AKP’liler Erdoğan’a bu konuda neden kulak asmıyor?

AKP’de milletvekili olmak gerçekten zor zanaat. Sabahtan akşama televizyon kanallarını gezdiler, olmadı. Havuz olsun sahillerin medyası olsun tüm gazete sayfalarında, eski yoldaşları FETÖ’yü kötülediler, Erdoğan’ı göklere çıkardılar. Yine işe yaramadı. “Reis”lerini yine memnun edemediler...

Cumhurbaşkanı, önceki gün Saray’da ağırladığı şehit ve gazi yakınlarına döktü içini: “Bunların üzerine çok gittiğimi, haksızlık yaptığımı söylüyorlar. Sadece milletim beni kayıtsız şartsız destekliyor.”

“Çok yalnızım be Atam” tonundaki bu dertleşmeden sonra yargımız ne yapar bilmiyorum. Erdoğan’ı yalnız bırakmak, malum örgüte “yardım ve yataklık”tan sayılır mı, o yüce adaletimizin takdiri.

Hayır, adaletimiz bu konuda bir şey yapmayacaksa, en azından Erdoğan’ın sözünü dinlememeyi bir şekilde cezalandırsın. Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz’dan bu yana neredeyse her muhtarlar buluşmasında “idam” istiyor. Geçen hafta da “demokrasinin çekirdeği” dediği muhtarları kabulünde tekrarladı.

Erdoğan için Türkiye’nin yönetim sistemini değiştirmeyi göze alan AKP’li vekiller, bu isteğe resmen kulak tıkıyor.. Çok ayıp... “Başmuhtar”a büyük saygısızlık. Çekirdeklere de.

*****

Erdoğan’ın “hava”sı güzel

15 Temmuz alçaklığından sonra yapılan operasyonlardaki hoyratlığa yönelik tepkilere, Saray ve AKP cephesinden uzunca bir süre bir tepki gelmemişti. Ta ki Erdoğan geçen ay G-20 zirvesi için gittiği Çin’den dönüş yoluna geçene kadar.

Uçakta demokrat kesilen liderleri hatırlarsınız, Demirel de Özal da uçakta (oksijen fazlalığından mi ne) epey demokrat kesilirlerdi. Ne açılımlar, ne paketler konuşurlardı havada.

Neyse, Erdoğan yine oksijenin bol, “akredite” olmayan muhabirin hiç olmadığı bu uçakta “At izi it izine karıştı” diyerek “FETÖ temizliği”nde yanlışların yapıldığını kabul etmişti. Ancak ne yazık ki akabinde “yere bastı.”

Önceki gün fabrika ayarlarına geri dönerek “Mağdur edebiyatı yapan haindir” söylemine sarıldı.

“İleri”sini bilmem ama “yüksek” demokrasi için Cumhurbaşkanı uçaktan hiç inmesin lo!

*****

Enişte, tankları herkesten önce nasıl gördü?

Havuz medyası; nikah şahidi, altında yapılan darbeyi önleyemeyen, aylar öncesinde “darbe olabilir” diyenleri dava açmakla tehdit eden genelkurmay başkanlarını daha çok seviyor.

Meclis darbeleri araştırma komisyonuna gelen, gelmeyen eski paşalarla ilgili haberlerde ise hep bir olumsuz hava var. “Biz FETÖ için uyardık, hükümet bir şey yapmadı” diyen Özkök’ü de, “Bana komutanlarımı tasfiye ettireceklerdi” diyerek istifa eden Koşaner’i de sevmediler haliyle.

Komisyona gelmeyerek soruları yazılı yanıtlayacağını ileten Özel’e de pek sitemkardı havuz medyası. Gülencilerin kumpaslarına alet olmamak için istifa eden Koşaner’in yerine gelen aynı Özel’i, 2011’de “İşte Türkiye’nin yeni paşası” başlıklarıyla pek güzel karşılamışlardı oysa.

Eski defterleri bir kenara koyalım, aynı zamanda yaşanan bir gelişmeyi paylaşalım. Özel’in katılmadığı oturumda bir eksik daha vardı. Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen. Hani Erdoğan’ın, MİT’e sitem ederek “Darbeyi ondan haber aldım” dediği enişte. İlgen, Meclis’in davetine “Tankları görüp haber verme dışında bilgim yok” diyerek katılmamış.

