Sağlık çalışanlarından Tuğrul Okudan'ın öldürülmesine tepki: Saplanan bıçak hepimizin boynunda!

Sağlık çalışanları, Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi'nde hasta yakınının bıçaklı saldırısı sonucu güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan'ın hayatını kaybetmesine tepki gösterdi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde bir araya gelen hekimler, "Her geçen gün artan şiddet karşısında çaresiz hissediyoruz" dedi. SES Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz ise "Saplanan bıçak hepimizin boynunda" ifadelerini kullandı.

Esenyurt ilçesinde bulunan Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi'nde hasta yakınının bıçaklı saldırısı sonucu güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan'ın yaşamını yitirmesine sağlık çalışanları tepki gösterdi.

DHA'da yer alan habere göre, olay, dün saat 18.20 sıralarında Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi'nde meydana geldi. Yakınlarının rahatsızlığı için acile gelen kişiler bağrışmaya başladı. Bunun üzerine güvenlik görevlisi, hasta yakınlarını 'sessiz olun' diyerek uyardı. Bu uyarıya sinirlenen hasta yakını Çetin K. dışarıda bulunan motosikletten ekmek bıçağını alıp, güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan'ı boynundan bıçakladı. Özel bir hastanede tedavi altına alınan güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan kurtarılamayarak, hayatını kaybetti. Güvenlik görevlisini bıçaklayan şüpheli Çetin K. ve Mazlum B. gözaltına alındı.

Sağlık çalışanları, Tuğrul Okudan'ın öldürülmesine tepki gösterdi.

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde bir araya gelen hekimler, burada yaptıkları basın açıklamasında sağlıkta şiddete ve Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı ek ödeme yönetmeliğine tepki gsöterdi.

Şükrü Çetiner tarafından yapılan açıklamada, "Birçok sağlık çalışanı şiddet görmüş, birçok meslektaşımız canice ve onursuzca katledilmiştir. Dün canice öldürülen güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan’ın ölüm haberini acı bir şekilde almış bulunmaktayız" dedi.

"ŞİDDET KARŞISINDA ÇARESİZ HİSSEDİYORUZ"

Güvende hissetmediklerini belirten Çetiner, "Her geçen gün artan şiddet karşısında çaresiz hissediyoruz. Ağır çalışma yükünden dolayı 36 nöbet sonrası yorgun bitap düşüp trafik kazası geçirerek yaşamdan kopan Dr. Rümeysa Berrin Şen‘i, işini yaparken katledilen Dr. Ekrem Karakaya’yı, Dr. Ersin Arslan’ı ve şiddete uğrayan hiçbir meslektaşımızı ve sağlık çalışanı arkadaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız" ifadelerini kullandı.

"TEŞVİK SİSTEMİNİ REDDEDİYORUZ"

Ek ödeme yönetmeliğine tepki gösteren Çetiner, "Teşvik adı altında sağlık emekçilerini yarışa sokan, aldığımız eğitim ve sunduğumuz sağlık hizmetini niteliksizleştiren bu yönetmelik, eğitimin ve nitelikli sağlık hizmetinin önemsendiği üniversitelerde gelir haksızlıklarına sebep olacak ya da niteliksizliğe yol açacaktır. Performansa dayalı teşvik sistemini reddediyoruz" diye konuştu.

15-16 Eylül tarihlerinde iş bırakma eylemi gerçekleştireceklerini anımsatan Çetiner, "Taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde belirli aralıklarla iş bırakma dahil tüm hak arayışlarımıza devam edeceğimizi ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi bildiririz" ifadelerini kullandı.

SES: ŞİDDET, HALK SAĞLIĞI SORUNUNA DÖNÜŞTÜ

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz, Tuğrul Okudan'ın öldürülmesine tepki gösterdi.

Şube binasında açıklama yapan İçöz, "Bu yitirdiğimiz kaçıncı can. Pandemi ile mücadelede ölüyoruz. İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle ölüyoruz. Liyakatsız yöneticilerin mobbingi altında ağır çalışma koşullarında kalp krizinden ölüyoruz. Uzun çalışma saatleri ve nöbet sonrası uykusuzluk ve yorgunluktan dolayı kaza geçirerek ölüyoruz. Kışkırtılmış sağlık talepleriniz nedeniyle de hasta ve yakınları tarafından katlediliyoruz. Ölmeyip yaşamayı başaranlarımız ise sağlıklı ve güvenli olmayan çalışma koşullarında mutsuz ve kaygı ile yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.

