Perde, emek ve direniş günleri

İşçinin perdedeki sesi Uluslararası İşçi Filmleri Festivali 46 yerli, 28 yabancı filmle başladı. Ece Ünsal sansürün damga vurduğu festivalin seçkisinde; kadın, çocuk, kuir, doğa ve göç konulu filmlerin olduğunu belirtiyor.

Deniz Burak BAYRAK

Uluslararası İşçi Filmleri Festivali 19 yaşına girdi. 11 Mayıs’a kadar sürecek olan festival bir direniş timsali. Derdi emeği görünür kılmak ve mücadeleyi büyütmek olan festival bu yıl da sponsorsuz ve ücretsiz gösterimlerle seyircilerle buluşuyor. Dünyanın dört bir tarafından katılımın olduğu festivalde 46 yerli ve 28 yabancı film gösteriliyor. İlk etabı İstanbul ve Ankara’da başlayan festivalin ekibinden Ece Ünsal BirGün okurları için sorularımızı yanıtladı.

Son bir yılda yaşanan haksızlıklar, hukuksuzlar ve direnişleri hatırlatarak sözlerine başlayan Ünsal, festivalin İsrail’in Filistin’de yaşattığı zulme değinerek “Filistin’deki zulmü daha görünür kılmak için, biz de afişimizin konseptini Filistin olarak belirledik ve dayanışma için Kardeş Türküler’in katılacağı ücretsiz bir konser düzenliyoruz. Her zamanki gibi filmlerimizde hem Türkiye'nin hem de tüm dünya halklarının yaşadıklarını, direnişini, mücadelesini göstermeye çalıştık” diyor; depremin etkilerinin hâlâ sıcak olduğunu da ekliyor.

“Festival seçkisini oluştururken filmlerin seçilmesini sağlayan öne çıkan özellikleri nelerdi? Belli başlı kriterleriniz neler?” diye soruyoruz. Festivalin adından da anlaşılacağı üzere seçkide işçi ve emek konulu filmler var. Ünsal; kadın mücadelesi, LBGTIQA+, insan, çocuk hakları, kent ve doğa mücadelesi, savaş/göç temalı filmlere her yıl mutlaka yer verdiklerini belirtirken film seçiminin festivalin Türkiye’deki gönüllülerinden oluşan geniş bir ekip tarafından yapıldığını kaydediyor.

İŞÇİ TANIMI GENİŞLEDİ

Festivalin sinema seyircisinin yanında işçi sınıfıyla temasını merak ediyoruz. Festival olarak uzun yıllar; grevlere destek olmak ve grevdeki işçilerle dayanışmak için grev çadırlarında film gösterimleri yapan ekip, işçi sınıfını sadece mavi yaka olarak adlandırılan fabrika işçileri üzerinden tanımlamıyor. “Neoliberal politikalarla birlikte, işçi tanımı çok daha fazla genişledi aslında. Zamanı karşılığı emeğini satan herkes için, sadece fabrika işçisi değil; mimar, mühendis, öğretmen, plaza işçisi, beyaz yakalı da işçi statüsünde artık. Bu tanımdan yola çıkarak düşündüğümüzde, festivalimizin seyircisinin büyük çoğunluğunu işçiler oluşturuyor”

‘KANUN HÜKMÜ’NE SANSÜR

Festival bu yıl sanatın ve sanatçının karşılaştığı en büyük sorunlardan biri olan sansürle de yüz yüze geldi. Nejla Demirci'nin yönetmenliğini yaptığı ve iki KHK’lının yaşam ve hukuk mücadelesini konu alan ‘Kanun Hükmü’ belgesel filminin 19. İşçi Filmleri Festivali kapsamındaki gösterimleri, hakkında hiçbir mahkeme kararı olmadığı halde İstanbul'da Kadıköy ve Beyoğlu ile Ankara'da Çankaya kaymakamlıklarının kararıyla yasaklandı.

