Dolmayan bir boşluk
Passat beğenmez adamlarınız,
Maybachlarınız, Mercedesleriniz
Etleriniz üşümez, koltuktan ısıtmalarınız
Saraylarınız, talanlarınız
Geç geç bitmez konvoylarınız, Taptığınız betondan rantlarınız
Şişman evlatlarınız, oburluk ve açgözlülük timsali yakınlarınız
Gemileriniz, gemicikleriniz
Sizin için kendini ateşe atanlarınız
Kandırdıklarınız, kandırıldıklarınız
Hiç bitmeyen talanlarınız,
Fıtrata güvenip hayatlarını kararttıklarınız
Her şeye tek bir gözden bakan çapsızlıklarınız
Vizyonsuz, kibarlıktan ve insanlıktan uzak tavırlarınız
“Vatandaşlarımız keşke bizim evimiz de yansaydı diyecek” diyebilen kuklalarınız
“Ormanların yanmasına müsaade etmek zorunda kaldık” diyen adamlarınız
Göz göre göre yaktıklarınız, tanıyamadığımız göremediğimiz duygularımız
İş tabakasıyla kararttığınız gençliklerimiz, hayatlarımız, umutlarımız
Dünyanın en güzel yerlerinden birinde hiç hak etmediğimiz yaşamlarımız
Cenneti cehenneme çevirebilecek kadar büyük kibriniz, arsızlığınız
Bakalım sizi nereye götürecek bu hal ve tavırlarınız?
Büyük ihtimalle yine sayamadığımız kadar çok araçla, konvoylarınız
Yine itfaiye, ambulans ya da vatandaşlarınızın önünü keseceksiniz
Yine acılarına çay basacaksınız
Yine tuhaf bir biçimde acı haberlerden bahsederken sırıtacaksınız
Yine elinizi masaya vuracaksınız
Yine emirler yağdıracaksınız
Yine anlamsız projelerle, çocuksu bir cahillikle sağa sola sataşacaksınız
Her şeye kızacak, herkesi haşlayacaksınız
Sizden başka herkes haksız, sizden gayrı her şey yalan olacak
Görmediğiniz gerçekleri yüzünüze söyleyen de yok gördüğüm kadarıyla
Hayal dünyasında yaşayan hülyalı ve şımarık bir çocuk bile büyür oysa ki
Sizlerin sadece cepleri ve arabaları büyüyor nedense
Açgözlülüğünüz kalbinizdeki boşluğu kaplamış, kara bir delik gibi her şeyi içine çekiyor
Varsa yoksa, güç, hırs, para diyorsunuz
Sevmeyi bilmiyorsunuz
Sevmeyi bilmeyene bu yaştan sonra neyi anlatayım?
Keşke bir şeyi bir zaman sevebilseydiniz
Keşke bir çiçeğe bakıp, bir kediyi büyütebilseydiniz
Keşke bir alet çalıp, ondan çıkan güzel sesle kendinizden geçebilseydiniz
Keşke dans edebilseydiniz korkmadan, çekinmeden
Keşke arkadaşlarınız olsaydı, arkanızda bıraktıklarınız sayılmaz…
Keşke okusaydınız güzel kitaplar, kursaydınız güzel hayaller
Şiir gibi, su gibi, güneş gibi, deniz gibi, böcek gibi, ağaç dibinde burabilseydiniz biraz da hayatla karşılaşsaydınız.
Olmamış, olamamış
Boşluğunuz dolmuyor
Neden biliyor musunuz? Çünkü sevdiğiniz bir şey yok
***
Bu kısmı da Gülinler arkadaşımdan gelsin:
Dinozorlar kaldıramayınca gerçeği gitmişler buradan
En büyüksün diye değilsin kral,
Dolanıyorsun aval aval.
Bir de üstüne dev gibisin
Her şey küçük senin için
Dinozorlar kaldıramayınca gerçeği gitmişler buradan.
Günün Manşetleri için tıklayın