Santimler ve Saniyeler
Fenerbahçe, büyük sıkıntılarla boğuşarak ve hocasının koltuğu sallantıdayken çıktığı Galatasaray derbisini 2-1 kazanarak büyük bir iş başardı.
Galatasaray, önceki iç saha maçlarına göre daha çetin bir cevizle karşılaştı maçın ilk 15 dakikasında. Maçlara hızlı başlayıp rakibi baskı altına almasına alışık olduğumuz sarı-kırmızılılar ön alan baskısına ön alan baskısı ile cevap veren bir Fenerbahçe buldu karşısında, bu yüzden topu da bu bölümde zaman zaman rakibine bırakmak zorunda kaldı. Galatasaray’ın bulduğu gol, pas trafiği ve ikili mücadelelerde işlerin yolunda gittiği bir anda geldi, fakat ev sahibinin o kadar fazla atağı benzer fırsatlardaki pas hataları ve yanlış hamlelerle heba oldu ki, Galatasaray’ın ani baskın denemelerinde, defans hattını öne çıkarıp takımın boyunu kısaltma riskini alan Vitor Pereira’nın kumarı bir anlamda tuttu. Tabii bu paslar maçın başında Feghouli’nin Berke ile karşı karşıya kaldığı pozisyon gibi, gol dışında fırsatlar yaratabilse idi, Fenerbahçe soyunma odasına büyük bir dezavantajla gidebilirdi. Bu noktada maçın geneline yansıyan net bir tabloyu da ortaya koymak lazım. Marcao dışında, Galatasaray’ın birçok oyuncusu ikili mücadelelerde sarı-lacivertli rakiplerine yenik düştüler. Tempo bulmaya çalışan Terim’in takımına son darbeyi de kendi taraftarı vurdu. Önce yaratılan suni gerginlikler, ardından gelen gol, ufak bir mahalle kavgası ve Galatasaray’ın maçtaki etkinliği tamamen kaybolmuştu. Tabii şunu da eklemek lazım, Van Aanholt (alışıldığı üzere) ve Morutan o kadar kötüydüler ki Galataray ne sağını ne solunu çalıştırabildi.
İkinci yarıda Terim’in giderek boşalan orta sahayı güçlendirmek ve Fenerbahçe dörtlüsünün ortasında eriyip giden Halil’i değiştirmek adına yaptığı hamleleri bana göre yerindeydi (tabii bunlardan birisi bir felaketi getirecekti), zira Diagne elinden geldiğince Fenerbahçe’nin 2 göbek oyuncusunu sırtında taşıdı. Maçın sonundan baktığımızda, Terim’in Diagne ile başlamamasının bir hata olduğu söylenebilir, fakat yüksek ihtimalle kenar yönetim ulusal takımdaki Halil-Kerem ikilisinin performansının bu maça da yansıyacağını düşündü, fakat bu ikilinin karşısında Cebelitarık ve Karadağ savunmasının değil, daha dişli bir savunma hattının olabileceğini de tahmin edebilirdi.
Fenerbahçe’nin maçın sonunda attığı gol, Al Pacino’nun meşhur Kazanma Hırsı filmindeki meşhur “saniyeler ve santimler” konuşmasına benziyor. Taylan Antalyalı, Fenerbahçe’nin ikinci golünde Rossi’nin pas vereceği yönü yanlış tahmin edip ileriye 1 adım atarak Crespo’nun koridorunu bomboş bıraktığında, Fenerbahçe çoktan 3 puanı alıp gitmişti.
Galatasaray artık büyük bir krizde. Ligin zirvesine uzaklık, Avrupa başarısızlığını beraberinde getirirse tabloyu temizlemek çok zor olacaktır.