Ünsal bu konudaki görüşlerini şöyle ifade ediyor: “Hukuki engel Altın Portakal sırasında da yoktu ve fiilî bir engelleme, sansür vardı. Biz de yine engelleme söz konusu olabilir diye düşünürken bir araya gelmeyi sakıncalı bulan bir kaymakamlık tebligatıyla karşılaştık. Hiçbir açıklama, hiçbir makul gerekçe sunulmadı tabii ki. Yalnızca bir yasak. Ardından bu yıl programımızda yer alan "Türkiye’de Sansür" isimli etkinliğimiz de yasaklandı. Filme dönük sansürün ardından sansür üzerine konuşmamız da yasaklandı. Nejla Demirci ile yürüttük bütün süreci ve bundan sonrası için de her zaman yanında olduğumuzu, bu filmin halka ulaşması için elimizden gelen bütün çabayı vereceğimizi paylaştık yönetmenimizle. İlk andan itibaren filmin FETÖ propagandası yaptığına dönük de bir çamur atma ve manipülasyon söz konusu. Film sendikal mücadele içerisinde yer alan bir öğretmen ve bir hekimin KHK sürecini anlatıyor ve FETÖ ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir hak arama mücadelesi filmi. Bunun da ayrıca altını çizmek isterim” diyen Ünsal; sinema sektörü örgütlerini, kurumları ve sinemacıları sansüre karşı birlikte durmaya ve ses çıkarmaya davet edip bu amaçla bir bildiriyle bu konuya dönük bir imza kampanyası da başlattıklarını kaydediyor.

GENÇLERİN İLGİSİ

Yapay zekâ hayatın birçok alanında olduğu gibi sanatta da karşımıza çıkıyor son yıllarda. Hatırlanacağı gibi geçen yıl Hollywood’da senaristlerin grevi tam da bu konu üzerineydi. Yapay zekânın sanatsal üretimde yer almasıyla birlikte sanat emekçileri için de yeni pek çok regülasyona ve hak düzenlemesine ihtiyaç doğdu. Buna kayıtsız kalamayan ekip bu yıl festival içeriğinde yapay zekâ içeriklerine de yer vermiş. Bu nedenle, yapay zekâ ile sinema ilişkisini bir forum düzenleyerek festival gündemine almışlar.

Festivale gençlerin ilgisi soruyoruz; Ünsal bunun iki ayağı olduğunu ifade ediyor: “Festivalin gönüllü ekibinin içinde birçok üniversiteli ve genç işçi arkadaşımız var. Festivalin organizasyon ve hazırlık sürecinde çeşitli komitelerde yer alıp, festivalin düzenlenmesine çok katkı veriyorlar ve festivali zenginleştiriyorlar. Bunun yanında festival seyircilerinin ana dinamolarından biri genç izleyiciler. Öğrenciler hem de genç işçiler her gösterimde bize eşlik ediyorlar. Biz de seçkimizde mutlaka gençlerin hayatlarına da dokunacak filmlere yer vermeye gayret ediyoruz.”

Festival; sene sonuna kadar -tarihler değişiklik gösterse de- Kuşadası, Bandırma, Lüleburgaz, Artvin, Antalya, Mersin, Samsun ve Trabzon’da sürecek.

PANELE DE SANSÜR

Programda Nejla Demirci’nin filminden sonra ‘Festivallerde Sansür’ adlı sansür üzerine bir panel yapılması planlanıyordu. Sansür kararına karşı Ünsal şöyle diyor: “Kanun Hükmü belgeselinin Altın Portakal Film Festivali’nde sansüre uğramasıyla başladı bu süreç. Bizim festivalimizde de devam etti. Ancak Türkiye’deki sinema sektörünün, diğer mücadele alanları gibi, sansürle ilk tanışıklığı değil bu süreç. Biz de yapacağımız panelde, Kanun Hükmü özelinde, festival ve sinemada sansür üzerine konuşmak istemiştik. Belgeselin sansüre uğramasının yanında, panelin de sansüre uğraması bir örnek daha koydu önümüze. Festival olarak sansüre karşı hep durduk, durmaya da devam edeceğiz.”

DOPDOLU BİR PROGRAM

Festival programından seçtiklerimiz şöyle:

Bugün

• İşçilerin Fabrikası, Ankara Mülkiyeliler Birliği, 12.30

• Aşkla Sana, Ankara Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi, 17.15

• Filistin Yaşasın Konseri, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, 20.00

Yarın

• Kruvasan, Beyoğlu Sineması, 17.30

• Rodakis’i Ararken, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi, 19.00

• Kayıp Ayakkabılar, Tasarım Atölyesi Kadıköy, 20.15

10 Mayıs Cuma

• Gelen Aydınlık, Beyoğlu Sineması Pera Salonu, 18.30

• Panel: Sinemada Yapay Zekâ, Aynalıgeçit, 19.00

11 Mayıs Cumartesi

• Karanlık Zamanlarda Şarkı Söylemek, Barış Manço Kültür Merkezi, 15.00

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Türkiye’de geçtiğimiz hafta en çok izlenen diziler açıklandı: İlk 10'da hangi diziler var? Oyuncu Efe Deprem hayatını kaybetti Üsküdar’da 19 Mayıs coşkuyla kutlanacak Yaşamsal duygusal destek kaynağımız köpekler "The Last of Us"ın yeni sezonundan ilk fotoğraflar