YTÜ’yü seçim vaadi yaptılar: Üniversitelerimize sahip çıkacağız

YTÜ’ye 2018 yılında AKP’nin seçim vaadi olan “Millet Bahçesi” yapıldı. İktidarın seçim vaadi de rant aracı da olmaya niyetimiz yok. Üniversiteler bizimdir.

Sarya Toprak

Üniversiteler eğitim alınan dört duvardan ibaret değil. Özgür ve eleştirel düşüncenin geliştirildiği ve dile getirildiği alanlar olarak tanımlıyoruz. Bu da özerk-demokratik üniversite mücadelesine hayati bir önem atfediyor. Her fırsatta üniversitelerin bilimsel faaliyetleri hedef haline getiriliyor ve gericileştirmeye yönelik politikalar izleniyor. Tabiri caizse üniversiteler iktidarın arka bahçesi olarak kullanılmaya çalışılıyor. Devleti bir parti devleti haline dönüştürenler üniversiteleri de partinin bir propaganda alanı olarak görebiliyor.


Farklı yöntemlerle aynı Yozlaştırma çabası

Tüm üniversitelerde olduğu gibi YTÜ’de (Yıldız Teknik Üniversitesi) de okul öğrencisi olmayan kimse senelerdir okula sokulmuyor. Kocaman duvarlarla sarılmış olan alanın kocaman bir yeşil alan olduğu bile fark edilmiyor. Yani YTÜ hiçbir zaman halkın herhangi bir etkinliğe katılabildiği, bilimsel bir faaliyetten faydalanabildiği bir alan olmadı. Aksine öğrencilerle dışarıdaki hayatın kocaman duvarlarla birbirinden ayrıldığı bir yer oldu. Yani geçmişten beri iktidarların hedefinde olan üniversiteler yıllardır farklı yöntemlerle yozlaştırılmaya çalışılıyor. Buna karşın en sert tepkiyi de hep üniversitelerden aldı.

Bugün üniversiteleri kayyumlarla, Millet Bahçeleri’yle terbiye etmeye çalışanların aldığı cesaret 80’lerden bugüne uzanıyor. YÖK düzeni üniversiteyi yok etmeyi amaçladı. Yapamadı. Üniversite teslim olmadı, öğrencisiyle, akademisyeniyle tüm üniversite bileşenleri üniversitelerini savundu. Bu aslında memleketi de savunmak anlamına geliyordu. Bunu bizler de biliyorduk, iktidarlar da. Bu sebepten farklı farklı yöntemlerle üniversite fikri yok edilmeye çalışıldı.

Sermaye ve iktidarın ortak müdahalesi

Tabii sadece devletin müdahale alanı yapmak da değildi amaç, aynı zamanda piyasalaştırmak da istediler. Üniversitelerin sermaye gruplarının tehdidi altına girmesi de siyasi iktidarların hedefi haline gelmesi kadar zedeledi üniversite fikrini.

Millet bahçesi siyasi bir vaattir

Sermaye ve iktidarın birlikte müdahalesinin bir örneği de YTÜ Millet Mahçesi. Üniversite bileşenlerinin fikri dahi alınmadan bir üniversite seçim vaadi yapıldı. Doğrudan bir siyasi partinin siyasi vaadi ve rant aracı haline getirildi. Bir üniversitenin bir siyasi partinin seçim vaadi olması başlı başına üniversite fikrine bir saldırı. Özerk-demokratik üniversite için mücadele eden öğrenciler kayyumlarla, Millet Bahçeleri’yle, uzun parmaklıklarla terbiye edilmeye çalışılıyor.
Bu çabalar beyhude, üniversiteler hiçbir dönemde devletin ideolojik aygıtı haline dönüşmedi. Geçmişten bugüne üniversitenin tüm öznelerinin demokratik katılım yoluyla, üniversiteyi belirlediği bir modeli talep ediyoruz. Daha açık ifade etmek gerekirse bu model gericiliğe karşı bilimi ve eleştirel düşünceyi, sermayeye ve siyasal islamcı iktidar ideolojisine bağımlı kılınan üniversitenin karşısında ise özerk-demokratik bir modeli savunuyoruz.

Kampuslarda direnenler biziz

İktidarın tüm saldırılarına rağmen üniversiteden de akademiden de ümidi kesmiyoruz. Kesmiyorsak sebebi belli. Kampuslarda, meydanlarda direnenler üniversiteye sahip çıkanlar biziz. Özerk-demokratik üniversiteyi kazanmadan da vazgeçmeyeceğiz. Üniversiteye karşı her saldırılarında karşılarında bizi bulacaklar. Sımsıkı birbirine tutunmuş umutla direnen öğrenciler, akademisyenler…

Ne kayyumlara, ne iktidarların seçim vaatlerine bırakmayacağız üniversitelerimizi. Üniversiteler bizimdir… Bizimle özgürleşecek….

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
MEB herkesi 'savunmaya' çağırdı: Twitter’dan müfredat eleştirilerine karşı kampanya AKP’nin kindar nesil ajandası Seçim bitti, verilen sözler unutuldu: Bakan Tekin'den 'mülakat' savunması Din dersi kitabı AKP beyannamesi Türkiye’de Köy Enstitüleri, Küba’da Lenin Lisesi