İşçiler emekleri için dünyanın dört bir yanında yüz yılı aşkın süredir kent meydanlarında 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü bir diğer adıyla 1 Mayıs İşçi Bayramını kutluyor. Peki, 1 Mayıs neden kutlanır? 1 Mayıs İşçi Bayramı nasıl ortaya çıktı? İşte 1 Mayıs’ın tarihçesi

1 Mayıs neden kutlanır? 1 Mayıs İşçi Bayramı nasıl ortaya çıktı? İşte 1 Mayıs’ın tarihçesi

Eric Hobsbawm’a göre 1 Mayıs, yılbaşı dışındaki tüm günlerden daha evrensel bir tatil ve dinsel rakiplerini çok geride bırakan özel bir gün olarak tanımlanıyor. Marksist tarihçi Hobsbawm bu fikriyle İşçi Bayramı olarak kabul edilen 1 Mayıs’ı dolasıyla emeği ve onu ortaya koyanları sınıfların birleştiriciliğini bugüne dek dünyada üretilmiş tüm değerlerin karşısında daha birleştirici olduğunu vurguluyor.

1 Mayıs neden kutlanır?

Bir fabrika önünde grev yapan işçiler | İstanbul, 1980
Bir fabrika önünde grev yapan işçiler | İstanbul, 1980

Başlangıçtan bu yana farklı anlamlar yüklense ve farklı biçimlerde kutlansa da 1 Mayıs en yaygın uluslararası gün/tatil/bayram olma özelliğini sürdürüyor.

1 Mayıs uluslararası ölçekte işçi sınıfının bir araya gelerek hemen hemen dünyanın dört bir köşesinde kent meydanlarını doldurarak emekleri için omuz omuza durduğu bir gündür. Bu yüzdendir ki adı 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olarak da geçmektedir.

Neden işçiler 1 Mayıs’ı kutlar?

Bu sorunun cevabını vermeden önce işçi nedir sorusunun yanıtı vermek gerekir. Karl Marx’a göre işçi sınıfı yani proletarya belirli bir ücret karşılığı emeğini satan ve üretim araçlarına sahip olmayan sayıca fazla kitle yığınları olarak tanımlanır. Bu tanıma göre günümüzde işçi denince akla gelen mavi yakalı portrenin aksine aslında emeği üzerinden başkalarının kâr ettiği herkes işçi sınıfının bir parçasıdır. Dolayısıyla bugün mavi yakalı fabrikadaki işçiden cam gökdelenlerin içindeki bilgisayar başında çalışan beyaz yakalılara, öğretmenlerden doktorlara; toplumu, yaşamı var eden emeğini satarak geçen herkes bu kavram içerisinde değerlendirilir.

Maden İşçileri Grevde | Zonguldak, 1985
Maden İşçileri Grevde | Zonguldak, 1985 

Kapitalizm kendisini emek sömürüsü sayesinde var eden bir sistemdir. Dolayısıyla üretim araçlarına sahip olmayan milyonların emeği üzerinden üretim araçlarına sahip olan bir avuç azınlık çıkar sağlar. Kapitalist sistem içerisinde bu durumun tersi yaşanamaz. İşçi verdiği emeğinin karşılığını tam olarak alamadığı gibi ürettiği değerin ederi ne kadar fazla olursa olsun saatlik ücret/mesai başına karşılık alır. Bir inşaat işçisi milyonlarca liralık bir evi inşa etse de alacağı ücretle o evin kapısını dahi alamaz keza kapıyı üreten işçi de. Bu sebeple kapitalist sistem içerisinde kapitalizm var oldukça işçilerin emeklerinin karşılığını alma mücadelesi hiçbir zaman son bulmaz. Bundan kaynaklı olarak 1 Mayıs’ı işçiler emek, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlar.

1 Mayıs İşçi Bayramı nasıl ortaya çıktı?

Her şey 1884‘te Amerikan İşçi Federasyonu’nun (AFL, o dönemki adıyla FOTLU) işçilerin 1 Mayıs 1886’dan itibaren artık 8 saatten fazla çalışmayı kabul etmeyeceği yolunda bir karar almasıyla başladı. AFL 8 saatlik işgünü talebiyle ABD çapında kampanya ve gösteriler düzenleme kararı aldı. 1 Mayıs 1886’da ABD’de 10’dan fazla kentte 350 bin işçinin katıldığı gösteriler yapıldı. 80 bin işçinin katıldığı Chicago’daki dahil ABD çapındaki 1 Mayıs 1886 gösterilerinde olay çıkmadı.

1 Mayıs’ın tarihçesi

 Amerikan İşçi Federasyonu’na ait bir poster | 1886

Bu sırada Chicago’da kurulu Mc Cormick fabrikasında anarşist sendikacıların öncülüğündeki işçiler şubat ayında beri (8 saatlik işgünü kampanyası ile alakası olmayan nedenlerle) grevdeydi. 3 Mayıs 1886 günü işveren grevi kırmak istedi. Polis grev kırıcıları fabrikaya sokmak istemeyen grevcilerin üzerine ateş açarak 6 işçiyi öldürdü. Anarşistler bu saldırıya karşı 4 Mayıs 1886’da Samanpazarı meydanında bir protesto düzenlendi. Olaysız biçimde süren gösteride kimin tarafından atıldığı bugün bile hâlâ belirlenemeyen bir bomba polis şefinin ölmesine ve çok sayıda polisin yaralanmasına yol açtı. Bunun üzerine polisin göstericilere açtığı ateş sonucunda 10 kişi öldü.

