Çocukların gözünde okul nedir, öğretmen kimdir?

Okulunuzu canlı veya cansız bir varlığa, bir nesneye ya da herhangi bir şeye benzetmeniz istense neye benzetirsiniz? Neden?...

1.    Okulunuzu canlı veya cansız bir varlığa, bir nesneye ya da herhangi bir şeye benzetmeniz istense neye benzetirsiniz? Neden?
2.    Öğretmenleri canlı veya cansız bir varlığa, bir nesneye ya da herhangi bir şeye benzetmeniz istense neye benzetirsiniz? Neden?
3.    Sizin için okula gitmenin en güzel yanları nelerdir?
4.    Sizin için okula gitmenin en hoşlanmadığınız yanları nelerdir?
5.    Her gün nasıl bir okula gitmek isterdiniz?

Yukarıdaki sorular, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İnayet Aydın’ın “İlköğretim Öğrencilerinin Okula İlişkin Ürettikleri Mecazlar ve Okul Doyumuna İlişkin İpuçları” başlıklı araştırmada öğrencilere yönelttiği sorular. İnayet Aydın, öğrencilerin okul ve öğretmenler hakkındaki düşüncelerini ortaya çıkarmak üzeri yaptığı araştırmayı Ankara Üniversitesi’nin düzenlediği 7. Ulusal Çocuk Kültürü Kongresi’nde sundu (17-19 Ekim).
Prof. İnayet Aydın, öğrencilerin okulları ve öğretmenleri hakkındaki fikirlerini, onları tanımlarken kullandıkları metaforlar (mecazları) üzerinden belirlemeye çalışmış. Düşüncelerini benzetme yoluyla açıklama, öğrencilerin sadece muziplik olsun diye başvurduğu bir yol değil, henüz soyutlayamadıkları durumlarda fikirlerini en açık ve anlaşılır biçimde başvurdukları bir yöntem aynı zamanda. Bundan dolayı araştırmanın sonucu bize dolaysız bir fikir verebiliyor. Bugün, bu araştırmadan çıkardığım bazı sonuçları sizlerle paylaşmak istiyorum.

OKUL, ÖĞRENCİLER İÇİN NE ANLAM İFADE EDİYOR?
Araştırma alt, orta ve üst sosyo ekonomik düzeyden seçilmiş 12 ilköğretim okullardaki 103 ikinci sınıf,  107 beşinci sınıf, 134 sekizinci sınıf olmak üzere toplam 344 öğrencinin gönüllü katılımıyla gerçekleşmiş. Bu 12 okulun üçünün köy okulu olduğunu da belirtelim. Sonuç şaşırtıcı değil; tabloda görüldüğü gibi öğrenciler arasında okulu doğrudan bilgi merkezi, bilgi yuvası, bilgi arkadaşı olarak görenlerin oranı sadece yüzde 0.08; güneş, yıldız, ışık; çiçek, çiçek bahçesi; akıl küpü, bilgi küpü, kütüphane-kitap-ansiklopedi metaforu ile tanımlayanları da bu kategoride değerlendirdiğimizde okulu bilgi edinilen yer olarak algılayanların oran ancak yüzde 10’u buluyor.
Öğrencilerin çoğu, okulu kendini güvende hissettiği, bilgi ve davranış öğrendiği bir yaşam alanı olarak evlerine benzetiyor. Ev-yuva, bina, geometrik şekil metaforuna benzetme oranı yüzde 18. Öğrencilerin yüzde 6’sı ise okulu hapishane, fabrika, kale gibi disiplin ve ceza ifade eden mecazlarla tanımlıyor. Ev metaforu, öğrencinin çevre ile ilişkisini geliştirdiği ileri sınıflarda hızlı bir düşüş gösterirken hapishane metaforu aynı oranda artış gösteriyor. Sanırım buradan çıkarılacak en doğru sonuç, okulun, öğrenci tarafından fark edilecek ayırt edici özelliğinin kaybolmasıdır. İlginç bir sonuç da sınıf ve yaş seviyesinin yükselmesiyle okulun ev-yuva olarak değerlendirilme oranı düşerken eğlenceli bir yer olarak öne çıkması. Okul, ikinci sınıflardan ziyade sekizinci sınıflar için daha eğlenceli bir yer konumunda. Bunun nedeni ise ev ve dershanelerdeki sınav baskısı; öğrenci, bu konuda okulu daha rahat görüyor.   

