Hasta eden virüsler ve karmaşık ilişkiler

EBV virüsü doğrudan kanser yapan virüslerden biri. Afrika’da yerleşiklerdeki bir lenfoma ve geniz bölgesinde oluşan nazofarenks kanseri ile de ilişkili.

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol - @esenol

Bu yıl 28 Mart’ta, insanı en sık hastalandıran ve en yaygın karşılaşılan bir viral infeksiyonun etkeni olan Epstein-Barr virüsün (EBV) keşfinin 60. yılıydı. EBV dünya nüfusunun %90’dan fazlasını etkiliyor, tüm kanserlerin de %1’inden sorumlu olduğu düşünülüyor. Son yıllarda Multiple Skleroz (MS) ile yakın ilişkili olduğuna ilişkin bulgular, 2022’de yapılan bir çalışma ile bu ilişkiyi belirlemiş oldu. Bu çalışmaya göre EBV,MS hastalığının etkenidir denildi. 

EBV ile infekte olmak MS riskini 30 kat artırıyordu. (Bjornevik, K. et al. Longitudinal analysis reveals high prevalence of Epstein–Barr virus associated with multiple sclerosis. Science 375, 296–301 (2022).) 

Bu bulguların MS tedavisinde çok önemli olduğu düşünülüyor. MS, merkezi sinir sistemini etkileyen müzmin, otoimmun bir hastalık. Otoimmun; kişinin bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi doku ve hücrelerine saldırması olarak tanımlanabilir. MS, bilişsel, duygusal ve moror fonksiyonları, görme ve işitmeyi etkileyebilen bir hastalık. Şimdiye kadar bulunmuş ilaçlar, bağışıklık sistemini düzenleyerek hastalığın ilerlemesini durdurmak ya da yavaşlatmak amacıyla kullanılıyordu. Şimdi, virüsler üzerinde de etkili olduğu düşünülen ilaçlar ile yapılan çalışmalar var. Bu gelişmeler, Hepatit C ve Hepatit B ile yaptığımız yolculuğa çok benzediği için umut veriyor. 

Keşfi mikroskopla mümkün oldu 

Virüslerin keşfi, elektron mikroskopun bulunuşuyla mümkün olabildi. Çok küçük olan virüslerin düz mikroskopla görülebilmesi mümkün değildi. 1930’larda yılında keşfedilen elektron mikroskop ile virüsler ve onların yaptıkları hastalıklar konusunda önemli buluşlar yapıldı. 1918 yılındaki, o zamanki dünya nüfusunun beşte birini etkileyen savaştan daha çok, 50-100 milyon olduğu tahmin ediliyor- kişiyi öldüren İspanyol Gribinin etkeni olana “influenza virüs” salgından 20 yıl sonra keşfedilip anlaşılabilmişti. Daha sonra, virüslerin daha hızlı ve ayrıntılı tanımlanmasını sağlayan moleküler biyolojik yöntemler gelişti. 

Virüslerin keşfi ve bağışıklık sistemimizle kurduğu karmaşık ilişkinin anlanabilmesi, hastalıkların önlenmesi, tanı ve tedavisindeki hedeflerin, yöntemlerin belirlenmesinde çok önemli. Bu yüzyılın küresel afeti olan COVID-19 hastalığının etkeni bir koronavirüs idi. Dünya tarihinde ilk kez bir virüs 10 gün içinde tanımlanılmış ve hangi insan hücreleriyle ilişki kurduğu anlaşılmıştı. Bunun en önemli nedeni, 1990’larda başlayan büyük ölçekli “insan genom” ve” insan mikrobiyom” projeleri çalışmaları sırasında giderek daha sofistike hale gelen “moleküler biyolojik” yöntemlerdi. 

COVID-19 hastalığının etkeninin SARS-CoV-2 olduğu ve 2003 yılında Asya kıtasında salgın yapan SARS-CoV-1 ile %80 benzerlik gösterdiği de anlaşılınca aşı bulma çalışmaları hız kazanabilmişti. SARS-CoV- 1 kökenli salgın çok öldürücü seyredip 2 yıl içinde ortadan kalkmış gibi görününce o zaman başlatılan aşı çalışmaları da rafa kalkmıştı. Ama yapısal benzerlikleri keşfedilince, o aşı çalışmalarına tekrar dönülerek aşı bulmak ve çalışmak sürecindeki bazı basamaklar hızla geçildi. 

Doğrudan kanser yapan virüs 

EBV virüsü doğrudan kanser yapan virüslerden biri. Nadir görülen bir kanser olan Afrika’da yerleşiklerdeki bir lenfoma ve geniz bölgesinde oluşan nazofarenks kanseri ile de yakın ilişkili. Çoğunlukla küçük yaşlarda belirtisiz geçirilen, genç erişkinlerde “mononükleoz sendromu ” ya da “öpücük hastalığı” olarak bilinen hastalıkla seyreden bu viral infeksiyon bir kez geçirenlerde ömür boyu varlığını sürdürüyor. Kronik yorgunluk sendromu olarak tanımlanmış olan, halsizlik, düşük düzeyli ateş, lenf nodlarında büyüme, eklem, kas ağrıları ile aylarca süren tablodan da sorumlu. 

Bu tablo, COVID-19 ile yakın ilişkili olan ve dünyada 65 milyondan fazla kişiyi etkilediği bildirilen “uzamış Covid” ile çok benziyor. Virüsler insanın ve bağışıklık sistemimizin evriminde çok önemli mikroorganizmalar. EBV, COVID-19 kadar yaygınlaşan ve bağışıklık sistemiyle karmaşık ilişkilere giren virüsler yalnızca kesitsel, anlık hastalıklarla ilişkili değil.  

Tür olarak evrimimiz ve pek çok hastalığımız ile de yakın ilişkililer. 

Ne diyor Carl Sagan “Biz hem gökyüzünün hem yeryüzünün çocuklarıyız…Bizi bekleyen türlü tehlikelerin olduğu bir yol ayrımındayız... Alın yazımız kaçınılmaz olarak bilime bağlıdır” 

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Furkan Öztürk ve başarısı Bilim kurgu filmleri hayatımızın neresinde? Holografik bir evrende miyiz? Çocuğun bulduğu fosil 202 milyon yaşındaymış Higgs’in ardından