Neredeeen nereyeeee?

Köşenin altında yan yana gördüğünüz iki fotoğrafı Belgrad’dan gönderen arkadaşım, 1971’deki cumhurbaşkanları Tito’nun ABD başkanı Nixon ile oturuşunu anımsayıp şimdiki cumhurbaşkanları Vucic’in Trump karşısındaki haliyle karşılaştırarak, “Nereden nereye?” diye sorduklarını yazmıştı.

Odatv, iyi bir gazetecilik refleksiyle, unutulmaz Tito-Nixon fotoğrafının hikâyesini yazdı. Tito, o fotoğrafla, o günden bugüne Beyaz Saray’da sigara içme yasağını çiğneyen tek insan olarak tarihe geçti.

Nixon’la ortak basın toplantısında, ABD’nin kanlı bıçaklı olduğu Küba’dan bizzat Castro’nun gönderdiği puroyu tüttürmüş, çaresizce bir tepkiyle “Sayın Cumhurbaşkanı, biz burada, Beyaz Saray’da, sigara içmiyoruz” diyen Nixon’a, purosunu bırakmadan ve gülerek “Ne kadar şanlısınız!” diye cevap vermişti.

Dış politikanın iç politikadan ayrılamayacağı bir gerçek. İçeride sıkışan iktidarların sınırlar ötesindeki gerilim, çatışma ve mümkünse başarılarla kendilerini sağlama alma çabaları da çok yaygın bir taktiktir.

Bir o kadar da riskli ama…

Sonuçta dışarısı bütünüyle sizin kontrol edebildiğiniz bir alan değil, en ufak bir tökezleme, hiç hesapta olmayan bir gelişme her şeyin tepetaklak olmasına yol açabilir.

Dış politikada rahat puro tüttürebilmek için, ekonomisi sağlam, içerideki sorunlarını kendi başına çözebilen, halkının kahir ekseriyetinin desteğine sahip, bagajı sorun yüklü olmayan iktidarlar gerekir. Özellikle de, ulusal sorunlarını uluslararasılaştırmamış bir ülke olmak gerekir.

Tümüyle uluslarasılaşmış bir Kosova sorunu varken ve Kosova’nın tanınması engellenemez hale gelirken, Kosova Sırplarını ve oradaki Ortodoks Sırp kutsal mekânlarını nasıl korurum derdine düşmüş bir Vucic’in, nerede nasıl oturacağını düşünecek hali kalmıyor.

Sırpların iki fotoğraf üzerinden sorduğu “Nereden nereye?” sorusunu, sonunda soru işareti olmadan, ne zamandır şarkı formunda söylüyoruz biz! AKP iktidarında “Türkiyem”in nasıl çağ atladığını vurgulamak için…

Pazar günü iktidarın en güçlü seslerinden Yeni Şafak’ı okurken, ben de kendimi aynı şarkıyı mırıldanırken buldum. “Nerdeeen nereyeeee…”

Yeni Şafak, Yunanistan’ın memnuniyetle karşıladığı araştırma gemimizin Antalya’ya dönmesi haberini “Oruç Reis’ten NATO molası” başlığıyla vermiş, “Müzakere çalışmaları sonrasında kabloları toplayıp limana yanaştı” demişti. Çaktırmadan “tası tarağı topladı” der gibi!

Geminin dönüşüne CHP’nin tepkisine karşı Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “Aylık rutin bakım-ikmal için döndü” açıklaması yaptı ama AKP seçmeni ikna olur mu, bilmiyorum!

Zaten “Neredeeen nereyeeee…” diye mırıldanmama neden olan Yeni Şafak’ın haberi değil, altındaki okur yorumlarıydı.

Seksen civarında yorum içerisinde AKP’ye güvenini sürdüren birkaç yorum olduğunu söylemezsem haksızlık ederim: “Başkanım ne yapıyorsa yanındayız. Ülkemin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapacaktır. Allah yâr ve yardımcıları olsun. Türkiyem yedi hain düvele karşı..”

Böyle bir-iki yorum dışındakilerin hepsi; “Çok yanlış bir adım” diyor: “Bu bana göre geri adım atmaktır, yazık olmuş inş boyle devam etmez. / Yani şimdi Türkiye geri adım mı atmış oluyor / Bi buronson hikâyesiylede karşılaşmış bulunuyoruz yazık / Hani yalnız ön şartsız görüşme kabul edecektik. Yunanın ön şartı önce gemini oradan çek diyordu. Yunan ön şartını kabul ettirmiş oldu / Hani topuyla tüfeğinizle topunuz gelin deniliyordu ne oldu da oruç reis limana alındı.”

Yeni Şafak okurlarının, AKP seçmeni demek yanlış olmaz herhalde, ezici çoğunluğunun tepkisi bu!

Neredeeen nereyeeee!

Günün Manşetleri için tıklayın

Çok Okunanlar
Yasak meşru değil, halk Taksim’de olacak Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sınavı: Türkiye birincisi mülakatta elendi Mülakatı savunan bakanın eşine ‘yürü ya kulum’ denmiş! Devlet bulamadı, PTT hemen buldu Selahattin Demirtaş'tan aylar sonra ilk paylaşım