ÖĞRENCİLER ÖĞRETMENLERİNİ NASIL TANIMLIYOR? 
Okulu, ev-yuva olarak içselleştiren öğrenciler doğal olarak öğretmenlerini de anne-baba-ebeveyn olarak görüyor. Öğrencilerin öğretmenlerini tanımlamak için kullandığı diğer benzetmeler ise okulu tanımlarken kullandıkları benzetmelerin aksine daha çok bilgiyle ilgili. Öğrencilerin yüzde 50’si için öğretmen, anne-baba ve bilgi kaynağı olma rolünü sürdürüyor. Bundan çıkaracağımız önemli sonuçlardan biri, Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e rağmen öğretmenin öğrenci gözünde saygınlığını koruduğu, diğeri ise okulun öğretmenden aldığı saygınlıkla ayakta duruyor olmasıdır. Bu sonucu çıkarmamın nedeni, öğrencilerin okula ilişkin fikirlerinin okul yönetimlerinin uygulamasından kaynaklandığına dayandırmamdır.
Araştırma verileri, sınıf ve yaş seviyesi yükseldikçe öğrencilerin otoriteden rahatsız olduklarını da gösteriyor. 107 sekizinci sınıf öğrencisinin 12’si okulu hapishaneye benzetirken 14’ü öğretmenler için gardiyan ve robot mecazını kullanıyor. İlginç değil!

ÖĞRENCİLER AÇISINDAN OKULUN EN GÜZEL YÖNLERİ
Araştırmanın bu kısmında, öğrencilerin sorulara verdikleri yanıtlarla düşledikleri okulu tanımladıklarını görüyoruz. Yeni şeyler öğrenmek, arkadaş edinmek, eğlenmek, ders çalışmak, meslek edinmek öğrencilerin okuldan beklentisi olarak öne çıkıyor. Öğrencilerin, “Senin için okulun en güzel yanları nedir?” sorusuna verdikleri yanıtlarda gözden kaçmaması gereken sonuçlar da var: 2. sınıf öğrencilerinin yüzde 45’i okulu yeni şeyler öğrenme-bilgi edinme mekânı olarak görmek isterken beşinci sınıfta oran yüzde 88’e çıkıyor. 8. sınıfa geldiğimizde oran tekrar düşüşe geçiyor, yüzde 35.
Tabloya göz attığımızda, bütün rakamların birbirini desteklediğini hemen fark ediyorsunuz. 8. sınıflar için bilgi edinme yeri olmaktan çıkarak gözden düşen okul, ders işleme ve okuma, yazma konusunda da anlamını yitiriyor.

ÖĞRENCİLERİN HOŞLANMADIKLARI OKUL UYGULAMALARI
Erken kalkmak, sınavlar, ödevler, sıkıcı dersler öğrencinin okuldan nefret etmesine neden olan unsurlar olarak öne çıkıyor. Bu konuda da yukarı sınıflara gidildikçe öğrenci memnuniyetsizliği artıyor. İlköğretim ikinci devre öğrencilerinin en çok yakındığı konu sabahları erken kalkmak… Birinci devre öğrencilerinin öğlenci olmaları nedeniyle erken kalkmayı sorun etmediklerini görüyoruz. Sanılanın aksine öğrenciler teneffüs süresinin kısalığından şikâyetçi değiller. Teneffüs az ve kısa diyen öğrenci yüzde 1’i bulmuyor. 

BU TÜR ARAŞTIRMALAR RAFA KALDIRILMAMALI

Araştırma raporunda, okulu ve öğretmenleri tanımlarken kullanılan benzetmelerin öğrenciler tarafından hangi anlamlarda kullandıklarına da yer veriliyor. Oldukça öğretici bir çalışma. Okulu, öğretmeni, öğrenciyi yeniden tanımlayan, tanımlamak isteyen; politikasını kendi kurgularına değil de gerçek yaşama dayandırmak isteyenlerin gözden ırak tutmaması gereken araştırmalardan biri.   

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Hoş geldin kadınım Abdülhamitçiler, Osmanlıcılar, İslamcılar; nerdesiniz? Yeşil, Antalya’da yaşıyor! Katır sesli finolar Hafriyat Karaköy açıldı