Normalleştirebileceklerimizden misiniz?

Normalleşme yükleniyor… İyi güzel de nereye yükleniyor? Kim normalleşecek, o da önemli. Malum ülkemizde çok tercih edilen bir karakter çizgisi olan can çıkar huy çıkmaz felsefesine karşı mı geleceğiz yoksa? Bütün psikolojik bozukluklarımız, hırslarımız, şatafat sevgimiz, mantıksızlığımız, “ben yaptım oldu”cu anlayışımız, tuhaf halka tepeden bakan kibrimiz, itibardan tasarruf olmazımız mı normalleşecek?

Hangi sihirli değnek dürttü de aniden normalleştik? Bayram değil, seyran değil, eniştem neden iki gün öncesinden daha normal? Bizi normale yaklaştıran şey ne? Normalleşen biz miyiz yoksa çevremiz mi? Biz normaliz de çevremiz mi anormal? Hiç aklımın ermediği şeyler…

Halk olarak lafı çok seviyoruz. İki tatlı söze, bir güler yüze hasret kalmışız haliyle. Yıllardır suratsızlardan suratsız, asıklardan asık, kesiklerden kesik, külhanbeylerinden külhanbeyi, adamlardan daha adam tavırlar görmüş bu halk. Bir şey istediğinde, kafasına sürekli odunu, plastik mermiyi, basınçlı suyu, tekmeyi, biber gazını yemiş. Bunca yıldır bazen sokakta yürümesi bile zor hale gelmiş, bazense koskoca bir şehrin yarısı herkese yasaklanmış, güvenlikçi politikaların ve en anti demokratik duyguların demir yumruğu masaya vurulmuş. Tarih bilinciyle oynanmış, aklıyla alay edilmiş, gerçekler çarpıtılmış… Hepsinin belgeleri cumaya gelecek dendi, gele gele bizim de şansımıza normalleşme geldi.

∗∗∗

Neler oldu da yandaşların yandaşı, iktidardan daha iktidarcı plastik kalemler bile normalleşme çığlıkları atmaya başladı? Dediğim gibi bizim memlekette lafı çok severiz. Kimse işe bakmak, herkes laf yapar. Konuşunca mangalda da kül bırakmayız. Bu can bu bedende oldukça daha ne laflar edeceğiz, daha ne geri vitesler basacağız belli değil. Diyeceğim o ki en normale yakın normalleşme, lafa değil de icraata baktığımızda başlar. İlk normalleşmeyi Gezi davasında mı göreceğiz, yoksa artık kasıtlı olarak acı çeksinler diye içeride tutulan insanların mı acılarını dindireceğiz? Diyelim ki aniden bir normalleşme dalgası yaşandı, kim bunun sürekli olacağını söyleyebilir, kim normalleşme adımları atan aklın normal bir akıl gibi çalışabileceğini öngörebilir?

Bir yandan da Anadolu’yu yeniden keşfetmek için çok da geç kalmadık. Aklın yolu bir, tabii ki ortada konuşabileceğiz, uzlaşabileceğimiz, diyalog kurup derdimizi anlatabileceğimiz ve derdimizi de dinleyebilecek bir “akıl” bulabilirsek. Onca yıllık haşin pratiklerden birden bire vazgeçip de normalleştiğini söyleyen bir dostunuz olsa, size ne kadar inandırıcı gelir?

Mesela alkolik bir arkadaşınız var, bir gün diyor ki “Ben içkiyi ve sigarayı bırakıyorum”... Sizce arkadaşınız dediği gibi bu alışkanlıklarını bir anda bırakır mı? Yoksa geceleri yine gizli gizli, tekel mi arar? Bağımlılıklarda ve bağımlılarda bazı şeyler söylenildiği gibi kolay olmayabilir. “Bırak” demekle bırakılmayabilir, “bal bal” demekle de ağız tatlanmayabilir.

∗∗∗

Normalleşeceğiz de biz mi normalleşeceğiz acaba? AİHM kararlarını aniden uygulamaya mı başlayacağız? Hadi diyelim ki uyguladık, şimdi boş yere yatanlara kaybolan yıllarını kim verecek? Zaman makinesi sadece ileri doğru işliyor henüz maalesef. Zaten olması gereken, kanunların, kuralların söylediği şeyleri yapmak ne zamandan beri normalleşme oldu? Bir yandan da böyle açıklamalar yaparak da çok uzun süredir “anormal” bir şekilde takıldığımızı da ikrar etmiş olmuyor muyuz? Kasıtlı olarak anormal davranan bünyeler, birden normali nasıl kaldıracak?

Anayasa Mahkemesi kararlarına uymak mı bizi aniden normal yapacak? Belki de bir bebeğin yürümesi gibi önce emekleyeceğiz, sonra ilk adımlarımızı atmaya çalışacağız, sonra da belki yürüyebiliriz tekrar. Aslında şu anda ayakta bile durmak bizim için çok büyük bir adım olur. Normalimizi sürünmek olmuş zaten. En baştan yine bebeklere yürüme öğreteceğiz, giden yıllara, yiten canlara selam olsun.

Zamanında Bülent Ortaçgil de aynı normalleşme adımlarını hissetmiş:

Biri anlatsın hemen nedir bu normal

Canım sıkıldı yoksa ben miyim anormal?

Peki dedim Türkiye? Dedi ki normal

Ya AB? Bilmem! Normal

Ya ABD dedim? Dedi ki çok normal

Peki dedim ya DGM? Dedi ki normal

Ya OHAL, o kadar yıl? Bilmem! Normal

Peki GAP, ZAP, Hasankeyf? Hepsi normal…

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
İSKİ, İstanbul barajlarındaki doluluk oranını açıkladı Gözleri tamamen kapalı - 230 İSKİ açıkladı: İstanbul'da barajların doluluk oranında son durum Aileler küçülüyor, doğurganlık hızı düşüyor Çiçek Dilligil ile Bora Öztoprak’ın çocuğu cinsiyet uyum sürecine girdi