Samanpazarı olayları bahane edilerek ABD çapında anti-sendikal bir histeri körüklendi, 8 saatlik işgünü kampanyasını gölgeledi ve başarısızlığa uğradı. Atılan bomba bahane edilerek 8 anarşist işçi-sendikacı tutuklandı. Yargılama sırasında tutuklanan sendikacıların polislere atılan bomba ile bağlantılı olduklarına dair ne bir kanıt ne de bir tanık bulunabildi. Ancak yaratılan işçi ve sendika düşmanı hava nedeniyle jüri zanlıları suçlu buldu. Sekiz anarşist sendikacının yedisi idama mahkûm edildi ve beşinin cezaları onandı. İdamı onaylananlardan Louis Lingg tutulduğu cezaevinde intihar etti. Albert Parsons, August Spies, Adolph Fischer ve George Engel ise 11 Kasım 1887 tarihinde asılarak idam edildi.

1 Mayıs’ın Doğuşu

15-16 Haziran 1970 Grevi
15-16 Haziran 1970 Grevi

1 Mayıs’ın kökeninin Chicago Samanpazarı trajedisi olduğu yönünde -özellikle Türkiye’de- yaygın bir kanaat olmasına rağmen Samanpazarı olaylarının doğrudan 1 Mayıs ile bağlantısı yoktur ve idamların sebebi 8 saatlik işgünü kampanyası değildir. Chicago Samanpazarı olayları ve sonrasındaki hukuksuz yargılama ve idamlar şüphesiz emek tarihi açısından özel bir yere sahiptir. Bu olaylarda yaşamını yitiren ve idam edilen işçilerin ve sendikacıların unutulmaması ve anılarının yaşatılması son derece önemli ve gereklidir.

Ancak emek tarihindeki taşların aslına uygun yerleştirilmesi de büyük önem taşıyor. 

Hobsbawm’a göre 1 Mayıs’ın asıl çıkış noktasına ilişkin bir tartışma yoktur. 1 Mayıs Bayramı, 1889’da Paris’te toplanan İkinci Enternasyonal Kongresi’nde kabul edilmiş bir kararın sonucudur. Kongrede kabul edilen karar işçilerin 8 saatlik işgünü talebini kamu otoritelerine duyurmak için bütün ülkelerde ve şehirlerde önceden belirlenen aynı günde uluslararası bir gösteri yapma çağırısıydı. AFL’nin bu yöndeki kararına atıfta bulunularak sekiz saatlik işgünü için 1 Mayıs 1890’da bütün dünyada uluslararası gösteriler düzenlenmesi kararı benimsendi. Kararda Samanpazarı trajedisinden söz edilmiyordu.

Öte yandan bu karar bir kereye mahsus bir gösteri için alınmıştı. Düzenli yıllık bir gösteriden, tekrarlanacak özel bir işçi gününden veya bayramından söz edilmiyordu. 1 Mayıs 1890 gösterileri görkemli oldu. 1 Mayıs’ın hızla yükselmesi ve gelenekselleşmesi 1 Mayıs 1890 gösterilerinin başarısının sonucudur. Hobsbawm’a göre ilk 1 Mayıs Bayramı birçok ülkede emeğin gücünün ve özgüveninin artmasıyla aynı zamana denk gelmişti. İlk gösterilerin beklenmedik başarısı göz önüne alındığında bir yenileme istediğinin gündeme gelmesi kaçınılmazdı. Nitekim İkinci Enternasyonal’in 1891 Brüksel Kongresinde 1 Mayıs gösterilerinin her yıl tekrarlanmasını karar altına alındı ve 1 Mayıs’ı uluslararası işçi günü olarak resmen ilan edildi. Rosa Luxemburg “1 Mayıs’ın Kökenleri nedir” başlıklı çok bilinen yazısında Samanpazarı trajedisinden söz etmez. Hobsbawm’a göre de 1 Mayıs’ı Samanpazarı şehitlerini anma günü olarak gelenekselleştirmek isteyenler anarşistlerdir.

Görüldüğü gibi 8 saatlik işgünü hareketi ve 1 Mayıs geleneği anarşist köklere sahip değildir.

ABD’de doğan 1 Mayıs, burada diğer ülkeler kadar güçlü bir yer edinemedi ve “labor day” eylül ayının ilk pazartesi olarak yaygınlaştı. Öte yandan 1 Mayıs sendikal ve sosyalist bir geleneğin ürünü olmasına karşın Sovyetler Birliği’nden sonra 1 Mayıs’ı ilk resmi işçi bayramı ilan eden Hitler hükümeti oldu. Franco İspanya’sından Mareşal Pétain’in Fransa’sına kadar 1 Mayıs emek bayramı olarak kutlandı. 1980’lerde Avrupa Birliği 1 Mayıs’ı resmi tatil (emek günü) ilan etti. Hobsbawm’a göre Batı’nın resmi işçi bayramları, 1 Mayıs’ı onu işçi hareketinden, sınıf bilincinden ve sınıf mücadelesinden koparma ihtiyacından kaynaklanıyordu. 1 Mayıs bazen bir korku ve tedirginlik günü bazen ise ehlileştirilmiş bir bayram ve bahar günü haline getirildi.