Ders kitabını özel sektör, yardımcısını devlet hazırlıyor!

Milli Eğitim Bakanlığı her sınıf ve her derse yönelik yardımcı kaynak kitap hazırladı. Önümüzdeki öğretim yılında, ders kitapları gibi yardımcı kitapları da ücretsiz dağıtacak. Bu ara öğrencilerin başka kaynaklara yönelmesini engellemek için özel sektör tarafından hazırlanıp satışa sunulan kaynak kitapların okullara girişini de yasakladı. Uygulama, bu boyutu ile devletin ailelerin eğitim harcamasının bir kısmını üstlenmesi, çocukların piyasadan korunması gibi gözüküyor.

Bildiğiniz gibi ders kitapları müfredata uygun olarak hazırlanır ve ders işlenirken ders kitapları kullanılır. Yani ders kitabı temel ve zorunlu eğitim materyalidir. Kaynak kitapların ise eğitim aracı olarak kullanılması zorunlu değildir. O nedenle adı yardımcı kaynaktır. Fakat MEB, zorunlu ve temel ders kitaplarını özel sektöre yazdırıp onlardan satın alırken yardımcı kitapları hem kendisi hazırlıyor hem özel yayınevlerinden alınmasını yasaklıyor!

Bu işte bayağı bir terslik var. Terslik, Eğitim Bakanlığının niyetinin düşündüğünüzden farklı, yani öğrencileri önemli bir harcama kaleminden kurtarmak olmadığını gösteriyor. Bana göre amaç, öğrencinin (ve öğretmenin) seçim hakkını elinden almak, örgün eğitimde kullanılan her türlü bilgi ve bilgi kaynağını kontrol etmek. Talim ve Terbiye Kurulu onayına tabi olmadığı için bakanlık yardımcı kaynakların içeriğini kontrol edemiyor. Kontrol edemediği için de yasaklama yoluna gidiyor. İyi hazırlanmış yardımcı eğitim materyallerinin ders kitaplarının yetersizliğini açık etmek gibi bir işlevi de var; yasaklama ile bu kusurun görülmesi de engellenmiş olunuyor.

Bir de bakanlığın ücretsiz dağıtacağı yardımcı kitapların basım meselesi var. Kendi matbaalarını kapattığı için baskı işini ihale ile piyasaya yaptıracak. Bunun için ihale açtı ve ihaleye katılan matbaacılar forma (16 sayfa) başına 120 kuruş teklif etti. Bakanlık bu teklifi pahalı bularak "Yeterli rekabet koşulları oluşmadı" gerekçesiyle iptal etti. İki hafta sonra açtığı ikinci ihalede matbaacılar tekliflerini 135 kuruşa çıkardı. Bakanlık bunu da kabul edilemez buldu ve yeniden ihaleye çıktı. Üçüncü ihalede matbaacılar forma basım fiyatını 210 kuruşa yükseltti ve eğitim bakanı matbaacılarla 207 kuruşta anlaşmak zorunda kaldı. Özetle 12 TL. ye basılacak 10 formalık (160 sayfa) bir kitabın basım maliyeti bir ayda 20 lira 70 kuruşa yükseldi. Bu durumda MEB, ortalama 10 formalık 23 milyon yardımcı kitap için 276 yerine 476 milyona Tl. ödeyecek! Eğitim Bakanlığı, 2022-2023 öğretim yılında okutulacak ders kitapları ihalesini Nisan'da yaptı ve aynı yayıncılar forma başına telif ücreti dahil 175 kuruş ödeyecek. Böylece MEB iki ay sonra telif hakkı kendine ait kitapları daha pahalıya mal etmiş oldu. Daha da komiği asıl kitabın (ders kitabının) yardımcısına aslından fazla kıymet biçmiş oldu. Neden? Çünkü Yeni Ekonomi Modeli Dolara bağlı kağıt ve diğer baskı maliyetlerine yetişemiyordu.

Eğitim materyali ekmek gibi ele alınmalıdır Bir an Eğitim Bakanlığının iyi niyetli olduğunu, çocukları, insaf sınırını aşan yardımcı kitap pazarının sömürüsünden korumak istediğini düşünsek bile her yıl tekrar eden bu anlamsız çırpınışlar sorunu çözmüyor. Yapılması gereken (ki bu öneri sonraki iktidaradır), örgün eğitim sisteminde kullanılan ders kitapları ile her türden yardımcı kaynağı ekmek gibi ele almak, maliyet hesabının üzerine üretici ve bayi payını ekleyerek forma başına sabit bir fiyat belirlemektir.

Ders programını destekler nitelikte hazırlanması gereken kaynakların birini diğerinden üstün kılan özellik kullanılan malzeme, reklam, dağıtım ve aracıya bırakılan paydır. Öğrenciyi ve ebeveyni yönlendiren genellikle fiyat (pahalı olanın içeriğinin zengin olduğu algısı) okul ve diğer eğitim yöneticileridir. Türkiye’de telif, tasarım ve içerik maliyeti etkilemez. Eğitim yöneticileri dahil çok az tüketici içerikle ilgilenir. Aksi halde kitap mı oyuncak mı olduğu belirsiz bir formalık okulöncesi kitabın 200 liraya satılmasının bir mantığı olurdu. Kısacası yardımcı kitapların standardının iyi belirlenmesi ve keyfi fiyatlandırmanın önüne geçilmesi gerekiyor. Böylece devlet de kullanıcının tercihine bağlı yardımcı kaynak seçiminden elini çekmiş olur.

Sınav için eğitim ve sınav sistemi, öğrenciyi yardımcı eğitim materyali kullanmaya zorluyor. Eğitim Bakanlığını kaynak hazırlamaya zorlayan da bu sistem. Sistemi değiştirmezsen sistem seni değiştirir. Nitekim Eğitim Bakanlığı sistemi yönetemez duruma düşmüştür. MEB'in kaynak kitap hazırlanması ve yasakla tekel oluşturması, asıl kaynağa (müfredata, ders kitaplarına, eğitim yöntem ve tekniğine, öğretmene) olan güveni biraz daha sarsacak ve kaynak kitaba olan talebi artıracaktır.

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Öğretmen adaylarına bir mezuniyet şartı daha: 'Milli Eğitim Akademisi' kurulacak AKP’nin kindar nesil ajandası MEB herkesi 'savunmaya' çağırdı: Twitter’dan müfredat eleştirilerine karşı kampanya Seçim bitti, verilen sözler unutuldu: Bakan Tekin'den 'mülakat' savunması Vakıf üniversitelerine düşük maaş yaptırımı