Evrensel standartlarda bir adalet sistemi kurduk!

Bu ülkede üniversite okumak isteyen öğrenciler sınava girmek zorundadır. Hem de neredeyse tüm hedefi bu sınav olan 12 yıllık bir eğitim sonrasında

İşçi avukatlara...
Bu ülkede üniversite okumak isteyen öğrenciler sınava girmek zorundadır. Hem de neredeyse tüm hedefi bu sınav olan 12 yıllık bir eğitim sonrasında.
Eşitsizlikler, dershaneler, kurslar, eğitim boyu girilmek zorunda kalınan sınavların stresi… Sadece öğrencilerin de değil ailelerin de yaşadığı yıpratıcı, masraflı bir süreç.
2014 yılında bu sınava, yani Öğrenci Seçme ve Yerleştirme sınavına       2.086.087       kişi başvurmuş. Aynı aileden  iki kişinin başvurma ihtimalinin zayıf olduğunun düşünecek olursak yaklaşık      2 milyon aile      demek. Yurtdışında eğitime gidenler ve özel okulların koşulları gözetilirse  asıl yarışın da alt-orta gelir grubuna sahip öğrenciler arasında olduğu çok açık.
Bu öğrencilerden ve tabii ailelerin önemli bir kısmının hayalini       Hukuk Fakülteleri süsler      . Devlete ve vakıflara ait 100 e yakın fakültede hukuk eğitimi verilir. Yaklaşık 16.bin kişilik kontenjanı vardır bu fakültelerin. Tercih edenlerin çok azı yerleşebilir. Diğerleri ya sonraki tercihlerine ya da yeniden yarışmaya döner… Ve hayal kırıklığına uğramış binlerce aile ve genç…
Bu fakültelerden mezun olanları da çok zorlu süreçler bekler. Zor sınavlar, uzun stajlar, hâkim savcı isen inanılmaz bir iş yükü, yetersiz özlük hakları, sık sık tayin, mobbinge varan teftişler… Avukat ise vahşi bir rekabet ortamı, yıllarca asgari ücretle çalışmaya varan işsizlik…
Bunları Hukuk eğitiminin ya da Avukatlık mesleğinin sorunlarını vurgulamak için yazmadım. Geçen hafta, iktidarın bilmem kaçıncı kez yapıp kaçıncı kez bozduğu,       demokratikleşme       olarak pazarlayıp şimdi geri adım attığı hükümlerle dolu bir “Yargı Paketi” daha görüşüldü TBMM Adalet Komisyonu’nda. Komisyonun adına dikkatinizi çekerim:      ADALET KOMİSYONU      
AKP milletvekillerinin verdiği bu teklifin bir maddesi şöyleydi:      “İdari yargıda beş yıl süreyle görev yapmış hâkim veya savcılar ile Cumhurbaşkanı tarafından seçilmiş Danıştay üyelerinden hukuk fakültesi mezunu olmayanlar, talepleri halinde Yükseköğretim Kurulu tarafından, mevcut kontenjanlara ilave olarak hukuk fakültelerine sınavsız olarak yerleştirilir…”     
Yani Cumhurbaşkanlarının      Danıştay’a      yüksek yargıç olarak seçtikleri arasında ve İdare Mahkemelerinde  hâkimlik/savcılık yapanlar arasında,     Hukuk Eğitimi almamış     olanlar var. Ve bunlar artık     SINAVS IZ OLARAK HUKUK FAKÜLTESİNE GİREBİLECEKLER.     “Ee ne var bunda? Hem zaten yüksek yargıç olmuşlar, niye girmek istesinler ki Hukuk Fakültesine?” diye sorabilirsiniz. 
Cevabı:     Bu yolla avukatlık hakkı elde edecekler.     Hem de avukatlık stajından muaf olarak. İşte bu madde tartışıldı ve muhalefet milletvekilleri eleştirdi. Öyle çok teknik eleştiri  de yapılmadı, daha çok şu sözcük dillendirildi:    Ayıp!    
Ve iktidar milletvekillerinin de kabulüyle madde geri çekildi.
Ertesi gün bu     “ayıp”     madde tekrar gündeme getirildi AKP milletvekillerinin oylarıyla da kabul edildi. Şimdi genel kuruldan da böyle geçerse, İdari Yargı da ve Danıştay’da beş yıl görev yapmış hâkim ve savcılar, Hukuk Fakültesi mezunu değillerse sınavsız olarak Hukuk Fakültelerine girebilecekler. Kontenjan olmasa bile, muhtemelen istedikleri fakülteye ve muhtemelen vakıf üniversitesi ise ücretsiz olarak kaydolabilecekler. Üstelik devam etmeksizin “okuyabilecekler.” Ve avukatlık hakkını da elde edecekler.
Evet, bu düzenleme adı     “ADALET KOMİSYONU”     olan bir komisyonda yapıldı.    “Adalet”    dağıtmakla görevli yüksek yargıçlar fayd alanacaklar bu maddeden üstelik. Maddenin gerekçesinde ne diyor biliyor musunuz?
   “…Tüm dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak yenilenen toplumsal dinamiklerin gereklerine uygun ve evrensel standartlarda bir adalet sistemi kurulması ve geliştirilmesi nihai amaçtır…”   
   “Evrensel standartlarda bir adalet sistemi”   
nasıl kuruluyor gördünüz mü? Milyonlarca gencin ve ailenin alın terinin ve emeği nin üzerine oturup önlerine geçerek bırakın   “evrensel adaleti”   ortak  “ayıp”  duygusunu bile yerle bir etti  ler. 
Şimdi Hukuk Fakülteleri, Barolar, Avukatlar, Yargı Örgütleri ve en önemlisi gençliklerini gelecek hayallerini acımasız ÖSYM sürecine endeksleyen, gençliklerini emeklerini bu sınav için heba eden milyonlarca genç; bu  “ayıp”  yasayı çıkarmak isteyen partiyi hâlâ “adalet ve kalkınma partisi” diye mi çağıracaksınız? 

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Abdülhamitçiler, Osmanlıcılar, İslamcılar; nerdesiniz? Yurtsuz John Hoş geldin kadınım Livaneli’de gizli tarih Mavi Alay dramı Yabancı müzik radyolarında 1 Numara değişti