Tolga Şardan: İçişleri Bakanı Yerlikaya iki günde iki kez İstihbarat’a gitti

T24 yazarı Tolga Şardan, bugünkü yazısında, İçişleri Bakanı olarak göreve getirilen Ali Yerlikaya hakkında “Yerlikaya'nın göreve gelmesinden hemen sonra iki gün içinde iki kez Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı'na gitmesi dikkati çekti” dedi. Şardan, ayrıca, emniyet teşkilatında Süleyman Soylu ile birlikte çalışan bazı isimlerin 'makam' kullanarak tekne, gece kulübü ve ev sahibi olduğuna ilişkin iddialara da yer verdi.

Gazeteci Tolga Şardan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göreve getirilmesinden hemen sonra iki gün içinde iki kez Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı'na gittiğini aktardı.

Şardan, T24’te yayımlanan bugünkü “Yerlikaya iki günde iki kez İstihbarat'a gitti ve kim bu polis müdürleri?” başlıklı yazısında, “İlk gün İstihbarat Başkanlığı'na giden Yerlikaya çarşamba gecesi yine aynı birimdeydi” dedi.

Şardan, yazısında, son günlerde sık sık gündeme gelen Menzil cemaatine de yer verdi. Şardan, “Menzilci olmayıp tarikattan aldıkları dış destekle teşkilatta aktif görev alan üst düzey emniyet müdürlerinin görevde kalması için tarikat yönetiminin devreye girdiği kaynaklarca ifade ediliyor” ifadelerine yer verdi.

Şardan’ın yazısında ilgili kısım şöyle:

Yerlikaya, Çalışkan'ın bulunduğu heyetle görüştü

Bir yandan hükümet çalışmalarına katılan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, diğer yandan da kurumsal faaliyetlerini yürütüyor.

Bu çerçevede, Yerlikaya önceki gün Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ve yardımcılarıyla bir araya geldi.

Görüşmede ilginç bir durum yaşandı. Soylu döneminde hem Soylu'ya hem de kurumsal çalışmalara uzak kalan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan da Yerlikaya ile bir araya geldi.

Hatırlanacağı üzere, Soylu ile Çalışkan arasında uzun soluklu gerginlik yaşanmıştı.

İstihbarata iki günde iki kez gitti

Yerlikaya'nın göreve gelmesinden hemen sonra iki gün içinde iki kez Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı'na gitmesi dikkati çekti.

Büyüteç'te salı günü Eski Bakan Soylu'nun, Yerlikaya hakkında özel dosya hazırlayıp Cumhurbaşkanlığı'na götürdüğünü aktarmıştı. Soylu'nun söz konusu dosyayı Emniyet İstihbarat Başkanlığı üzerinden yaptığı ortaya çıkmıştı.

İşte bu nedenle Yerlikaya'nın iki günde iki kez aynı birime gitmesi önemli.

İlk gün İstihbarat Başkanlığı'na giden Yerlikaya çarşamba gecesi yine aynı birimdeydi. 

Beraberinde Emniyet Genel Müdürü Aktaş'la birlikte Yıldız'daki yerleşmeye giden Yerlikaya, Türkiye'deki terörle mücadele başta olmak üzere suçlarla mücadele konusunda başkanlık yönetiminden bilgi aldı.

MENZİL YÖNETİMİ DEVREDE

Dikkat çekici bir gelişme daha yaşanıyor emniyet teşkilatında.

Her ne kadar Eski Bakan Soylu, cemaatlerden gelen bir tayin talebine imza atmadığını iddia etse de son dönemde özellikle Menzil tarikatının referansı olan emniyetçilerin önemli görevlere atandığı bilinen gerçeklerden.

Doğrudan Menzilci olduğu bilinen isimlerin yanında Menzilci olmayıp tarikattan aldıkları dış destekle teşkilatta aktif görev alan üst düzey emniyet müdürlerinin görevde kalması için tarikat yönetiminin devreye girdiği kaynaklarca ifade ediliyor.

Bu kadroların büyük bir kısmının aynı zamanda Soylu'nun ekibinde yer alması nedeniyle olası tasfiye hareketinden kurtulmak için tarikat yönetiminin devreye girdiği haberleri geliyor.

EMNİYET MENSUPLARI HAKKINDA 3 İDDİA

Şardan, öte yandan, İçişleri Bakanlığı’nda yaşanan değişimin ardından Süleyman Soylu ile birlikte çalışanlar hakkında bazı iddiaları da köşesine taşıdı.

Şardan’ın aktardığı iddialardan ilki Emniyet Genel Müdürlüğü'nün merkez teşkilatında görev yapan üst düzey bir polis müdürü hakkında.

