Bir avuç fındık için fırtına koparmak

Fındık sözcüğü, Antik Çağ’da Karadeniz’in adı olan ‘pont exinus’tan türetilen ‘pontik’ sözcüğünden gelmiştir. Coğrafyasından, havasından, suyundan, dağlarından, denizinden almıştır ismini. Bu yüzden fındık Karadeniz, Karadeniz fındık demektir.

Fındık eve giren ekmektir, düğün dernektir, çocuğunu okutmaktır, hastaneye gidebilmek, tedavi olmaktır. Yaşamı fındığa bağlı olan köylüyü, kentliyi, esnafı bir araya getirendir. Karadeniz’in büyüsüdür. Masallardaki sihirli değnektir, hayalleri gerçek kılandır. Fındık bahçeleri yaşarsa, yaşatılırsa Karadeniz’de yaşam vardır.

Maliyetlerinin yılda yüzde 300-400 oranında arttığını söyleyen fındık üreticileri kilogram başına fındık alım fiyatının en az 70 TL olmasını, emeklerinin, alın terlerinin karşılığını istiyor. BirGün fındık üreticilerinin sesi olmaya, emeğin, emekçilerin sesini duyurmaya çalışıyor. Bahçesindeki erikleri satarak geçimini sağlamaya çalışan bir fındık üreticisi "Biz bu sene gübre atamadık, 8 bin lira olmuş, nasıl atalım? Gübre atamayınca da doğru düzgün fındık olmadı. 500 kilo ya çıkar ya çıkmaz. O da masrafını bile karşılamaz zaten. Tırpanı, ilacı, dibini almasıydı derken fındık para etmiyor ki..."diyor.

Halk yararına değil, sermayenin, patronların, uluslararası tekellerin çıkarına sürdürülen tarım politikaları sonucunda yerli ve milli sözcüklerini ağızlarından düşürmeyenler AB, Dünya Bankası, IMF ne buyurduysa onu yaptı. Fiskobirlik iflas ettirildi. Üretici ürününü maliyetinin altında satmak zorunda bırakıldı. 2006 seçimi öncesi iktidar, Toprak Mahsulleri Ofisi’ni devreye sokarak alım yaptı. 2009’da TMO da devre dışı bırakıldı. Fiskobirlik fiilen tasfiye ettirildi, devlet doğrudan alımları durdurdu. Fındık serbest piyasaya, sermayenin iki dudağı arasına bırakıldı. Fındık üreticisi tek başına bırakıldı, maliyetini kurtarmaya çalıştı. İktidar, alan bazlı gelir desteği ödemesi diyerek üretime değil arazi büyüklüğüne ve seçim tarihlerine göre sözde destek açıkladı. Bu açıklama, üret ya da üretme arazi için para ödeyeceğim, bana oy vermezsen bunu da kaybedersin tehdidiydi. Ölümü göstererek, sıtmaya razı etmekti. Fındık üreticiler için geçim aracı olmaktan çıkarıldı. Halk köyleri terk etmek, farklı işler bulmak zorunda bırakıldı. Büyük kentlerdeki iş cinayetlerinde, Soma’da madenden çıkarılan cansız bedenlerde Karadenizli fındık üreticilerinin, çocuklarının isimlerinin de olması bu politikaların sonucuydu.

Tarih bu topraklarda

Üreticinin yalnız bırakılması, örgütsüz olması sonucunda tekeller büyüdü. İtalyan gıda tekeli Ferrero 2014 sonunda Türkiye’nin en büyük fındık ihracatçı firması olan Oltan Gıda’yı satın aldı. O günden sonra da Ferrero ne derse o oldu. 6’ncı Filo önünde secde edenler Karadeniz’de de Ferrero’yu kıble edindi.
SOL Parti 24 Temmuz’da Fatsa’da “Fındıkta Sömürüye Son” mitingi düzenliyor. Bu memlekette sermayenin, egemenlerin koltuk değneği iktidarların, topraklarımızı, derelerimizi uluslararası tekellere, Ferrero’lara satmasının nasıl bir tarihi varsa emekçilerin, fındık üreticilerinin, devrimcilerin de inatla yazdığı bir tarih var bu topraklarda.

“Fındıkta sömürüye son” diyen SOL Parti köy köy halk için, halkla birlikte örgütlenen mitingle halkın taleplerini büyütüyor.

• Fındık taban fiyatı en az 70 lira olmalı, hemen açıklanmalıdır

• Ferrero ve emperyalist tekellerin faaliyetlerine son verilmelidir

• Sözleşmeli çiftçilik uygulamasının önünü açacak, toprak satışını zorunlu kılacak yasalar kaldırılmalıdır.

• Kooperatifleşme teşvik edilmeli, Fiskobirlik ve kooperatifler üreticinin doğrudan yönetimlerine katılacağı, söz ve karar hakkına sahip olacağı bir biçimde demokratikleştirilmelidir

Fatsa’nın kürsüsü

Fatsa; yeniden kurulacak bir ülkeyi, halk için, halkla beraber kurmanın en güzel hikayesidir. Kendisi de bir fındık üreticisinin çocuğu olan SOL Parti Başkanlar Kurulu üyesi Önder İşleyen; "24 Temmuz’da Fatsa’da Fındık mitingimiz var. En az 70 lira diyoruz ki en azından kimse zararla çıkmasın. Ben de bu topraklarda büyümüş birisiyim. Fındığın bizi okuttuğunu, doyurduğunu bilirim ama artık kimseyi doyurmuyor. Çünkü bizim fındığımızı değersizleştirdiler. O miting, o kürsü bizim değil Fatsa’nın kürsüsü. Zenginlerin hayat derdi yok, onlar rahat çünkü bizim emeğimizi sömürüyorlar. Sesi duyulmayan talebi görülmeyen bu ülkenin milyonları var. Biz Fatsa Meydanı’nı umut meydanına dönüştüreceğiz. Toprağımızı değiştirdiler çünkü bir şirket kazansın diye toprağı sattılar. Şirketlerin bizim hayatımızı mahvetmesine karşı da mücadele edeceğiz" diyerek üreticileri Fatsa Meydanı’na, bizim hikayemizi Ferrero’ların değil, fındık üreticilerinin yazması için, bir avuç fındık için, emek için, alın teri için, fırtına koparmaya çağırıyor.

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Bahçeli, Mehmet Şimşek'e sahip çıktı: Ferdi Tayfur'lu paylaşım hakkında açıklama Yasak meşru değil, halk Taksim’de olacak İktidar ‘yeni anayasa’ turuna başladı: Özel’den “Önce Anayasa’ya uyun” mesajı Koray Aydın: Kazanmayayım diye organize bir el çalıştı Özgür Özel'den tasarruf genelgesi çıkışı: "İsrafın kaynağı olanlar israfı durduramazlar"