Doğanın parçasıyız hepimiz
MELTEM DAĞCI
Neslihan Acu, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden mezun oldu. 2000 yılından itibaren medyada çalıştı. Uzun yıllar köşe yazarlığı ve röportaj gazeteciliği yaptı. Son yıllarda sinema üstüne yazılar yazan Neslihan Acu, ayrıca çizgi roman koleksiyoncusu.Neslihan Acu’nun ilk gençlik romanı, "Z Yalnızlığı" 2016’da yayımlandı. Uzun yıllar çeşitli platformlarda köşe yazıları yazan, son yıllarda ise kitap ve sinema yazıları üzerine yoğunlaşan Neslihan Acu ile Günışığı Kitaplığı’ndan yayımlanan son gençlik romanı “Neydik N’olduk Ailesi” üzerine konuştuk.
Çocuk kitaplarında büyük çeşitlilik ve artış var. Bunu sevindirici buluyorum. Ama her sektörde olduğu gibi sanırım son üç yılda kitap sektöründe de büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bu ise çok üzücü.
Dünya bir değişim sürecine girdi. Girmek zorundaydı zaten. Aşırı tüketimin, tüm insanlığı ve gezegeni bir felakete sürükleyeceğini artık herkes görüyor. Sadece politikacılar görmüyor. Tüketim çılgınlığı, insanı insan yapan tüm iyi özellikleri yok eden, insanı mutsuz eden bir hastalıktır. Bunun çaresi, üretmek. İnsanın tükettiğinden fazla ürettiği bir hayat, anlamlı bir hayattır.
Çocuklarımızın mutsuz ve doyumsuz olmasına yol açar. Çeşitli diplomalar edinseler ve para kazanabilecekleri iyi işlerde çalışsalar bile, huzursuz ve ne istediğini bilmeyen insanlar olmalarına yol açar. Doğanın parçasıyız hepimiz. Ondan uzak yaşadığımızda, başta (ruhsal ve bedensel) sağlık sorunları olmak üzere çeşitli problemlerin ortaya çıkması kaçınılmaz.
Ayrıntılar her şeydir. Bir romanda yeni bir dünya yaratabilmek, okura tüm ayrıntıları vermekle mümkündür ancak diye düşünüyorum. Gözlemci olmadan, başka hayatları ve başka insanları iyi tanımadan roman yazmak mümkün değil zaten.
Kent yaşamının ya da köy yaşamının üstünlüğü diye bir şey yok. Avantajları ve dezavantajları var sadece. Önemli olan aile bireylerinin ya da arkadaşların arasındaki sıkı bağlar ve sevgidir. Küçük bir yerde yaşamak, zaman açısından bizi daha rahat ettirdiği için, dostluğa ve arkadaşlığa daha fazla vakit kalır. Bu da önemlidir. Ama nüfus olarak küçük, düzenli, parkı bahçesi bol, gelişmiş şehirlerde de hayat keyiflidir.
Çok sevdiğim sözlerden biridir bu. Tabii bunun anlamı, hiç plan yapmayın ve gelişigüzel yaşayın demek değil. Elbette planlar yapacağız ama hayatın kendi planları olduğunu da hiç aklımızdan çıkarmayacağız. Ve çeşitli olasılıklar karşısında yıkılmamak için mümkün olduğunca esnek düşüneceğiz.
Öncelikle Mark Twain’in kitapları. Huckleberry Finn’i ve Tom Sawyer’ı çok severdim. Jules Verne’in tüm romanlarını okumuştum. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın romanlarını çok severdim. O zamanlar da çizgi roman okumaya bayılırdım.
Tabii. Z Yalnızlığı’ndan önce basılmış altı romanım vardı zaten, Kuzgunun Şarkısı, İyi Tanrının Çocukları gibi... Şu sıralar yeni bir roman dosyası üstünde çalışıyorum.
Günün Manşetleri için tıklayın