10 Ekim duruşması "Adalet istiyorum" talebi nedeniyle ertelendi
10 Ekim katliamına ilişkin 16 firari sanık hakkında süren davada, tanığın hiçbir firari sanığı tanımadığını söylemesinin ardından mağdurlardan birisinin "Adalet istiyoruz" diye bağırması üzerine çıkan gerginlik nedeniyle duruşma 19 Mart’a erteledi.
IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirdiği intihar saldırısına ilişkin 16 firari sanık ve sanık Erman Ekici hakkında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 9. duruşması bugün yapıldı.
Duruşmayı CHP milletvekilleri Abdurrahman Tutdere, Alpay Antmen, Mahmut Tanal, Gamze Taşcıer, Fazıl Kasap, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Ali Şeker, Burcu Köksal, Candan Yüceer, Orhan Sarıbal, Sezgin Tanrıkulu ve HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, İstanbul Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, TİP İstanbul Milletvekili Erkan Baş da izledi.
Sanık Ekici, duruşmaya Sincan Cezaevi'nden SEGBİS ile katıldı. Davayı başından bu yana takip eden mahkeme heyeti üyeleri Yargıtay'a atandığı için dosyayı yeni heyet devraldı.
"ZORLA EVLENDİRİLDİM"
Duruşmada firari sanık Muhammed Zana Alkan'ın eşi Büşra Şahin, tanık olarak dinlendi. Şahin, Alkan ile zorla evlendirildiğini söyleyerek, "Mustafa Deniz Şahin eşim olur. Beni Suriye'ye götürdü. 2015 yılında eşim ölünce beni Alkan ile evlendirdiler. Sonra o da öldü. 2019 yılının Şubat ayında Türkiye'ye geldim. Suriye'de evden çıkmıyordum, ablamın çocuklarına bakıyordum. Ablamın eşi Emrah Şimşek de Suriye'de vefat etti" dedi.
"PASAPORTSUZ GİRİŞ YAPTIM"
Sanık Erman Ekici'yi tanımadığını belirten Şahin, mahkeme başkanının sorularını yanıtladı. Şahin, Suriye'de ablasının evinde kaldığını ve kadınlara özgü bir ev olmadığını söyledi. Suriye'ye Gaziantep'ten gittiğini ve dönerken de Şırnak'tan ülkeye giriş yaptığını anlatan Şahin, "Kaçakçıyla Kuzey Irak'a gittim. Oradan da Türk Konsolosluğu aracılığıyla Türkiye'ye geldim. Pasaportsuz giriş yaptım" diye bilgi verdi. Şahin, Habur Sınır Kapısı'ndan ülkeye giriş yapmasının ardından Şırnak'tan Ankara'ya uçakla geldiğini ekledi. Şahin, Suriye'de evliliğinde takılan altınlarını satarak geçimini sağladığını söyledi.
SANIK AVUKATI SORULARA İTİRAZ ETTİ
Mağdur avukatları, Şahin'e sorular yöneltti. Şahin, "El Hama’da kaldınız mı?" sorusuna "Son zamanlarda kaldım" yanıtını verdi. Sanık Ekici'nin avukatı ise mahkeme heyetine "Sayın başkan tanık olarak dinleniyor. Sanık gibi sorgulanmasına itiraz ediyorum. Sanık (Ekici) hakkında sorular varsa onlar alınsın, sonra tanık gitsin" diye itirazda bulundu. Mahkeme başkanı sadece 10 Ekim katliamına ilişkin sorular sorulmasını istedi. Şahin, eşi Alkan'ın öldüğünü nasıl öğrendiğini ise "PKK'dan birisi resmini çekmiş, Twitter'a atmış. Orada gördüm" sözleriyle açıkladı.
Duruşmada firari sanık Muhammed Zana Alkan'ın eşi Büşra Şahin'in tanık olarak fotoğrafları gösterilen firari sanıklardan tamamı için "Tanımıyorum" demesi üzerine mağdurlar ile başlayan gerginliğin ardından mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi. Mahkeme başkanı itiraz eden mağdurun duruşma salonundan çıkmadan yargılamaya devam etmeyeceğini söyledi.
ANKA'da yer alan habere göre mağdur avukatları mahkeme başkanı ile görüştü. Avukat Murat Kemal Gündüz, mahkeme başkanını duruşmada tanığa tepki gösteren mağdurun salonu terk etmeden yargılamaya devam etmeyeceği sözünü aktardı. Gündüz, "Mahkeme başkanına buradan birisi bile giderse biz de avukatlar olarak salonu terk edeceğimizi kendisine ilettik" dedi.
Mahkeme heyeti yaklaşık 30 dakikalık aranın ardından duruşma salonuna geri döndü. Mahkeme başkanı itirazda bulunan mağdurun salondan çıkarılıp çıkarılmadığını sordu. Mağdurun çıkmadığı yanıtı verilmesi üzerine mahkeme başkanı bu durumu tutanağa yazdırdı. Avukat Gündüz, mahkeme başkanına mağdurun çıkarılmasına itiraz ettiklerini, yargılama süreci boyuncu 65 celse görüldüğünü ve kimsenin salondan çıkarılmadığını belirtti. Gündüz, duruşmanın da mağdurun salondan çıkarılmaması nedeniyle ertelenmesi halinde itiraz edeceklerini söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili avukat Sezgin Tanrıkulu da duruşmaya katılarak CHP adına beyanda bulunmayı talep etti. Mahkeme başkanı "Son sözü size veriyorum" demesi üzerine Tanrıkulu, şunları söyledi:
Mahkeme tablosunu ben de izledim, avukatım. Burada adil, dürüst yargılama ortamını sağlamak sizin göreviniz. Gördüğünüz dava Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük katliamının davası. 103 insan parçalanarak öldü. Bağıran ‘adalet istiyorum’ dedi, başka bir şey istemedi. Bu gerginliğe gerek yok. İnatla adalet olmaz. Yargılamayı sağlamak görevinizdir. Yargılamanın ertelenmesine gerek yok. Yapacağınız işlemler hukuka aykırı olur.
HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da söz almak istedi, ancak mahkeme başkanı buna izin vermedi.
Mahkeme başkanı duruşmayı 19 Mart’a erteledi. Mağdurlar mahkeme başkanını alkışlarla protesto ederken "Kime biat ettiğin belli" dedi.
10 EKİM KATLİAMINDA NE OLDU?
Ankara Garı kavşağında düzenlenen Barış Mitingine 10 Ekim 2015'te, saat 10:04’te intihar saldırısı düzenlendi. Olay yerinde 69 kişi, toplamda ise 103 kişi ve iki saldırgan hayatını kaybetti. Saldırıyla ilgili iddianame 13 Temmuz 2016'da kabul edildi. 36 kişi hakkında dava açan savcılığın iddianamesinde, saldırı talimatını, IŞİD Türkiye sorumlusu İlhami Balı'nın verdiği bildirildi. İddianamede, Suruç saldırısını da aynı kişilerin organize ettiği belirtildi. İddianamede, Balı'nın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında "birden çok kasten öldürme" suçundan 100'er kez ağırlaştırılmış müebbet, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçlarından 5 bin 83 yıldan 7 bin 820 yıla kadar hapis cezaları istendi. Saldırıyla ilgili dava, 7 Kasım 2016'da başladı ve sürüyor.