Yıldızlara az kaldı!

Erdoğan’ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı’na ilişkin en beğendiğim değerlendirme TBB Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu’ndan geldi: “Yıldızları tarif eden bir eylem planı değil ama o yıldızlara ulaşmamızı sağlayacak bir eylem planı!

Boğaziçi Hukuk Fakültesi’ne dekan atanan Prof. Selami Kuran da “yeni bir anayasa hazırlamanın temeli” dediği plan uygulandığında harika olacağını söyledi.

İkisi de “Prof”, iki hukukçu böyle diyorsa daha ne olsun…

İnsanlar sabahın köründe ifade için otel odalarından alınmayacak, çocukların gözü önünde ters kelepçe takılarak gözaltı yapılmayacak, upuzun yargılamalar ve kesinleşmiş mahkeme kararları olmadan insanlar yıllarca hapis yatırılamayacak, mahkemelere öyle müdahale edilemeyecek, ifade ve basın özgürlüğü alabildiğine olacak… Bütün bunlar 2 yılda olacak, üstüne bir de pırıl pırıl anayasa ve yönümüzü yine Avrupa’ya döneceğiz…

Bir siyasi parti böyle bir plan açıklayınca insanın aklına o partinin iktidara göz diktiği geliyor. Zaten AKP de 2002’de böyle şeyler söyleyerek iktidara gelmişti. İşkenceye sıfır tolerans olacaktı, hukuk ve özgürlükler en üst düzeye taşınacaktı, hatta AB’ye girecektik…

Erdoğan, planı açıklarken, son yıllarda yapılan ne varsa saydı adeta ve bunların yapılmayacağını vaat etti. Bir kere böyle iktidara geldik, bir daha gelebiliriz der gibi… İktidara geldiğimiz gibi yaparsak iktidarda kalabiliriz der gibi…

Şu yaşananlar ve yaşanmakta olanlar ortadayken yine alkışlarla destekleyen Batılı çevreler ve liberaller olur mu, bilemiyorum.

Balıkların hafızası ve de oltaya takılan yemin cazibesi bir daha işe yarar mı? Mevcut yasalar ve anayasa çerçevesinde mutlaka yapılması gerekenleri yapmayanlardan, hayırlı olacak yeni yasalar ve anayasa bekleyenler çıkar mı?

Zor sanki!

9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyeti içeren eylem planını dinlerken ben de yıldızlara daldım. 19 yıllık bir iktidarda ulaşamayıp uzaklaştığımız, şimdi ulaşacağımız söylenen yıldızlara…

Daldım ve yüzümde galiba Gen. Muhammed Asaf Elem’in o hiç unutamadığım ifadesi vardı. Nasıl anlatacağımı da bilmiyorum ama; o, bir hayal içinde kaybolmuş, sonsuzluğa bakarcasına, içinde bir damla umut ve mutluluk kırıntısı taşıyan ifade aradan geçen 32 yıla karşın hâlâ gözümün önünde.

Gen. Elem kim mi? 1989’da Kabil’de makamında görüştüğümüzde Afganistan Askeri Yargıtay Başkanı idi. “Komünist” bir iktidarın olduğu, mücahitlerin saldırıları altında ağır çatışmaların yaşandığı bir ülkede, roketlerin yağmur gibi yağdığı bir yer ve zamanda nasıl bir Askeri Yargıtay olabilir merakıyla gittiğim binanın bahçe kapısında beni karşılamış, herhalde “odacı” diye düşünürken geniş makam odasına girer girmez hemen yanıma Askeri Yargıtay Başkanı olarak oturup şaşırtmıştı.

Unutamadığım ifade, elini dizime koyarak, o yıldızlara bakar haliyle; “Türkan Şoray hâlâ sağ mı?” diye ilk soruyu sorduğu andaki yüz ifadesi. “Sağ” demiştim. “Peki, Filiz Akın?” “O da sağ?” “İlhan Selçuk köşesinin altına adını imza atar gibi yazardı... İlhan Selçuk, Çetin Altan hâlâ duruyor mu?”

Gen. Elem 67-71 yıllarında Ankara Hukuk Fakültesi’nde okumuş. Türk âdeti diye, önce kolonya sonra şeker ikram etmişti bana. Öğrenciyken âşık olduğu Türk hemşireyi bile anlatmıştı da, döndüğümde belki bulurum diye araştırmıştım.

Neden hâlâ unutamıyorum Gen. Elem’in elemli yüz ifadesini? Sanki asla ulaşamayacağı yıldızlara bakar gibi baktığı için mi? Yaşamak isteyip yaşayamadıklarına dair bir hüznün izlerini taşıdığı için mi?

Asıl sormanız gereken şu: Ne ilgisi var şimdi Gen. Elem’in İnsan Hakları Eylem Planı’yla?

Yok valla, öyle aklıma geliverdi. Zaten ilgisi olan ne yazabilirdim ki?

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sınavı: Türkiye birincisi mülakatta elendi Selahattin Demirtaş'tan aylar sonra ilk paylaşım Mülakatı savunan bakanın eşine ‘yürü ya kulum’ denmiş! SGK vurgunundan eski bakanın hastanesi çıktı 4 il için gök gürültülü sağanak uyarısı