Bayrak, flama nerede?
GAYE USLUER / CHP PARTİ MECLİSİ ÜYESİ
“Nerede o eski bayramlar…” bu sitemli ve özlemli cümleyi genelde dini bayramları kast ederek söyleriz değil mi? Bu sabah ortaokulda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarımız geldi aklıma. O sene özeldi çünkü okul birincisi en önde bayrağı tutacaktı ve bu görev benimdi. Tüm arkadaşlarım bayram için heyecanlı. Ailelerimiz bile heyecanlı. En güzel şiir okuyanı seçmek için yarışma yapıldı. Ben şiir okumayı da istiyordum ama bir de bayrak sorumluluğu var… Hepsi bir arada olmazdı. Geçen sene zaten şiiri okumuştum bu yıl ben bayrağımızı taşımalıyım diye şiir okuma hevesinden vazgeçmek zorunda kalıyorum. Bayrak ve flama getirilecek okuldan, hizmetlimiz bir erkek öğrenciyle beraber okulun deposundan bayrak ve flamayı getirdi. O sırada okul müdürümüz bağırıyor: “Bayrak, flama nerdeee?” Müdür bağırınca ben ve flamayı taşıyacak arkadaşım koşarak en öne geçiyoruz ve ben bayrağı arkadaşım da flamayı alıyor, arkamızda tüm okul yürüyüş başlıyor…
O yılların üstünden epey zaman geçti elbette ve bakıyorum da Cumhuriyet bayram gibi kutlanmayalı da epey olmuş memlekette. Oysa en büyük bayramımız; diğer tüm bayramlarımızı Cumhuriyet sayesinde kutluyoruz…
Sabah ortaokul anımı düşündükten sonra, internet üzerinden 29 Ekim ile ilgili en çok okunan haberlere bakmak geldi aklıma. Size sıralayayım birkaçını;
Tatil aklımıza ilk gelen. Sonra illa bir skandal yasak. 29 Ekim’i yüceltmek, önemini hatırlatmak için çabalayan biri…
Bu tatil meselesini görünce aklıma sevgili Aziz Nesin’in bir şiiri geldi; “Atam İzindeyiz” birkaç dizesini paylaşmak istiyorum:
ATAM İZİNDEYİZ!
“…Sorma Ata’m, halimizi,
Hal mi kaldı anlatacak..
İşte geldik dizindeyiz!
Yata yata çok yorulduk,
Tatil yaptık, izindeyiz!
Sanayide henüz daha,
Cafer için lâzım diye,
Amerikan bezindeyiz!
Geçeceğiz Avrupa’yı
Ama şimdi izindeyiz! …”
~ Aziz NESİN ~ Azizname,
S. 9-11
Bu muhteşem şiir en çok okunan haberler dahil memleket ahvalini bize özetliyor aslında…
Cumhuriyet elbette tek başına hak ve hürriyetlerin teminatı olamaz. Ya da Cumhuriyet tek başına bize eşitliği getirebilir mi sorusuna da elbette evet diyemeyiz fakat bize, ülkemize getirdiği kazanımları iyi idrak etmeliyiz ve bu kazanımlara sıkı sıkıya bağlı kalmalıyız. Bağlı kalmak o çizgide kalmak, ilerlememek anlamına gelmemeli. Yurttaşlık bilincini, seküler hukuku, laikliği, kadın erkek eşitliği için atılan devrimsel adımları toplumun tüm kesimlerinin tam anlamıyla hazmetmesi gerekirken, bu kazanımların üzerine daha özgür, daha eşitlikçi, kapsayıcı bir Cumhuriyet inşa etmek gerekir. Cumhuriyet birikimin üstüne yeni, ilerici, devrimci birikimler eklemeliyiz. Biz 1930’larda kalmayıp bu birikimi ilerletebilmiş olsaydık Üstat Aziz Nesin çok başka yazılar kaleme alçaktı elbette ve bu bilinçle tatil yapama hevesi yerine bayrağı en önde taşıma hevesinde olacaktı gençlerimiz. Biz onlara bu birikimi sağlayamadık. Şimdi bunun tasası da bizlere düşmeli…
Biz külahları önümüze koyup eleştirimizi yapalım ama şunu da görüp direncimizi tazeleyelim; Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet için “Reklam arası bitti” diyenler, Cumhurbaşkanı demeyip “Başkan” dediler ama Cumhuriyet bize her yerden göz kırpıyor. Cumhuriyetin üstüne atılan boyalar eskiyor, orijinal hali tekrar yüzeye çıkıyor. Bugün Ortadoğu’ya bakınca Atatürk’ün önemi, değeri, devrimleri daha net anlaşılıyor ve artık gençler Atatürk düşmanlığına prim vermiyor.
Evet bir yandan “Nerede o eski bayramlar” diyoruz ama gelecekte daha da güzel Cumhuriyet bayramları bizi bekliyor…
“Nerede bayrak, flama gençler?”
Günün Manşetleri için tıklayın