katıyor sizce?
Sokaktan öğrendiklerim, elde ettiğim tüm tecrübeler şu an yaptığım müziğe de etki ediyor elbette. Zaten ben sokak ruhunu her zaman ateşlemeyi ve sokaklar ile haşır neşir olmayı, hatta bazen kaybolmayı seviyorum. Gerçek bir film sahnesi gibi, öğrenilecek çok şey var. Sizin müziğinizi dinleyen ya da dinleyecek olanlar o sokaklarda yaşıyor. Onları anlamak ve müziğinizle onlara iyi gelmek istiyorsanız, halkınızı tanımanız gerekir.

Pandemiyle birlikte eve kapanmak zorunda kaldığımız şu günlerde sokaklar daha da anlamlı hale geldi. Sokaktan uzak olmak üretiminizi nasıl etkiledi?
Harika etkiledi. Bazı müzisyenler bu kadar şanslı değildi, benim gibi gidecek köyleri ya da aileleri yoktu ve büyük şehirlerde mahsur kaldılar. Onların durumunu anlayabiliyorum. Fakat herkesin kaderini şekillendirmek kendi elinde. Ben geçen sürede yeni bir enstrüman çalmayı öğrendim ve yeni albümüme hazırlandım. Şu an evde gitar kaydediyorum. Evde kayıt işine baya girmiş durumdayım. 1 aydır İstanbul’dayım hatta. Evde daralıyorum bazen ama bir gezme turuna çıkarak dengeliyorum.

HER ŞEY DURDUYSA ZİHNİMİZ DURMADI YA

Bir yıldır konser veremiyorsunuz. Yeni single aracılığıyla özlem gidermek miydi amacınız?
İstesem de maalesef gideremiyorum. Çünkü bildiğiniz üzere durumlar çok da iyiye gitmiyor. Her şey durdu diye hayallerimiz ve zihnimiz durmuyor ya… Ben de kaldığım yerden devam. Aynı Evrencan fakat farklı bir modeliyle dinleyenlerimi şaşırtmak istedim. Çok mutluyum ki daha çok şaşıracakları günler olacak. Ben heyecandan yanıyorum evde.

Sen de İnanma’nın hikâyesi nedir?
Âşık olmak, sevmek gibi kavramları daha yeni deneyimlediğim bir dönemden geçiyordum. 17 yaşımdaydım. Etrafımdaki aşk hikâyeleri, birbirini çok seven insanlar, sevip de bir türlü olduramayanlar, birbirlerine baktıkça içi gidenler ve benim gözlemleme fırsatı bulduğum o sevgiler, bana bu şarkıyı yazdırdı. Aslında ben bu şarkıyı yaşadıklarıma değil, yaşananlara yazdım. Ve yaşanılan her şeye hazır olması gereken bir kalbi anlattım. Birbirine bu kadar bağlı ve bu kadar çok seven iki insan, aslında farkında olmadan birbirlerine ne kadar zarar verebileceklerini anlatıyor Sen de İnanma.

Aşk temasının müzikteki etkin rolünü neye bağlıyorsunuz?
Sadece satsın diye yapılanları tabii ki sevmiyorum. Ama her insanın en az bir kere yaşadığı bu kutsal duyguyu binlerce farklı yansımayla farklı şarkılardan dinlemek de çok heyecanlandırıyor beni. Şimdi Gönül Dağında, Neredesin Sen’de de aşk var, Lenny Kravitz in Let Love Rule şarkısında da var... Bunun nedeni sanırım insanların aşkı tanımlama ya da kendi formlarıyla anlatma dertleri… Ama aşkın formları var tabi. Ben anneme de şarkı yazdım, ona olan aşkım bambaşka mesela. Keşke insanlar ileride gezegenimize olan, kendilerine olan, doğaya olan aşkları da anlattıkları şarkılar yapsalar. Herkes kendini çok seviyor belli ki, ama kimse bunu söyleyemiyor nedense.

Kendinizi kariyerinizin neresinde görüyorsunuz?
Yolculuğun hazırlık evresinin bittiğini ve dünyaya açılmama 1 sene kaldığını düşünüyorum. 20 yaşımdan beri kurduğum hayallerin 1 sene gerisindeyim. Ama şimdi hızlanırsam sanırım bir Grammy kazanabilirim ilerde. Kazanamasam da, bütün dünyada gittiği her yerde seyircisi olan bir sanatçı olmak en büyük hayalim. Bunun için söze olan bağımlılığın az olduğu algıların yaşadığı alanlarda müzik yapmam gerekiyor. Ben edebiyatçı değilim. Ben müziği başlı başına bir dil olarak kabul ediyorum. Ve benim kanalım müzik. Diyelim bu hayaller olmadı, o zaman ahşapla uğraşır ve çocuk yaparım. Arada da konser yaparım. Öyle yaşlanırım.

BABAM TAM BİR ZIRDELİYDİ

Babanız Asım Can Gündüz olmasaydı yine müzisyen olur muydunuz?
Evet. Bunun cevabının evet olması da çok mutlu ediyor beni.

Onu nasıl hatırlıyorsunuz?
Onu beni gülmekten altıma kaçırtan adam olarak hatırlıyorum. Bu dünyada beni en çok güldüren kişi oydu. Dünyanın en neşeli ve komik adamı babamdı. Kalp krizi geçirdiği günün ertesi elinde serumuyla hastanede gezip şarkı söylüyordu. Adam tam bir zırdeliydi. Çok dolu dolu yaşadı. Rock star gibi gitti. Delikanlı ve şerefli bir insandı. Onun oğlu olmaktan gurur duyuyorum.

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Cannes jürisinde Ebru Ceylan da var Ertan Saban'ın Atatürk'ü canlandırdığı filmden ilk kareler Silik parçalar 43. İstanbul Film Festivali'nin ödülleri sahiplerini buldu Dünya Dans Günü’nde dansa davet: Bedenini dört aç