ABD ekonomisi stagflasyona giriyor. Enflasyonla durgunluğun bir arada olmasına stagflasyon deniyor. Bir yanda ekonomi konut piyasasındaki olumsuzluklar...

ABD ekonomisi stagflasyona giriyor. Enflasyonla durgunluğun bir arada olmasına stagflasyon deniyor. Bir yanda ekonomi konut piyasasındaki olumsuzluklar nedeniyle yavaşlarken öte yanda dünya enerji, gıda ve hammadde fiyatlarının hızla yükselmesi üzerine maliyet enflasyonu başladı. Merkez bankaları durgunluğu aşmak için faizleri düşürüp piyasalara bol ve ucuz para enjekte ediyor ama bu şu ana kadar hiçbir işe yaramadı. Çünkü para görece ucuzlasa bile bu şirketleri reel yatırımlara yöneltmeye yetmiyor. Çünkü herkes nakit tutarak olası bir resesyondan zararsız çıkmanın hesabını yapıyor. Kısacası beklentiler bozuldu bir kere ve ucuz para bunu düzeltmeye yetmez. Bu durumda ABD stagflasyona çoktan razı. Korkulan bunun resesyona dönüşmesi, yani büyüme hızının yüzde 1 civarına inmesi.


Hal böyle iken Türkiye"de yüzde 7.5 dan daha yavaş büyüme bizi kesmez sesleri yükseliyor. Neden? Çünkü bizim ihracatımız esas olarak Avrupa"ya ve orası henüz ABD ekonomisindeki olumsuzlukların etkisini görmedi. Ne var ki böyle sürmesi beklenemez. Avrupa ve ABD arasında büyük bir ticaret hacmi var, dolayısıyla ABD resesyona doğru gittikçe Avrupa bunun sıkıntısını er ya da geç hissedecek. O nedenle 2008"de Türkiye için yüzde 5 büyüme iyi bir performans sayılmalıdır. Buna sosyal güvenlik yasasının yürürlüğe girecek olmasını eklersek Türkiye"nin özellikle yoksullarını oldukça zor bir yıl bekliyor. Bu yeni bir haber değil tabii. Yoksullar için yıllar birbirinden zorlu geçiyor zaten. Demek istediğim 2008"in 2007"yi aratacak olması.


Dünya yoksulları için de öyle. ABD belediyeleri tarafından hazırlanan raporlarda kentlerde yoksullaşma boyutlarının endişe verici bir hal almaya başladığı belirtiliyor. Yoksullaşma sürecinin daha da derinleşmesinin iki ana sebebi var. Bunlardan birisi büyümedeki yavaşlama, ötekisi de dünya gelir dağılımının giderek daha da bozulmakta oluşu. Sermaye ve emek gelirleri arasındaki uçurumun derinleşmesi, sosyal ücretin düşmesi bir yana emek gelirleri arasındaki farklılaşma da absürd boyutlara ulaşmaya başladı. Wall Street"de çalışan finans uzmanlarının, bırakın maaşlarını, aldıkları yıl sonu primleri bile 5-6 kişilik yoksul bir ailenin yıllık gelirini katlayacak boyutlarda.


Kapitalizmi saldık çayıra, böyle oldu. Şaşılacak bir şey yok. Dizginlerinden boşaldığı zaman hep böyle olur. Ortalıkta alternatif de yok. Allanın bu işlere bakmadığını da binlerce yıldır biliyoruz. Yine de o alternatifi yaratabilmek için çırpınmaktan başka yapacak bir şey yok. 2008 hiç de hoş gelmedi dünyanın yüz milyonlarca yoksulu için.