TMMOB: Ülkemizi çok büyük felaketlere doğru sürükleyen nükleer santral inadından vazgeçilsin
Akkuyu Nükleer Güç Santralinin İkinci Reaktörü için verilen sınırlı inşaat izni üzerine TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz basın açıklaması yaptı.
Koramaz açıklamasından "Basında ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin yapımcı şirketi ROSATOM’un web sitesinde TAEK tarafından Akkuyu NGS ikinci reaktörü inşaatı için sınırlı izin verildiği haberleri yer almaktadır. Bu izin kapsamında, nükleer adanın güvenliği için önem arz eden bina ve yapılar hariç, nükleer santralin geriye kalan bütün kısımlarında yapı ve montaj çalışmalarının yapılması öngörülmektedir. Ayrıca bu iznin alınmasıyla inşaat çalışmalarına başlanma aşamasına geçildiği vurgulanarak, inşaat lisansının 2019 yılının ilk yarısında alınmasının planlandığı belirtilmektedir" dedi.
Koramaz "Bu haberlerden anlaşıldığı kadarı ile Hükümetin Akkuyu NGS’yi inşa etme inadı sürmektedir. Oysa dünyada gelişmiş ülkelerin peş peşe nükleer santral yapımından vazgeçtiği, mevcutları sınırladığını biliyoruz. Elektrik enerjisinin %72’sini nükleer enerjiden sağlayan Fransa 2035 yılına kadar nükleer enerjiye bağımlılığını %50’nin altına düşürme kararı almış, Almanya tüm nükleer santrallarını peyderpey kapatmaya başlamış, İngiltere yapımına karar verilmiş iki nükleer santralden vazgeçmiş, İspanya nükleer santrallardan çıkma konusunu görüşmeye başlamıştır. WNA (Dünya Nükleer Birliği) gibi dünyadaki nükleer santralların en önemli savunucusu olan kuruluşun bile nükleer enerjiden elde edilen elektriğin kwh bedeli olarak en pahalı elektrik üretim yöntemi olduğunu açıklamak zorunda kaldığı günümüzde Hükümet Akkuyu NGS’yi devam ettirmekte bir sakınca görmüyor" diyerek nükleer enerji kullanan ülkelerin yavaş yavaş nükleeri terk etmelerine Akkuyu'da NGS'nin ısrarla yapılmaya çalışılmasına dikkat çekti.
Açıklamanın devamı şu şekilde;
Geçtiğimiz günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı TBMM’de Sinop NGS ile ilgili olarak sorulan bir soruya verdiği yanıtta, nükleer santralların sera gazı salımının öteki fosil yakıtlı santrallardan çok az olduğunu ve nükleer santralların tarım arazilerine zarar vermeyeceğini belirterek Sinop NGS ile Türkiye’nin “nükleer teknolojiye” sahip olacağını belirtmiştir.
Yukarıdaki iki husus AKP hükümetinin Türkiye’de nükleer santrallarla ilgili aşağıdaki hususları göz ardı etmekte olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
TEİAŞ tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin tek elektrik talep tahmin çalışması olan 10 yıllık Talep Tahmin raporunda 2026 yılı tepe(puant) güç talebi yüksek senaryoda 66.809 MW olarak verilmiştir. Bugünkü kurulu güç 2026 gereksinmesinden % 32 daha fazladır. Anlık bir gereksinme olan puant yük için bugünden % 32 marj vardır. Bugün Türkiye’de rezerv kapasite % 85 oranına çıkmış durumdadır. Bu ise büyük oranda atıl kapasitenin olduğuna işaret etmektedir.
TEİAŞ tarafından yapılan aynı 10 yıllık Talep Tahmin Raporuna göre 2026 yılı brüt elektrik tüketim tahminleri düşük, baz ve yüksek senaryoya göre sırasıyla 347.1, 376.7 ve 409.6 milyar kwh olarak gösterilmiştir. Bugünkü mevcut kapasite % 45 oranında kullanılırsa düşük senaryoyu, % 49 oranında kullanılırsa baz senaryoyu, % 53 oranında kullanılırsa yüksek senaryoyu karşılamaktadır. 2026 yılına kadar devreye girecek yeni santrallar ile bu yüzdeler daha aşağı inecektir. Halen Türkiye’de santralların kaynaklarına göre dikkate alınarak yapılan eşdeğer kapasite kullanım oran çalışmaları gerçekleşen kapasite kullanım oranlarının % 41 ila % 50 arasında olduğunu göstermiştir. Türkiye’deki santralların kapasite oranları dünya da kabul edilen fizibl kapasite oranlarının oldukça altındadır. Az bir masrafla yapılacak rehabilitasyon çalışmaları ve çağdaş işletme koşullarının sağlanması ile kapasite kullanım oranlarının arttırılması mümkündür.
Ancak mevcut durumda bile bugünkü kurulu gücün bile önemli, oranda talebi karşılayabileceği ve tüketimi karşılama açısından önemli bir risk taşımadığı görülmektedir.
Bu gerçekler ortada iken elektrik talebini karşılamak yani arz güvenliği açısından da Akkuyu NGS’yi gerekli kılacak bir ihtiyacın olmadığının görülmemesini açıklamak mümkün olmamaktadır.
Türkiye için geçerli olan bu maddi gerçekler yanında nükleer santrallerin;
tüm dünya tarafından kabul edilmekte olduğu ve bu sorunların çözülebilmesi için büyük uğraşların verildiği bilinmektedir.
TMMOB olarak; yukarıda sayılan olumsuzluklar ve riskler nedeniyle ülkeye vereceği zararlar, yakıtı yurt dışından getirileceği için enerjide dışa bağımlılığı arttıracak olması, halkın sırtına büyük mali yükler yükleyeceği nedenleri ile Akkuyu ve Sinop Nükleer Santrallarının yapımından bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmayı görev bilmekteyiz.
Günün Manşetleri için tıklayın