Özel’e sitem eden havuz medyasında elbette enişte ile ilgili tek satır yok. Bu kısmı şaşırtıcı değil. Ama Erdoğan, eniştesinden haberi akşam üzeri darbe haberini almamış mıydı? “Tankları görünce Erdoğan’a haber verdim” diyor enişte. Tanklar 21.00’dan sonra görülmeye başlamamış mıydı? Ve enişte de herkes gibi görmedi mi tankları...

Biliyorum “havuz” problemi gibi.. Ama tanklar çıkmadan önce darbeyi haber ettiği belli olan eniştenin Meclis’le paylaşmaktan kaçınmasının sebebi ne olabilir?

*****

Kışanak tamam, ya onlar?

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları Gülten Kışanak ve Fırat Anlı,“PKK’ya destek” gerekçesiyle gözaltında. Avukatlarıyla görüşmeleri dahi yasaklandı. Savcılığın gözaltı gerekçelerinden biri “PKK’lı cenazelerine ambulans” tahsis edilmesi. Bu eğer suç ise insanın aklına şu soru geliyor... Canlı bombaları patlamadan yakalayamadığımız, sınırımızın kevgir olduğu dönemde, sınırdaki devlet hastanelerinde IŞİD’liler hiç tedavi edildi mi? Hani olmaz ya, bugün üzerlerine ÖSO’cuları saldığımız teröristler ülkemizde tedavi edilmişse, bunun sorumluları hakkında bir işlem yapılacak mı?

*****

“Dostum” Putin’den Ankara’ya sert gol

Cumhuriyet’in başarılı Güneydoğu muhabiri Mahmut Oral, dünkü gazetelerin en çarpıcı haberlerinden birine imza atmıştı. “Federasyon pazarlığı” başlıklı habere göre Rusya, Suriye rejimi ile PYD liderliğindeki Kürt partileri buluşturmuştu.

Cümleleri açmakta fayda var... Hani ABD’nin PYD’nin sırtını sıvazlamasına alışmıştı Ankara. Erdoğan’ın son dönemde “dostum” dediği Putin, yine Erdoğan’ın terörist ilan edip operasyonlar düzenlediği PYD için federasyon formülünü ısıtıyormuş.

Rus temsilci, federasyona sıcak bakmayan Suriyeli delegasyona, “Bunları kabul edeceksiniz, siz etmezseniz Esad eder” diye de fırça atmış.

O vakit hep birlikte: “Eyyyy...”

*****

Analizle fark yaratmak: Tebrikler BirGün

Dijital medyanın güçlenmesiyle basılı gazetelerin fark yaratacağı yeni alanlar ortaya çıkmaya başladı. Sıcak haberle yarış, basılı gazeteler için mümkün değil. O nedenle basılı gazeteler için özel dosya ve atlatma haberler öne çıkıyor. Bir de haberin ne olduğunu değil, ne anlama geldiğini, neye yol açacağını ortaya koyan analizler.

BirGün’ün birkaç aydır haberleri dijitalden yayıp, basılı gazetede derin analizlere yer vermesi gerçekten önemli bir adım. İki mecranın birbirini tamamlaması tam da böyle bir şey. Geçen haftaki mahkemenin FETÖ’cülerin yemini için Diyanet’ten fetva alması konusunda BirGün’ün tavrı örnek oldu. Birçok gazete “Mahkeme Diyanet’ten görüş aldı” rutinliğine sığınmıştı.

Gazetemiz ise “Cumhuriyet Savcıları Diyanet’ten Fetva Aldı” başlığıyla, mahkemenin attığı adımın ne anlama geldiğini uzman görüşleriyle birlikte ortaya koymuştu.

Sivil toplum örgütlerinin tepkilerinin de olayın yaşandığı gün değil, BirGün’ün bu analizinden sonra gelmesi zaten işin önemini ortaya koyuyordu. Tebrikler..

Günün Manşetleri için tıklayın

Çok Okunanlar
İSKİ duyurdu: İstanbul'da barajların doluluk oranında son durum Molozlar arasında kalan işkencehane “Murat Kurum kazanacak” diyen burç spekülatörü tüy dikti: “Doğum saati yanlış” Sırada mücadele var Giyim, moda sektörü iklim krizini tetikliyor