SES Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz

"Siyasal iktidarın yarattığı kutuplaşma ve çatışma ortamı, ötekileştirme politikaları toplumda şiddeti kültür haline getirmektedir" diyen İçöz, şöyle devam etti: "Adeta tüm toplum ruhsal açıdan çöküntü halindedir. Artık kültür haline gelen şiddet bir halk sağlığı sorununa dönüşmüştür. Özcesi bir bütün olarak şiddetin ortadan kaldırılması için sağlıklı ve güvenlikli çalışma ortamları kadar etkili bir adalet sistemi ve demokratik bir toplum ve yaşam kurma mücadelesine ihtiyaç var."

Sorumluluların belli olduğunu kaydeden İçöz, "Kimden hesap soracağımızı, kimlerin hesap vermesi gerektiğini de biliyoruz. Sağlık alanındaki iş cinayetlerinin sorumluları Sağlık Bakanı başta olmak üzere bu iktidarın sağlık belirleyicilerine etki eden her alandaki yöneticileridir. Yani; iş cinayetleri karşısında suskun kalan denetim yaptırmayan Çalışma Bakanı, cübbesini iliklemeye çalışan hukukçular, sağlıkta şiddeti engellemek için mecliste çalışma yapmayan hükümet ortaklarıdır. Saplanan bıçak canımızı yakarken sorumlular, önlem alması gerekip de almayan sağlık yöneticileri lütfen hamaset yapmayın, timsah gözyaşı dökmeyin ve sorumluluğunuzu yerine getirin ki bizler işyerlerimizden beyaz kefenle değil üniformalarımızla canlı bedenlerimizle çıkalım. Başka bir sağlık sistemi ve başka bir yaşam mümkün."

ADANA TABİP ODASI: KIZGINIZ

Adana Şehir Hastanesi Başhekimlik Binası önünde toplanan hekimler, yaşamını yitiren Okudan'a yönelik saldırıyı kınadı.

TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten’in de katıldığı açıklamada, Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş, “Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi'nde canice bir cinayetle bir arkadaşımızı daha kaybettik. Görevi güvenliği sağlamak olan, hepimizi ve çalışma ortamlarımızı koruyan bir kardeşimiz canice bıçaklı saldırı sonrası hayatını kaybetmiştir. Çalışma arkadaşları olan hekim, hemşire ve tüm sağlık emekçilerinin tüm çabalarına karşın arkadaşımız aramızdan ayrılmıştır. Sevgili güvenlik görevlisi arkadaşımız Tuğrul Okudan'ı canice bir şekilde sağlıkta şiddete kurban verdik" dedi.

"Bizlerden koparılan arkadaşımız maalesef ilk değildir" diyen Menteş, şöyle devam etti: "Bugüne kadar kaybettiğimiz Göksel Kalaycıların, Ersin Aslanların, Kamil Furtunların, Aynur Dağdemirlerin ve Ekrem Karakayaların son halkasıdır. Ne yazık ki bu kışkırtılmış sağlık sistemi ve bozukluklar devam ederse son da olmayacaktır. Güvenliğimizi sağlayan arkadaşlarımızı bile kaybetmekteyiz. Son yirmi yılda kışkırtılmış sağlık sistemi, kar hırsı ve üstümüzden oy kazanma isteği bu günlerin nedenidir. Toplumun herkesimindeki ve siyasetçilerin şiddet dili bu cinayetlerin nedenidir. Bu ülkedeki kadın cinayetleri, hayvan cinayetleri, cezasızlık ve ekonomik sıkıntılar bu cinayetlerin başka nedenidir."

Günün Manşetleri için tıklayın

Çok Okunanlar
'Gıda' operasyonu: 9 bin ton süt ürünü tüketime uygun değil Varsın gitsinler mi? Çöl tozu solunum yolu hastalıklarına yol açar mı? İngiliz muhabir, Türk doktorla görüşmesini kaydetti: “Hiçbir uyarıda bulunmadan dokundu” Alzheimer tedavisine bir adım daha: Koruyucu gen unutturmayacak