Söz konusu polis müdürünün görev yeri itibarıyla önemli bir birimin başında olduğunu ve halen Ankara'da özellikle elektrik ihaleleri alan bir iş insanının da yakın arkadaşı olduğunu aktaran Şardan, yazısının devamında şunlara yer verdi:

“Büyük inşaatlarda elektrik işleri yapan iş insanı, geçmişteki FETÖ ile bağlantısı iddiası çerçevesinde adli yargıda yargılandı. Yerel mahkemede ceza istenilen dosyası süreç gereğince İstinaf'a gönderildi.

İşte bu aşamada üst düzey polis müdürü, arkadaşının dosyası için İstinaf'ta devreye girdi. Hakkında ceza istenilen dosyadan iş insanı "sempatik kanallar" kullanılarak ceza almadan kurtuldu.

Yargılama süreci devam ederken, bu defa iki dost arasında alışveriş dönemi başladı. Cezadan kurtulan iş insanı, Ankara'nın en kıymetli bölgelerinden Çayyolu'nda ticari işleriyle sahip olduğu bir evi "yakın dostuna" değerinin yaklaşık üçte bir fiyatına devretti!

Al gülüm ver gülüm. Herkese pek de kısmet olmayacak türden bir mal edinme hali. Makamını kullanarak dostluğun ötesine geçen ticari bir alışveriş.

Emniyet Genel Müdürlüğü merkez teşkilatındaki bu olayla ilgili Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'ın bilgisinin olup olmadığını bilmiyorum. Biliyor da işlem yapmadıysa ayrı. Bilmiyorsa da ayrı konu maalesef.”

"MÜDÜR, YAKINI ÜZERİNDEN GECE KULÜBÜ SATIN ALDI"

Şardan’ın aktardığına göre, teşkilattaki ikinci iddianın merkezi bu kez Ankara Emniyet Müdürlüğü.

Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde üst düzeyde görev yapan bir müdürün, yine 'makam ve mevkii kullanarak dolaylı yoldan mal sahibi olduğu' iddiasının konuşulduğunu ifade eden Şardan, şöyle devam etti:

“Bu üst düzey polis müdürü, yine başkentin özellikle gençlerin gece hayatının odağında olan ve çokça tanınan Çankaya bölgesinde bir gece kulübünü, yakını üzerinden satın aldı.

Paranın sahibi polis müdürü. Devir için ödendiği ifade edilen miktar bir milyon 600 bin dolar civarında. Dünkü resmi kur üzerinden yaklaşık 37 milyon lira! Hadi diyelim kur dün yükseldi, 20 liradan hesaplarsak 32 milyon lira.

Yine bir önceki iddiada olduğu gibi söz konusu polis müdürünün amiri konumundaki Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz bu süreçten bilgi sahibi mi acaba?”

EMNİYET MÜDÜRÜ, GÖÇMENLERE TEKNE İMAL ETTİRDİ 

Şardan’ın aktardığı son iddiaya göre, rant olanağının büyük olduğu bir tatil beldesinde görev yapan ilçe emniyet müdürünün kendisine özel bir tekne yaptırdı.

Tekne için “ultra süper bir yat olmamakla birlikte basit bir tekne de değil” diyen Şardan, yazısına şöyle devam etti:

“Üst düzey bir emniyet müdürünün tekne sahibi olması mevcut yaşam koşullarında pek tanık olunacak durum değil.

Bunu geçiyorum. Asıl konu, deniz kenarında yer alan ve göçmen kaçakçılığının ana üslerinden birisi olan ilçenin emniyet müdürünün teknesini göçmen kaçakçılığından sabıkalı bir kişinin atölyesinde imal ettirmesi. Ayrıca teknenin imali ve denize inmesi sürecinde gereken yasal işlemler var. İlçe emniyet müdürü, gereken prosedür için oğlunun adına bir şirket kurdu.

Yetmedi, kendi görev bölgesinin dışındaki yerde imal edilen teknenin işlerinin takip edilmesi için emrindeki polisleri görevlendirmek geri kalmıyor. İlçe emniyete ait sivil plakalı araçlar teknenin imal edildiği atölye etrafında görülüyor.

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
AKP’li Başkan, Kaymakam ve Garnizon Komutanı resmi 23 Nisan törenine katılmamış Takla atan AKP İzmit Belediye Meclis üyesi Efe: Öfkeme yenik düştüm, kontrolümü kaybettim İstanbul'daki CHP'li belediyelerden çağrı: #TayfunKahramanaÖzgürlük Meteoroloji'den 35 il için sarı kodlu uyarı: Toz taşınımı ve sağanak bekleniyor Huzur hakları da uçuşa geçmiş